direksiyon sınavı

  • bakıyorum da sinyal vermeyi unuttu diye sınavdan kalanlar ağlamaya başlamış burada. ulan bir de pişkin pişkin şunu diyebiliyor adam; "ülkede zaten herkes sinyale dikkat etmiyor, direksiyon sınavında neden bu kadar dikkat ediyorlar blah blah...". arkadaşım bak araba kullanacaksan, en basit seviyede o sinyal kolunu çalıştırmayı öğreneceksin. topluma böyle düşüncelere sahip senin gibi hanzolar katılmasın diye öyle o kadar dikkat ediyorlar. o sinyali vermeyi seve seve öğreneceksiniz. unutmayın ki, o vermeyi unuttuğunuz sinyal hayatınızın bir anında birini öldürmenize sebep olabilir bunu unutmayın.

  • dün girdiğim ve üçüncü seferde anca geçebildiğim sınav.

    60 lira sınav ücretini internet bankacılığıyla sevgili milli eğitime gönderdim ve ilk sınavıma girme hakkı kazandım. yan koltukta benden baya genç, gözünde kocaman bi ray ban gözlüğü olan, suratsız bi öğretmen. rampada bir kez stop ettirince sınavı durdurup beni arka koltuğa geçirdi. arka koltukta yaşlı şeker bi öğretmen amca. "orda müfettiş vardı o yüzden sınavı bitirmek zorunda kaldık" dedi. içimden biraz küfür ettim sonra "neyse sınavın kuralları böyleymiş" deyip güldüm geçtim. sınavdan sonra stop ettiren bir sürü insana bi hak daha verildiğini öğrendim, biraz daha küfür ettim sonra "ulan türkiye'de yaşıyosun" deyip yine güldüm geçtim.

    ikinci girişimde 60 lira sınav ücretini internet bankacılığıyla milli eğitime gönderdim. daha önceden ödeme yaptığım için hesap numarasını felan yazıp göndermesi daha kolay oldu. sınav günü geldi, arabaya oturdum komisyon üyesi öğretmenlere bi baktım, "merhaba" dedim, iyi insanlara benziyolardı. herşey güzel gidiyordu. araba rampada mucizevi bir şekilde stop etmeden yarım debriyajla kalkmıştı. parelel parka geldik. önce tam sağ, sonra tam sol park ettim. arka koltuktaki öğretmen "tamam oldu güzel" dedi. sonra ön koltuktaki öğretmen "yandaki müfettiş elindeki kağıda bişeyler yazdı heralde" dedi.arkadaki öğretmen "biz devam edelim güzel" dedi. komisyon üyelerindeki müfettiş korkusunu gözlerinden okuduktan sonra yola devam edip, parkuru tamamladım. sınavda hiç bi hata yapmadan geçtiğimi düşünürken akşamına sürücü kursundan bi amca aradı, "sizi bırakmış komisyon üyeleri, paralel parkta kenar çizgisine mesafe 50cm'den biraz daha fazla olduğu için onların ben amına koyayim" dedi. bu adamları şikayet edicem ben siz de edin felan dedi. hata yaptığımda ya uyarmaları ya da sınavı devam ettirmemeleri gerekiyomuş. biraz araştırdım, bu konuda çok şikayet olmuş ama mahkeme kararları genelde komisyon üyeleri lehinde olmuş, uyarmak ya da sınavı sonlandırmak zorunda olmadıkları kararına varmışlar. "ehhh skerim sizi de sınavınızı da" dedim, gta v açıp şehirde arabamla terör estirdim. rahatladıktan sonra biraz paralel park çalıştım michael'la, uyudum sonra.

    aradan bir ay daha geçti, üçüncü sınav vakti geldi. 60 lira olan sınav ücretini ödemek için hesap numarasını her defasında yazmakla uğraşmayayım diye otomatik ödeme talimatı verdim. dün üçüncü kez sınava girmek üzere sınav yerine gittim. sıramı beklerken 4 sürücü adayı arka koltukta döndü sınav başlangıç noktasına. ikisi annesine sarılıp ağladı, birisi bekleyen arkadaşının yanına gidip küfür etti, diğeri bi sigara yaktı, gitti. yandaki sürücü kursu hocasına sorduk "hocam nasıl gidiyo sınavlar?", "sabahtan beri hepsi kaldı öğrencilerimin" dedi yaktı bi sigara. ben öncesinde yeterine küfür ettiğim ve sinirlerimi aldırdığım için güldüm geçtim. sıram geldi, oturdum arabaya. öğretmenlere şöyle bi baktım iyi insanlara benziyolar. arabayı çalıştırdım, birinci vitese taktım, ayağımı hafiften debriyajdan çekip hafifçe gaza bastım araba ileri gitmesi gerekirken, hafifçe geriye gitti. içimden what is this shit dedikten sonra soğukkanlılığımı koruyarak debriyaj,gaz padalı dengesini yeniden gözden geçirdim ve sola aşırı güzel bir sinyal verdim, hafifçe ileri yönde hızlandım. rampada kalkışı yapıp, paralel olarak park ettikten sonra rotayı tamamlayıp geri döndüm. akşam sürücü kursundaki amca aradı "hocam geçmişsiniz wuhuuuu" gibi birşey dedi. hiç sevinç gösterisi yapmadım, gta vi açtım, şehirden uzak bir dağ zirvesine çıktım, gün batımını izledim.