dücane cündioğlu

  • cemil meriç yetmedi bunu da mı filozof yaptınız lan? bu adam korkağın önde gideni.

    son dönemlerde ehli sünnet olup olmadığı tartışmalı olduğu halde çıkıp da ehli sünnetim ya da değilim diyemeyecek kadar korkak. böyle bir adamdan filozof olur mu? edille-i şeriyye'yi, kütüb-i sitte'yi, fıkıh alimlerinin sapkın yorumlarını, fetvaları, şeriatı yeri geldiğinde savunup da yeri geldiğinde tepki çekecek kadar radikal beyanlarda bulunan ama ne olduğunu açıklamayan biri değil mi? ya ehli sünnetsindir ya da değilsindir bunun üçüncü bir yolu mu var? öyle bir yol mu bulmuş? içtihat kapısı kapandığı halde müçtehit mi olmuş? eğer ehli sünnetsen mesela recmetme hadislerine sarsılmaz şekilde iman edersin; değilsen etmezsin. bunun başka bir alternatifi mi var? recmetme hadislerine inanıyor ve uygulamayı göze alıyor musun yoksa karşısında mısın düco?

    bu adam "recm etme" yani eşini aldatan bir erkek ya da kadının toprağa gömülerek ölene kadar taşlanmasına dair hadislere o iman dolu göğsündeki kalbi ile ölümüne aşık mı değil mi? yoksa bunu açıklayamayacak kadar korkak mı?

    https://twitter.com/…esov/status/726424617833881600

    --- spoiler ---
    mâiz b. mâlik, hz. peygamber'e gelerek "beni temizle" dedi. hz. peygamber "yazık sana, çık git, allah'a tövbe ve istiğfar et" buyurdu. mâiz, pek uzaklaşmadan geri döndü ve "ey allah'ın resulu! beni temizle" dedi. hz. peygamber aynı sözlerle üç defa daha geri gönderdi. dördüncü ikrarında "seni hangi konuda temizleyeyim?" diye sordu. mâiz; "zinadan" dedi. hz. peygamber "bunda akıl hastalığı var mıdır?" diye sordu. böyle bir rahatsızlığı olmadığını söylediler. "şarap içmiş olabilir mi?" diye sordu. bir adam kalkıp içki kontrolü yaptı. onda şarap kokusu tesbit edemedi. hz. peygamber tekrar "sen zina ettin mi?" diye sordu. mâiz "evet" cevabını verdi. artık emir buyurdular ve mâiz recmedildi. recimden sonra onun hakkında sahabiler iki kısma ayrıldılar. bir bölümü mâiz'in helâk olduğunu, başka bir grup ise onun en faziletli tövbeyi yaptığını söylediler. bu farklı yaklaşım üç gün sürdü. daha sonra yanlarına gelen resulullah (s.a.s) "mâiz b. mâlik için dua edin" buyurdu. "allah mâiz'e mağfiret eylesin" dediler. hz. peygamber şöyle buyurdu: "mâiz öyle bir tövbe etti ki, bu tövbe bir ümmet arasında paylaştırılırsa onlara yeterdi" (müslim, hudûd, 22; eş-şevkânî, neylül-evtâr, vıı, 95,109; ez-zeylaî, nasbu'r-râye, ııı, 314 vd.).
    --- spoiler ---

    twitter'da iki lafından biri "hakikat". böylesine bir korkak olduğun halde utanmıyor musun "hakikat" gibi kutsal bir kelimeyi ağzına almaya? eşini aldatanı gerçekten recm edecek misin? taşı nasıl atacaksın suratına? elleri kolları arkadan bağlı, toprağa gömülmüş, kurtulma şansı yok. nasıl atacaksın oğlum? tam suratının ortasına nasıl vuracaksın lan? burnuna gelecek burun kemiği kırılacak mesela.. ya da taşın sivri tarafı gözüne saplanacak.. ya da dişlerine gelecek taş.. ne yaptı lan bu adam sana? sana ne oğlum aldattıysa da aldatmadıysa da.. sana o yetkiyi kim verdi? sen kimsin? kimsin de yargılıyorsun o adamın ya da o kadının hareketlerini? kimsiniz lan siz? taşı atacaksın ve elmacık kemiklerine çarpacak o yere gömülmüş kadının he? dişlerine değecek öyle mi? bir çay kaşığı al ve dişlerine yavaşça vur bakalım.. nasıl acıyor yavaşça vurmak bile. nasıl yakıyor canını? kocaman taş atacaksın sen öyle mi? hem de seni hiç ilgilendirmeyen bir konuda seninle alakasız bir suçta hiç tanımadığın birine?

    atmayacak mısın? atmaz mıydın? ama senin hala bıraktığını söylemediğin ehli sünnet inancına göre peygamberin bizzat kendisi atmamış mıydı?

    ibn-i mace isimli kütüb-i sitte kitabı da tıpkı diğer kütüb-i sitte kitapları gibi sünni islamın temelidir. buyur orada yazan bir hadis:

    http://sunnah.com/urn/1268730

    --- spoiler ---
    ibn-i umar anlatıyor: peygamber zina eden yahudi bir erkek ile kadını recmetti, taşlayarak öldürdü, ben de taşlayanların içindeydim. erkeğin kadına taşlardan korumak için kalkan olduğunu gördüm.
    --- spoiler ---

    bunları biz mi uyduruyoruz? bunlar sünni islamın kurandan sonraki en kutsal en kadim en sahih en önemli; sünnilği sünnilik yapan sünniliği diğer islami ekollerden ayıran kitabında geçmiyor mu? biz mi yalancıyız?

    bu filozof pozları ne ayak?

    https://twitter.com/…cane/status/675981574945525760

    heidegger'in yaptığı hatayı yapmamışmış. yani heidegger hitlere yanaşmıştı ben tayyip'e yanaşmadım demek istiyor. sen tayyip'e yanaşsan ne yanaşmasan ne? biz seni tanımıyor muyuz? bütün bu saçmalıkları felsefe yapıyorum ayağına savunduğunu bilmiyor muyuz?

    bu adam "bütün ressamların yeri cehennemdir" (bkz: http://sunnah.com/bukhari/97/182) hadisinin yazılı olduğu kitabı can hıraş savunup da "sanat ve felsefe" diye kitap yazan çelişkisi dağlardan büyük bir zat. bu adamların ruh sağlıkları bozuk mu değil mi? dünya kadar yazı yazmış bir de...

    bugün artık dünya'da ve türkiye'de gerçek islam nedir? sorusunun bir alt başlığı olarak gerçek sünni islam nedir? sorusu türedi. iki gün önceydi sanırım tayyip imam hatip öğrencilerine yaptığı konuşmada çok enteresan ifadeler kullandı:

    --- spoiler ---

    "mezhepçilik fitnesi, islam dünyasının içinde şu anda bizi ciddi manada yaralıyor. kardeşlerim bakınız şia mezhep olmaktan çıkmış, adeta din gibi değerlendiriliyor. aynı şekilde sünnilik, bazı yerlerde bakıyorsunuz adeta din gibi değerlendiriliyor. kardeşlerim, samimi sünni bir müslüman, asla sünnilik'i zaten bir din olarak görmez ama inanıyorum ki samimi şii bir müslüman da o da şiilik'i din olarak görmez. fakat bu çatışma niye, bu çarpışma niye? bizim bu mezheplerin üstünde bir dinimiz var, islam. islam'dan başka bir şey tanımıyoruz."

    ...

    "yaşanan sancılar, üst üste gelen krizler, yeni bir değişim dalgasının habercisidir. bu süreci çok iyi değerlendirmeliyiz. islam dünyasının umudu türkiye'dir, bunu böyle bilesiniz.".
    --- spoiler ---

    tayyip'in entelekütel bir kapasitesi yok da iyi bir sünni müslüman kendisi sonuçta. burada ifade ettiği "bizim bu mezheplerin üstünde bir dinimiz var" ve "bir değişim dalgasının habercisidir, bu süreci iyi değerlendirmeliyiz" lafızlarının anlamı şudur:

    biz şehirlerin oluştuğu zamandan bu yana basit bir kadı ile hukuk sistemini çalıştıramadığımız şu ahir zamanda, milyonlarca insanın trilyonlarca eyleminin islam hukukunu çalışmaz kıldığı bu modernite çağında "henüz sünni islamın ne olduğunu çözemedik, karar veremedik, sünniliğinde türleri var ve bunlardan hangisini resmi ideoloji yapacağımızı bilmiyoruz, muhtemelen ölene dek bulamayacağız da, geleceğin kuşağı olarak bunu siz çözeceksiniz, değişimden kastım bu."

    dücane cündioğlu bir çok sünniye göre aslında sünni değil, sünni kabul edilmesi mümkün de değil. çünkü dücane cündioğlu hadislerin bir kısmını çöpe atma fikrini savunmuş ve hala daha savunan biri. ve bunu ışid'in akıl hocalarından ve selefi islamın son yüzyılda yaşamış en büyük alimlerinden pakistanlı "ebu'l a'lâ el-mevdudî" den öğrendiği rivayetperestlik terimi üzerinden yapıyor.

    rivayetperestlik: rivayete perestiş etme, rivayete tapınma, rivayetleri yani hadisleri, kütüb-i sitte'yi mutlak doğru kabul etme, sarsılmaz bir inançla tümüne iman etme. yani bazı hadisler akılla çelişiyor diye hadislerin tümünü birden islam dininin kaynakları arasından çıkaramayız veya bazı hadisler akılla çeliştiği halde onlara taparcasına inanamayız. hadisleri de akıl süzgecinden geçirip inanacağız.

    ...da kimin aklının süzgecinden geçireceksin? benim mi mesela yoksa senin mi? ben akıl süzgecinden geçirdim ve hadislerin %90'ının saçma buldum. bu durumda ne yapacağız? ya da ben senin akıl süzgecine neden güveneyim? sen kimsin? sen benden üstün müsün? ben senden düşük müyüm? bunların cevabı yok çözümünde.

    bu, dücane'nin epeyce araştırıp da en son selefi islamcılarda bulabildiği bir çözüm. bir nevi kuran müslümanlığına (bkz: quran only muslim) karşı oluşturduğu savunma mekanizması. mecbur kaldığı için böyle bir çözüm buluyor yoksa hadislerin bir kısmını çöpe atacak olmanın sünni islama getirebileceği tehlikelerden çok rahatsız. hiç istemiyor böyle bir şeyi. keşke bütün hadisler mantıklı olsaydı ne güzel hepsini çok kolay savunabilirdim diyor içinden ama gel gör ki bazıları o kadar mantıksız ki
    (bkz: hadis referanslı islamı yaşamanın imkansızlığı/@skocax)

    ne yapsın bir kısmını bari çöpe atalım da hiç yoktan sünni islamı kurtarmış olalım diyor.

    öbürleri ne diyor oysa bakalım:

    nurettin yıldız: kütüb-i sittedeki hadisler o dönemde yaşamış en az 10 bin alimin mütabakatı ile yazıldı, gerçek olup olmadığı üzerinde en az 500 yıl kuşaklar boyunca çalışıldı: https://www.youtube.com/watch?v=6yo61jrb78q

    cübbeli ahmet: kütüb-i sittedeki mütevatir (üzerinde ittifak olan) bir tek hadisi bile inkar etmek kuranı inkar etmek gibi küfürdür: https://www.youtube.com/watch?v=dxycjmnachw

    (not: şurada (bkz: #60202558) bahsettiğim deve sidiği içmenin sağlıklı olduğuna dair hadis ve recmetmeye dair hadislerin tümü kütüb-i sittenin hemen hemen bütün kitaplarında geçen mütevatir hadislerdir)

    alparslan kuytul : allah kuranı koruyacağına ayet ile söz vermiş ama bu aynı zamanda hadislerin de korunmasının sözüdür. (bunun türkçesini ben sünni islamın hadis kaynağı olan kütüb-i sittenin korunması olarak anlıyorum, başka türlü anlayan var mı? bu laf ile tanrının şii islamın kütüb-i erba'sını koruyacağını iddia edemez değil mi sünni bir islamcı? https://youtu.be/cuaik3sqfku?t=242

    efendim kime bakarsanız bakın. ister said nursi'ye ister fetullaha bakın. sünni organizasyonların tümü kütüb-i sitte'yi mutlak doğru bir kaynak olarak görüyorken eğer dücane görmüyorsa dücane sünni midir? dücane'nin kaç tane müridi vardır? sünni islamı .oğunluk anlamında bu tarikatlar mı yoksa dücane mi temsil etmektedir? peki böyle değilse dücane neden sünni olmadığını itiraf etmemektedir? sünniliğe karşı cephe almamaktadır? sünnilik ile mücadele etmemektedir?

    çünkü dücane cündioğlu büyük çoğunluğu sünni müslüman olan türkiye'de islam hakkında yazmaktan başka bir mesleği olmayan biri. ve dücane kitaplarından, yazılarından para kazanıyor. işte bu yüzden dücane %80'i sünni olan bir ülkede sünniliğe cephe alamaz. geçtiğimi yıllarda büyükada'da ev almış galiba ya da önceden de mi vardı bilmiyorum. islamcıların iktidarında ufak çapta muhalefetlikler de yapsa kazancı yerinde sanırım. hayırlı işler düco.

    bizim meselemiz ne peki?

    sünni islamın en temel kaynaklarında yazan "zina eden evlileri recmedin, kuma gömüp başlarına taş atın, taşlar suratlarını parçalasın" türü sapıklıklardan korkuyoruz. bugün imam hatiplerde afyonlanarak yetişen kuşaklar yarın bir gün türkiye'de ciddi bir dönüşüm yaşatabilirler. geçen tayyip açıkladı imam hatip öğrenci sayısı 1.2 milyona çıkmış, bu denk sınıflardaki bütün öğrenci sayısının belki %15-20'si ediyor. müjdeyi verdi. bunlar yarın iyice hakimiyeti ele alıp, iyice çoğalıp da recim hadisi gibi hadisleri uygulamak isterlerse bizim gibi zındıkların başı belaya girecek. bu yüzden kimin kim olduğu ortaya çıkmalı. kimin ne mal olduğu bilinmeli. bakınız devlet kurumlarında "kutlu doğum haftası" adı altında şu adamlara şeriat propagandası yaptırıyorlar: https://youtu.be/yziuhwvcdtq?t=3507 "onlar "kahrolsun şeriat" diyerek yürüyor biz de "kahrolsun laiklik" diye yürümeliyiz, yürüyenleri susturmalıyız, müslümanlar pısırık olduğu müddetçe kaybederiz" diyorlar. çocuklarını türkiye cumhuriyeti devletinin resmi kurumlarının "kutlu doğum haftası" organizasyonlarına gönderenlerin ya da göndermeyi düşünenlerin bilgisine... bir de adıyamanlı menzil tarikatı var. kurumların çoğu menzile vermiş yetkiyi.. "laik demokratik hukuk devleti" adı altında "kutlu doğum haftası" bahanesiyle şeriat propagandası hem de "aynı kaşıkla 30 kişi yemek yiyen, aynı kaşığı 30 kişinin ağzına soktuğu temizlikten bi haber" menzil tarikatı tarafından.