düz vites araçla dik yokuşta durmak zorunda kalmak

  • 13 yıldır araç kullanıyorum, çoğu şehiriçi 200b km'den fazla yol yaptım, bazen beni bile strese sokan durum. kalkmak sorun değil gerekirse el freniyle yine kalkarsın ama o yokuşta dururken dibine yanaşıp duranlara sinir oluyorum. dik yokuşta dibimde duran araba görürsem resmen elim ayağım boşalıyor.
    trafik müsaitse dörtlü yakarak bu kişilerden araçlarını biraz geriye almalarını rica ediyorum. bazıları yapıyor bazıları yapmıyor o ayrı mesele.

  • düz vites+eski model+lpg'li+debriyaji bitik+fren balataları kötü+70 beygir(kayıp beygirleri çıkarsan 45 beygir) arabayla acemi şoförken, dik yokuşta trafiğe girmekten evladir.

    edit: +kabak lastik detayını atlamışım.

  • navigasyona uyduğum bir akşam... araçta eşim (o zaman hamileydi), kayınvalidem, 2 baldız ve ben varız. araç 2005 nissan almera, yalnız baskı balata tırt..

    ortaköy civarlarında bir yerde navigasyon sağa döndürdü 30-40 mt ilerledim ki..., hani çocuk oyun parklarında dönerek kayılan kaydırak var ya, eğim derecesi ve şekli onunla aynı şiddette bir rampa karşıma geldi.

    geriden kaptırıp gidicem ama önüm dolu, ayrıca gidiş geliş 2 şerit olan araç trafiği rampada yolun darlığından dolayı tek şerite düşüyor, yani aşağıdan biri çıkarken yukarıdaki onun çıkmasını bekliyor falan..

    neyse ufak ufak çıkmaya başladık, kaydırağın tam ortasında araç bağırmaya başladı , benden de soğuk terler dökülmeye başladı tabi. derken araba anırmaya başladı ama 2 cm ilerlemiyor. arkamdaki adam bağırıyor "ilerlesene kardeşim" diye, arabadan inip cevap vericem ama el frenini sonuna kadar köklememe rağmen ayağımı frenden çektiğim anda araç arkaya kaçırıyor, arkadaki de götümün dibinde tabi... karşı şeritte bizim şeritteki araçların geçmesini bekleyenler dolu..

    kafayı yiycem, karşı da bekleyen ticari taksi şöförü geldi, abim klima açıksa kapat, farları falan da kapat dedi, ben onlara ilave burun deliklerimi bile kapattım amk, nefes yok o derece.. neyse kapattım ama yok yok yok. "abi" dedim "ben ineyim sen geç direksiyona" , "tamam" dedi ama ben indiğim saniyede binmen lazım çünkü araç arkaya kaçırıyor dedim, ben indim, hemen o geçti direksiyona, adam uğraştı, ama araç yine kalkmıyor, ortalık yanık balata kokusundan geçilmiyor.

    sonra hepimiz (kayınvalide dahil) arabadan indik, eşim hariç hepimiz aracı itmeye başladık, asfalt cam gibi, ayakkabı bile kayıyor o derece, derken araç biraz kıpırdadı ve rampayı çıktı, sağolsun taksici abi yardım etti, ama arkamdan çemkiren lavuğu unutmuyorum, göt lalesi yardım teklif edeceğine "yürüsene" diye bağırıyor, ulan yürüyebilsem zaten yürüycem.

    neyse o akşam araba değiştirirsem kesin otomatik alıcam diye kendime söz verdim, ama almadım tabiki, bir sonraki aracımı yine manuel aldım, hak ediyorum demek ki ben, kendimin amk.

  • erkeklik yapmayacak ve o el frenini çekip yarım debriyaj kalkacaksınız. baskı balata mutlu, debriyaj mutlu, motor mutlu, yanmayan yakıt mutlu, siz mutlusunuz. ben çok iyi şoförüm lan diyip arabayı yarım debriyajda geriye kaçmasın diye gazlayarak boğmanın bir anlamı yok.

  • herkes ne kadar iyi şoför olduğunu anlatmış. ne değişik insanlarsınız, kendinizi övmek için hiçbir fırsatı kaçırmıyorsunuz.

    kimse şeyi söylemez tabii;
    yokuşta kalan kişiyle asla empati kurmadan kornaya abanan olduğunu,
    küfürü bastığını,
    yokuşta kalan kişinin -eğer acemiyse- uzun süre tekrar direksiyon başına oturamayacağı kadar hevesini kırdığını,
    öndeki arabanın tamponuna yapışıp ona azıcık bile kaydırma mesafesi bırakmayıp üzerinde baskı oluşturduğunu,
    ola ki araç kayar ve arkadakine dokunursa “biraz mesafe bırakmalıydım” yerine “napıyorsun beeeğ” diye salyalar saçarak arabadan inen olduğunu…

    bunların hiçbiri siz değilsiniz. bunlar dışarıdaki pis adamlar.
    siz pırıl pırıl, zengin, başarılı, yakışıklı ekşi sözlük gençlerisiniz.
    sizinle gurur duyuyoruz.

  • el freni ile milim kaçırmadan üstesinden gelinebilecek sorun.

    not: el freni ile kalkan toptur falan yazmışlar da arkadaşım arka diske bağlı balata 200 lira, debriyaj seti en ucuz 1000 tl. millette ne kafa var ya.

  • vitesin arkasında hemen sağda duran sik gibi aygıt ile rahatlıkla kalkarsınız

  • el freniyle nasıl kalkıldığını halen bilmediğim iş/oluş/eylemdir. toros'tan tut orta segment manuel araçlara kadar hepsinde debriyajla kalkabiliyorum. el frenine ne lüzum var halen anlamış değilim.

    castsquence
    1-arabayı çalıştır,
    2-ayağınla fren ve debriyaja bas,
    3-el frenini indir.
    4-debriyajdan azcık çek,
    5-şanzıman titremeye başlayınca ayağını frenden çek gaza bas

    epey bir arkadaş mesaj attı editi;

    normal arabayı nasıl kaldırıyorsan aynısı aslında. debriyaj titreyince gaza basıyoruz. tek farkı; ayağımız, gaza basmadan evvel havada değil frende oluyor. yani debriyajda o ayağı günlerce bekletmiyorsun. kalkacağın zaman debriyaja basıp vitese atıp kalkıyorsun.

    el freni daha riskli hatta. gazla el frenini tam tutturamıyorlar genelde. balatayı bir miktar sürtüyor. daha zararlı. genelde o yüzden yokuşta trafik varsa etrafı hafif bi balata kokusu sarar. hehe.

    edit 2: yokuş kalkış desteği olan araba sahipleri lütfen bi uzak dursun. önemli bi konuyu konuşuyoruz şurada. tamam zenginsiniz anladık. bizi içi yük dolu reno kangomuzla başbaşa bırakın.

  • ayak frendeyken debriyajdan yavas yavas cekin.
    araba ileriye doğru atılmak isteyecek orda debriyajı tutup diğeri ayağı frenden gaza geçirin ve yavaş yavaş debriyajın tamamından çekin.
    bu kadar.

  • dikmenliye koymaz da gerisini bilmiyorum.