diyanet işleri başkanı skocax olsun kampanyası

  • tanrının izni ile başkanlığa talibim. hem de maaş, yol, sgk, koruma, saray ve mercedes gibi özlük hakları talebim de yok.

    babanın öz kızına şehvet duyması konusundaki fetvayı diyanetten çok önce vermiştim. buyrun inanmayan baksın:

    (bkz: fıkıh/@skocax) (sondan ikinci paragraf kendi kızına dokunmak suretiyle nikahın düşmesi başlıklı kısım)

    bende bütün din ve şeriat işleri beleş. maksat vatandaşa hizmet.

    ehli sünnet üzerine kadılık eğitimi almış adamım. ilahiyat okumuş yakınlarım var, bir bok bildikleri yok. türkiyede ilahiyat eğitimi ve ilahiyatçıların kendileri çok zayıf. bütün başarısız öğrenciler ilahiyata gidiyor. belki yüzde doksanı analitik anlamda ortalama iq'nun altında adamlarla dolu. imam hatiplere katsayı uygulamasını en çok ne için destekliyordum biliyor musunuz? ilahiyatlara biraz zeki insanlar da gitsin diye. imam hatip mezunu adam öss' de eskiden 180 soru vardı, 150 net yapmış mesela; kırpılmış okul puanını ekleyince cücük gibi kalıyor toplam puanı. tıp istiyor, hukuk istiyor, mühendislik istiyor toplamda puanı yetmiyor. mecbur kalıyor ilahiyata. böylece akademik anlamda kafası çalışan insanlar da ilahiyata gitmiş oluyor, güzel değil mi? ankara üniversitesi ilahiyat fakültesi bugün reforma hazırlanıyor. dün müydü biri bana bir cevap yazmıştı türkiye kemalist rejimden kurtulunca akepe döneminde hermenötik yapmaya başladı diye. öyle değil bebeğim. akepe mehmet görmezdir. mehmet görmezin en korktuğu şey de hermenötik'tir. hermenötik reformun anahtarıdır. kuran "öldürün" der mesela bunu hermenötik yaparak "hayır o dönem orta çağdı herkes birbirini öldürüyordu, polis yoktu mahkeme yoktu devlet sınırları ve sınır karakolları yoktu, kuranda öldürün yazıyor diye bugün şu demokrasi ortamında kimse kimseyi öldürmek zorunda değil, ya meclisle çöz sorununu ya da bir masaya oturup uluslararası antlaşmalar yap yeter ki kavga etme" şeklinde akla uygun olarak manipüle edersin. çünkü başka çaren yoktur. çünkü modernitenin içinde onun verdiği rızk ile yaşıyorsun. bugün sana rızkı allah vermiyor yahudinin üstün tohum teknolojisi sayesinde doyuyor 77 milyon. reform yapmış domuz yiyen almanın tavuk üretim sistemi sayesinde vatandaşına tavuk yedirebiliyorsun. danimarkalının gemileri sayesinde balık tutabiliyorsun. sen rızkını moderniteden alıyorsun, aklı icat edenlerden alıyorsun.

    akademik kafası basma ile sınavlardan alınan puanların korelasyonu var. duygusal zeka vs. dersiniz itiraz etmem kimseye de geri zekalı dediğim yok ama ilahiyata neden en düşük puanlı insanlar gitsin ki? manav murtaza efendi mi yapacak islamda reformu? reform din adamlarının işidir. protestan reformunu sokaktaki adamlar yapmadı. siyasal ortam müsaitti, reforma açtı, reforma susamıştı ve reform gerçekleşti, din adamları kendi aralarında yaptılar reformu ve yığınları da ikna ettiler. bugün islam dünyası da reforma aç bir durumda. reforma müsait bir ortam var. neden? hergün 3500 arap birbirini öldürüyor. suriyeliler, ıraklılar kucaklarında bebekleri ile "kafir" avrupadan ekmek dileniyorlar. din 1500 parçaya bölünmüş halde. herkes kendini gerçek islam ilan ediyor. bu durumda herkesin gerçek islam telakki ettiği şeyin herkesin kendi gerçek islamı olduğu ama başkalarının islamlarına da kimsenin karışamayacağı bir ortam lazım yani kamusal alanlardan bütün gerçek islamları def etmek yani demokrasi yani adalet, sekülerizm, medeniyet. bunun için diyanetin başına dinden anlayan bir ateist geçmeli belki de.

    ehli sünnet fıkhı apartman hayatına uyum sağlayamadı dostlar. ehli sünnet fıkhı asfalt yolda gidemiyor eski toprak yollara muhtaç. ehli sünnet fıkhının kanalizasyon sistemi öngörüleri yoktu; suyun içindeki bok/ölü hayvan/leş oranına göre içtihatlar hazırladı ehli sünnet fıkhı. ehli sünnet fıkhı medya ile sosyal medya ile mücadele edemiyor. bugüne kadar nasıl böyle gelmiş bugün dünyadaki 1.5 milyar insanın, islam aleminin %80'inin kimliği neden sünni açıklayayım:

    elinize her hangi bir dört mezhep fıkhı kitabını alırsanız içinde yazılı olanların en az %70'inin saçmalık olduğunu görürsünüz. ancak kalan %30'u da müthiş kapsayıcı, barışçıl, akrabaya yardım etmeli, fakiri kollamalı, haksızlığa karşı baş kaldırmalı, ahlakı yüceltmeli, komşusu açken tok yatmamalı öğretilerdir. ehli sünnet denen form oluştuğundan beri yani abbasilerin son halifeleri ile selçukluların ilk hükümdarları ve özellikle vezir nizamülmük ile imam gazali'den beri camilerde insanlara bu %30'luk hoşgörülü kısım anlatılıyor. kalan %70 ise kritik durumlarda ortaya çıkarılıyor. araplar dışında kuranı kendi kendine anlayabilen kimse yok çünkü mesela ilk tam türkçe kuran meali elmalılı hamdi yazırın atatürkün direktifi ile hazırladığı mealdir. fıkıh da ulemanın elindedir eski devirlerde. halkın elinde okuyacak bir şey yoktur. sadece camii hocası vardır islamı öğrenebileceği. türkçeye hala çevrilememiş fıkıh kitapları var. işte sizin dedeleriniz islamı bu şekilde tek bir harf dahi görmeden hocanın anlattığı o yüzde otuzluk hoşgörülü kısımdan öğrendiler. siz de onlardan öğrenen babanızdan. gidip de bir tek fıkıh kitabı açmadınız; acaba bu gerçek sünni islam neymiş diye. yalan mı?

    kuranda mesela enfal 60'da "düşmana karşı atlarınızı hazırlayın" der. hadi hazırlayın amk. rusya ile savaşıyoruz diyelim hazırlayın lan atları... yanına da eşek ve katır koyun hatta yardımcı olur. rusların tankları var sürün üstüne atları, atlar tanklara kafa atsın ve savaşı kazanalım. ama allah bize at hazırlamamızı emretmiş. ne yapacağız? allahın emrine karşı mı geleceğiz? allahı yok mu sayacağız? allaha şirk mi koşacağız?

    bizim iki yüzlü müslümanlarımız bu ayeti "ya orada at ya da binek hayvan diyor ama bugünkü at tanktır, savaş uçağıdır" diye çevirirken kurandaki şeriatın diğer meselelerini, ibadet, cihat, kadınlara karşı tutum, dört kadınla evlilik, kadını dövmek, eşcinsellik, tesettür vs. olduğu gibi almaya kalkıyorlar. bu iki yüzlülük değil mi? islamı apartmanda, şehir merkezinde, asfalt yolda, içme suyu sisteminde, kanalizasyon sisteminin olduğu bir dünyada yaşanır hale getirmek zorundayız. bunun için de ehli sünnet fıkhından, şii fıkhından kurtulmak zorundayız.

    açık ve net bildiğim bir şey var: bütün müslümanlar birleşip de gazali'ye ana avrat sövmeden zilletten kurtulamazlar.
    gazalinin ihyasının diyanet müfettişi ahmet serdaroğlu çevirisinin üzerinde "ehli sünnetin gözbebeği" yazar. bugün türk sünnilerinin yaşadığı dini bütün detayları ile yazıya döken kişi gazalidir. gazaliden sonra gazaliye muhalif olanların tümünü dinden çıkarmış aforoz etmişlerdir: mesela ibn-i teymiye. ibn-i teymiye ehli sünnet hanbeli mezhebinden olduğu halde sırf gazaliye itikadi anlamda muhalafet etti diye dinden çıkardılar. bugünkü ışid ibn-i teymiyecidir. ışid'e de sırf bu yüzden sünni değil diyorlar. halbuki köküne kadar sünni/hanbeli ışid. ebu bekir bağdadi'nin namazı hanbeli mezhebine göredir. kıyamda elleri göbeğinin üzerinde bağlar. maliki değildir malikiler hiç el bağlamaz. şafii ve hanefiler de bizim camiilerdeki gibi zaten.

    gazaliden önceki gazali muhaliffleri de ve hatta ibn-i sina, farabi gibiler de dinden atılmışlardır.

    bana sen türk islam sentezine kurban ol diyorlar. türk islam sentezi gazalidir.

    her neyse biz fıkıhtan devam edelim. ehli sünnet fıkhının ilginç noktalarından size bir demet sunayım. gelecekte mehmet görmezgiller bunları da yumurtlarsa şaşırmayın:

    *bir kişi dinden yani ehli sünnetten çıkarsa karısı ona haram olur karısı ile yaptığı seks zina olur. çocukları olursa dinen veledi zina (orospu çocuğu) olur.

    * eğer bir erkek zinaya zorlanırsa zekeri (siki) kalkmadan zina yapamayacağı için günaha ortak olur.

    *ehli sünnet olmayan; yahudi, hıristiyan, mecusi vs. ve hatta günahkar sünni hiç kimsenin şahitliği hiç bir mahkemede kabul edilmez.

    * köle efendisine efendi de kölesine şahitlik edemez.

    * azad edilmemiş köleler mülk edinemezler.

    *kendini kadına benzetenler, erkek gibi davranan kadınların, ölünün arkasından ağıtçılık yapan kadınlar ve insanlara şarkı söyleyen kadınların hiç bir mahkemede şahitlikleri kabul edilmez.

    *faiz yiyenlerin şahitliği kabul edilmez.

    *satranç ve kumar oynayanların şahitlikleri kabul edilmez.

    *sokakta yürürken bir şey yiyen kişinin şahitliği kabul edilmez.

    *selefi salihine (yani muhammedi dünya gözü ile gören, onu görenleri gören ve onu görenleri görenleri gören müslümanlara mesela muaviye ve yezide) açıkça söven kişinin şahitliği kabul edilmez.

    *avcılıkta besmele çekmeden vurulan avın eti yenmez.

    *suya düşen veya vurulduktan sonra yuvarlanıp uçurumdan bir mızrağın ya da demirin ucuna düşen av yenmez. (illa avcının besmele çekilmiş oku ile ölmeli av)

    *avlanan su kuşunun yarasına su isabet ederse yenmez.

    *eğer biri vasiyetinde tüm varlığını kafir, günahkar ya da köle olan birine bıraktı ise vasiyet bunlara geçmez şeriat tarafından vasinin yakınlarına verilir.

    evet türk islam sentezi yani hanefi fıkhı ne kadar süper değil mi?

    kaynak: el ihtiyar, hanefi fıkhı.