dini salt akıl ile yorumlamak

  • bir kişinin dinen mükellef sayılabilmesi için akıl sahibi olması gerekiyor. bakın zeka demiyor. aklınla yorumlayamadığın bir din, zaten seni muhattap almıyor. kutsal olduğu adledilen kitaplarda, şu ayetimiz x zümre içindir diye bir ayrım yok. iman için ispat lazım gelir. eğer bir kişi salt akıl yoluyla iman edecek kadar bir ispat göremezse, ispat edemediği bir şeyden de mesul değildir.

    yukarıda örneği verilen iki seçenek inananlar için de geçerli değildir, inanmayanlar için de. inanan kişi için inanmama durumu söz konusu değil. inanmayan kişi için de inanmak durumu söz konusu değil. bu iki fikir yer değiştirse bile her defasında tek bir seçenek kalır geride. inanırsın ya da inanmazsın. bir başkasının düşünce biçimi senin inancın için seçenek oluşturmaz.

    neticede bir insan müslüman olmayı seçmişse, bunu bir başkasına tebliğ edecek cüreti kendinde bulması için dinini tastamam yaşıyor olup, artık bunu başkalarına da aktaracak boyuta erişmesi gerekir. eğer siz ben tastamam müslümanım, hiçbir eksiğim gediğim kalmadı noktasına geldiğinize yüzde yüz eminseniz, başkalarının kararlarını eleştirme yetisine kendinizce sahip olabilirsiniz. peki o noktada mısınız? önce bunu netleştirmek lazım.

    siz kendinizi kurtaracak olan fikri bir yaşayın. bırakın inanan bir başkası ya da inanmayan biri akıbetinin ne olup olmayacağına kendisi karar versin. hani inanıp inanmama özgürlüğü vermiş ya...

    isterseniz inandığınız kitaptan örnek vereyim:

    şura/52: ve işte sana da böylece emrimizden bir ruh vahyettirdik. '''sen kitap nedir, iman nedir bilmiyordun.''' ama biz onu bir nur kıldık. onunla kullarımızdan dilediğimize hidayet vereceğiz. ve emin ol sen de (insanları) doğru bir yola çağırıyorsun.)

    yukarıda tırnak içinde görüldüğü gibi islam'da alemleri onun için yarattım denen peygamberin de kitap ve iman bilgisi sonradan vahyedilen bir nurla hidayet ediliyor. ne diyor? dilediğimize hidayet vereceğiz. yani işin inanan boyutunda sizin inanmayan biriyle münakaşaya girmeniz boşa. işe dini yönden bakıldığında zaten bir kişinin inançlı olması için hidayet verilmiş olması gerekiyor. zorla elde edilen bir durum değil yani. o yüzden bırakın inanmayan insanları kendinizi kurtarın. başkalarının kurtulmak gibi bir gayesi yok. o inanan kişiyi bağlar, inanmayanı değil.

    edit: imla