depresyondan şak diye çıkaracak şeyler

  • depresyondan şak diye çıkıyorsanız büyük ihtimal depresyonda değilsinizdir. o yüzden böyle bir şey yoktur diye tahmin ediyorum.

  • buraya bakılırsa ilk önce depresyonun ne olduğunu öğrenmekle başlamak gerekiyor.

    köpek sevmek, yüksek sesli müzik dinlemek vs. ne amk. ay bugün çok kötüyüm diiprasyondayım acilen köpek sevip şak diye çıkmak istiyorum.

  • 100 milyon dolar para.

  • "şükür" kesinlikle değildir. hatta depresyondaki bir insanın karşısına geçip bilmiş bilmiş, parmak sallaya sallaya hayatta şükredilecek ne çok şey olduğundan, dertlerinin önemsiz olduğundan, kendisini aşırı önemsediği için bu halde olduğundan vs bahsederseniz muhtemelen boynuna geçireceği halatı satın almış olursunuz. o yüzden öyle saçmalıklar yapmayın. eğitimini almadığınız, deneyimlemediğiniz konularda ahkâm kesip de elalemin sebebi olmayın.

    verem nasıl şak diye geçmiyorsa, depresyondan da şak diye çıkılmıyor. zira insanlar dün keyifli, neşeli otururken bugün şak diye depresyona girmiyor. depresyon, ivedilikle tedavi edilmesi gereken ciddi bir hastalıktır. bu alanda yapılan klinik çalışmalar, beynin işlevindeki bozulmalar, kalıtımsal ve çevresel etkenler, vücuttaki kimyasal, hormonal yapının sağlıklı bir insandaki gibi çalış(a)maz hale gelmesi, travmalar, stres gibi pek çok etkenden dolayı bireylerin depresyona girdiklerini gösteriyor.

    dünya sağlık örgütünün yaptığı araştırmalar tedavi edilmemiş depresyonun en yaygın intihar sebebi olduğunu ortaya koyuyor. içerisinde bulunduğumuz 2020 yılı itibariyle uzmanlar dünya çapında kalp rahatsızlıklarından sonraki en yaygın ölüm nedeninin depresyon olacağını öngörüyor. ayrıca depresyon, kalp rahatsızlıkları, tansiyon, diyabet, felç gibi hastalıklara yol açabilmekte, aralarındaki ilişki tam olarak ortaya konamamış olsa da bazı kanser türlerinde tetikleyici etkenlerden biri olduğu da düşünülüyor.

    ayrıyeten depresyona "modern çağ hastalığı" diyerek sanki son 15-20 senede ortaya çıkmış gibi davranmak da yanlış. son yıllarda depresyon oranında artış ve depresyona girme yaşında düşüş gözleniyor olsa da insanlık uzun süredir depresyonla mücadele içerisinde. günümüz koşullarında tanı, tedavi ve farkındalığın artmış olması, her geçen sene artan yüzde ile insanların kliniklere benzer şikayetlerle başvuruyor olması görünürlüğü ve konuşulurluğu arttırdı. depresyona girmiş olmak, önceki yıllarda pek çok toplumda stigmatizasyon sebebi olduğundan insanların yardıma ulaşması ve istatistiklere girmeleri zordu.

    paralı olmak, bedenen sağlıklı olmak, aile ve arkadaşlık ilişkilerine sahip olmak hatta huzurlu bir ortamda yaşamak dahi depresyona girmeme garantisi vermez ve haliyle depresyondan çıkma garantisi de değiller. sadece bunların eksikliği bireyi depresyona daha kolay itebilir. herkes depresyona girebilir. günümüzde tahmini olarak her 3 kadından ve her 5 erkekten biri hayatlarının bir döneminde çeşitli seviyelerdeki depresyonla mücadele ediyor.

    elbette ki depresyondaki bireyin olumlu şeylere yönelmesi, kendisini mutlu edecek aktivitelerde bulunması, sağlıklı beslenip uyku düzenini düzeltmesi, sosyal çevresinin desteği tedavide oldukça önemlidir. şükretmek, dua etmek, manevi tatmine yönelmek bireye iyi gelecekse uygulanabilir. ama bütün bunların yapılabilmesi için öncelikle sağlanması gereken asıl tedavidir yani, psikoterapi ve uzman kişinin vereceği ilaçlar. asıl tedavi de kimseyi "şak diye" çıkarmıyor. zamana yayılmış, titizlikle takip edilen sürecin sonunda insanlar kurtuluyor.

    velhasıl kendinizden kötü koşullarda yaşayan, sizden daha ciddi -kime göre neye göre daha ciddi tartışması yapmak da mümkün ama yazı yeteri kadar uzadı- sorunlara sahip insanlara bakıp "oh iyi ki de ben böyle değilim" demek, kendinizi başkaları ile olumlu-olumsuz herhangi bir şekilde kıyaslamak kısacası "şükür mode on" vaziyette gezmek depresyona girmenize engel olmayacağı gibi ayıp ve yakışıksız bir davranıştır, yapmayın.

    gerçekten depresyondaki bireyler; sürekli şikayet eden, sızlanan, söylenen, tatminsiz, hobisiz, boşlukta kalmış kimseler değildir. tam tersi olarak depresyon hastalarının ayırıcı tanılarından biri sessizleşme ve tepkisizleşmedir.

    son söz olarak da depresyonda iseniz, bundan şüpheleniyor iseniz şak diye çıkamayacağınızın bilincinde olup yardım isteyin ki tedavi başladıktan sonra "neden iyi olmuyorum?" düşünceleri ile hayalkırıklığına uğramayın. hiçbir hastalığın tedavisi bir anda mucizelerle gelmez, sabırlı olun, direnin ve kendinize er ya da geç bunun biteceğini mutlaka her gün hatırlatın.

  • kişi gerçekten depresyondaysa şak diye çıkaracak hiçbir şey yoktur. depresyon, ciddi bir ruhsal bozukluktur. maalesef depresyon sosyal medyada falan popülerleşince insanlar; kısa üzüntü hâllerini, her isteksizliği depresyon sanmaya başladı.