dişçilerden nefret etme sebepleri

  • 7 sene devlette çalıştım. günde ortalama 30-40 hastayla muhattap oldum. hepsinini tedavisini elimden geldiğince yapmaya çalıştım. gömülü diş çekiminden implanta kadar. ve geçen süre zarfında hakaret , mobbing her türlü sorunla karşı karşıya kaldım. döner sermaye denilen saçmalık da son zamanlarda dönmüyordu. yaklaşık 1 sene önce devletten ayrıldım. günlük 8-9 saat mesainin en az 7-8 saatini ayakta aktif çalışıyorsun. yıllık izin alamıyorsun. bedava bile olsa yaptığın her işten sorumlu oluyorsun aksi durumda şikayet yiyor savunman isteniyor. ve karşılığında da 5500-6000 lira arası maaş. çünkü döner sermaye yokmuş. ayda da nerden bakılırsa 3-4 gün nöbet. bu kadar yoğun çalışıp bu kadar düşük ücretli meslek grubu varsa acil doktorlarıdır herhalde. ve bu yıpratıcı sürecin sonunda da sikerim devletini dedim ve ayrıldım. ayrıldıktan sonra dediğim ilk şey '' devlette geçen 7 yılıma yazık olmuş'' oldu. devletteki bu sistemden ötürü az biraz nitelikli hekim ayrılıyor .

    gelelim özeldeki fiyatlara. kesinlikle fazla değil. istanbulda'ki fiyatların biraz pahalı olduğunu tahmin edebiliyorum. para da asla fazla değil. çünkü toplum olarak ayda yılda bir fırçalayan insanlarız. adam diyor ki '' günde en az 2 kere dişlerimi fırçalarım'' . sonra soruyorum en son ne zaman fırçaladın? hatırlamıyor. ağız diş sağlığına önem vermiyor haliyle de ağız diş sağlığı için harcadığı para da ona tamamen çöp geliyor.

    çok fazla diş kaybı olmayan orta halli ağız hijyeni olan bir bireyde geç erişkin dönemine kadar en fazla 2-3 tane kanal tedavisi belki de 2-3 üye sabit protez gerekir. bu işlemleri çok lüks bir yerde yaptırmazsan ortalama ödeyeceğin tutar 2-3 bin lira falan tutar. yani 20'li yaşlardan 40lı yaşlara kadar cebinden çıkacak olan 2-3 bin lira. ancak akıllı telefon alıyorsunuz en ucuzuna 5-6 bin lira fiyat veriyorsunuz üstelik 2-3 sene sonra kullanamayacağınızı bile bile..o yüzden emeğime saygısı olmayan hastaya kibarca yol veriyorum. bir iki tane daha klinik var çevremde . ucuza yapan teknisyen klinikleri.. hastaları oraya yönlendiriyorum. istediğiniz fiyatlara yaparlar orada diye.

    gelelim tahsilat meselesine. borç takma girişimi hep oluyor. ancak onda da tavsiyem az biraz kompleks tedavi yaptığımızda hastaya planlama yapıyoruz. bir tane de fotokobisini hastaya veriyoruz. ve planmada altı çizili bir şekilde '' peşinatsız işe başlanmaz bakiye kapanmadan da işlem teslim edilmez. bakiye kapanmadığı için uzayan işlerde oluşabilecek kompikasyonlardan ötürü müessesemiz sorunlu değildir. '' hastaya protez yapmışız ve son aşama öncesi sekreter arkadaşlar sürekli uyarıyor. son işlem gününüz ödemeniz tamamlanması gerekir yoksa işlem takılmaz. hasta geliyor sanki hiç para muhabbeti yapılmamış gibi '' hocam bir yerden ödeme alacağım ayın 15inde.siz takın ayın 15'ine ben bırakırım. ben de tamam o zaman ayın 16'sına randevu yazıyorum tekrardan ücreti öder işleminizi tamamlarız. bu tip hastaların büyük bir çoğunluğu ödemeyi ayın 15 değil bir sonraki ayın 15'inde getiriyor o da geçici dişlerle idare edemediği için. takılmış olsa ebediyen gelmez. o yüzden baştan konuşulsun ,kağıda dökülsün. hastanın içine sinmeyen bir durum olursa ya da ödeyemeyecek durumda ise hiç başlamaz. kimseye de zorla tedavi yapmayın. sen gel başlarız ,hallederiz gibi esnafvari yaklaşırsan birçok hastayla problem yaşarsın. ya paranı kaybedersin ya da huzurunu..

    mesela biz klinğimizde diş çekimini 100 /150 tl arası yapıyoruz. adam 1 haftadır uyuyamamış. ağrıdan bitap düşmüş. çekim 100 lira diyince kıyameti koparıyor. ben de ''burada yaptırmak zorunda değilisin '' diyorum. 2020 yıılının türkiye'sinde 100 lira çok komik bir rakam. yemeksepetinden 2 kişilik yemek iste rahat 100 lirayı geçer. evine bir tane tamirci çağır. sadece ayakbastı parası 75-100 lira alır.

    farkındayım başlıkla alakasız oldu ama yukarıda yazdıklarım hastaların nefret etmesi için sebeb.

    1. devlete muhtaç olmamaları
    2. fiyat konusunda esnememesi
    3. borç takamamaları..