devletin futbol kulüplerinin borcunu üstlenmesi

  • bir kaç dakika önce gazetede beliren bir habere göre gerçekleşecek olan durum.

    --- spoiler ---

    süper lig kulüplerinin 3.5 milyar lirayı bulan borçlarının üç devlet bankası tarafından üstlenilmesini ve 10 yıl gibi orta vadede düşük faizlerle yeniden yapılandırılmasını öngören projede geri sayım başladı.

    --- spoiler ---

    biz de hala gerizekalılar gibi oturmuş bu takımları tutup, bu takımlar için para harcayıp, sevinip, üzülüp birbirimize küfürler ediyoruz.

    çalışan emekçinin ne günahı var? devlet kimden yarattığı kaynakla kimin borcunu yapılandırıyor? ellerinde purolarla istediği taraftarı dövdüren başkanların yönettikleri kulüplerin mi?

    bu kadar büyük bir haksızlık, adaletsizlik olur mu? batsın o kulüpler. madem yatırımları yanlış yönetmişler o zaman batsınlar da daha düzgün davranan, ayağını yorganına göre uzatan kulüpler alıp bayrağı taşısın (bkz: altınordu). neden benim vergilerimle güçlenen bankalar 2-3 tane adamın elinde oyuncak olmuş ve neredeyse taraftarın hiç bir kesiminin kulüp içinde söz sahibi olamadı kulüplerin yaptıkları saçma harcamaların faturasını devlet ve dolayısıyla ben ödüyorum?

    futbolu spor olduğu için, rekabet olduğu için, takımını bir duruşu olduğu için seven bütün futbol sevelerin de bu durumu karşı tepki koyması şart.

    ne hikmetse yavaş yavaş 4 büyüklerden ikisinin batma noktasına geldiği ve çözüm üretemediği bir döneme denk gelmiş bir durumda sevgili devletimiz bu işe el atıyor.

    edit: bu entry belli bir takım düşmanlığı ile yazılmamıştır, adettendir, beşiktaşlıyım. ama bazıları dalga geçse de bir çok beşiktalı için rahmetli seba'nın "iyi insan olunmadan iyi beşiktaşlı olunmaz" sözü bizim için rehberlerden biridir. bu kanun sırf beşiktaş için çıkacak olsa daha da ağır eleştirirdim. hatta bundan altı ay bir sene önceye kadar beşiktaş ve galatasaray'ın vergi borçu faizleri affedilmişti de sinirden kudurmuştum. hiç kimsenin, beşiktaş'ın dahil yetimin hakkı olan paralarla hava atma lüksü yok. lakin görünen son durumda fenerbahçe ve beşiktaş borçları konusunda epey rahatlar. atanmış borçlar, gelir gider planı tıkır tıkır işliyor, o yüzden borsa'da olduğu için battığını söylemeyi olabildiğince geciktiren trabzonspor ve dibi görmüş, devletin insafına kalmış galatasaray'ı daha çok ilgilendiren, daha çok onların çıkarına olan bir durum. başta da söylediğim gibi, eğer beşiktaşın menfaatine bir olay olsaydı daha çok isyan ederdim, hele hele holiganlıktan gözüm döndüğü için gs'in uefa raporunda aylan kurdi'yi kullanması başlığındaki bazı haysiyetsizler gibi aylan'ın sahile vurmuş cansız bedeninin fotoğrafının uefa savunmasında kullanımasını savunmaya çalışmazdım. evet, futbol çok güzeldir, ben aşığım mesela. beşiktaş ve futbolsuz bir hayat düşünemiyorum. ama insanlık, ahlak, saygı, dürüstlük bunlardan çok daha değerlidir. futbol ve beşiktaş bu değerlerin alt kümesidir ki, bu değerleri kaybedersek futbol ve tuttuğumuz takımlar da anlamsızlaşır. bırakın, hatalarından dolayı tuttuğumuz takımlar gerekirse küme düşsün ama biz aynı gururla alt liglerde desteklemeye devam edelim. şampiyonluk için el etek öpmeyelim, savaştan kaçarken ölenleri, batırdıkları ekonomileri savunurken bahane olarak kullananları savunmayalım, 80 milyonun vergisini bir siktiri boktan takım iyi yönetilemedi diye kendi emekleriymiş gibi hibe edenlere karşı duralım.

    ya da en kaba tabirle johann sebastian'ın entrysinde de belirttiği gibi, daha iki kelimeyi yan yana getiremeyen sikik futbolcuların onlar gibi iki kelimeyi yan yana getiremeyen işsiz eşleri lamborghini'ye, ferrari'ye binecek diye neden ben para vereyim ki?