dünyaya gelmeden önce rızamızın alınmaması

  • 25 yaşına gelinceye dek annesini, babasını, kız kardeşini, ablasını ve iki ağabeyini kaybetmiş hristiyan teolog ve varoluşçu düşünür soren kierkegard'ın haklı olarak mesele ettiği sorun. kahkaha benden yana eserinde bu meseleye dair şunları yazmıştır:

    "hayatım bir çıkmaza girdi, varoluştan iğreniyorum; tatsız tuzsuz, anlamsız bir şey. pierrot'tan daha aç olsaydım, insanların sunacakları açıklamaları yemeye yeltenmezdim. insan parmağını toprağa batırıp kokusundan hangi diyarlarda olduğunu anlar. bu hiçbir şey kokmuyor. neredeyim ben? dünya denen bu şey nedir? bu kelimenin anlamı nedir? beni bunun içine kim çekti de şimdi bırakıp gidiyor? ben kimim, dünyaya nasıl geldim? bana neden sorulmadı? neden yolu yordamı öğretilmeden sanki bir ruh satıcısından alınmış gibi bir kenara itildim? gerçeklik dedikleri bu müesseseye ilgim nasıl doğdu? neden ona ilgim olsun ki? bu içten gelecek bir ilgi değil mi? eğer bu işte zorla yer alacaksan yönetici kim? ona bir şey söylemek isterim. yönetici yok mu? şikayetimi kime bildireceğim? varoluş hiç kuşkusuz bir müzakere... görüşümün dikkate alınmasını rica edebilir miyim? eğer insan dünyayı olduğu gibi kabul etmek zorundaysa o zaman onun ne olduğunu öğrenmemek daha iyi olmaz mıydı?"

  • konunun felsefi boyutu ayrıca tartışılır ancak ben şu kısma takıldım;

    şu sperme insan muamelesi yapılması geyiği bir bitemedi canına yandıklarım. aslına bakarsanız bu hata yeni değil insan üremesinin yeni yeni anlaşıldığı dönemlerde de spermin küçük boyutlu bir insan olduğu düşünülüyordu. bu küçük insan annenin rahminde yavaş yavaş büyüyor bebeğe dönüşüyordu.

    sonra bilim konuyu kapsamlı biçimde inceledi anladı ilerledi ama kimileri halen aynı noktada takılıp kalmış durumda. en hızlı sperm geyikleri bitmiyor, insanı spermle özdeşleştirme çabası son bulmuyor. daha önce de yazdım yine yazayım yumurtayı en hızlı sperm döllemez, en güçlü olan da döllemez.

    yumurtayı döllemek her anlamda büyük bir şans meselesidir. bazen öyle olur ki en hızlı ve en güçlü spermler dağda taşta gezerken yahut birbirlerinin üzerine kümelenirken aradan sıyrılan eğri büğrü bir sperm yumurtayı dölleyebilir. yumurtaya önce varmak her zaman döllemenin garantisi de değildir. yumurtanın neresine vardığınız sizinle beraber kaç spermin oraya vardığı da önemli değişkenlerdir.

    öte yandan sırf hareketli diye spermi insanla özdeşleştirmek salakçadır çünkü aslına bakarsanız yumurta teknik olarak insanın daha fazla parçasından sorumludur. yumurta kromozomların yarısını verdiği gibi çocuğa mitokondriyi de verir. ilk bölünme dizisi boyunca ihtiyacı olacak enerjiyi de verir.

    bir üreme hücresi insanı tanımlamakta kullanılacaksa o yumurtadır. kimse yumurtanın hakkını benim olduğum dünyada yiyemez.