chp'nin 30 soruda anayasa değişikliği kitapçığı

  • taze cikandir. "ama akp'liler bunu okumaz, cok uzun"... sanki 2 kelime yazsan okuyacaklar amk...
    chp'nin en azindan "okuyan kesim icin" hazirladigi, bilgilendirici sey. sen, ben, biz okuyacağız anlayacağız öncelikle, okumayana da gerekirse anlatacağız.
    (bkz: eksi sözlük baskanlik sistemi anketi)

    kopyala-yapistir:
    soru 1) bu teklifle amerika’daki gibi bir başkanlık sistemi
    mi öneriliyor?
    hayır. başkanlık sistemi sert kuvvetler ayrılığına dayanır. yasama,
    yürütme ve yargı birbirinden tamamen ayrıdır. birbirlerini
    denetleme mekanizmaları vardır. önerilen sistemde ise bütün
    yetkiler bir kişinin (cumhurbaşkanının) elinde toplanıyor. bu sistem
    bir başkanlık sistemi değildir. açıkça, diktatörlük, tek adam
    rejimi önerilmektedir.

    soru 2) yapılmak istenen bir hükümet sistemi değişikliği
    mi, rejim değişikliği midir?
    yapılmak istenen bir rejim değişikliğidir. egemenliğin tek bir
    elde toplandığı otoriter rejime geçiştir. türkiye’de siyasal rejim
    demokrasi eksikleri olmakla birlikte demokratik cumhuriyettir.
    bu değişiklik demokrasi eksikliğini gidermeye dönük yapılmıyor.
    tam tersine eksik demokrasiyi de sonlandırıp, otoriter-totaliter bir
    diktatörlüğün anayasal zemini oluşturuluyor. cumhuriyet rejimi, kurulduğu günden bu yana egemenliği saraydan alıp halka verme ve demokratikleşme çizgisini benimsemiştir. bu ise açık bir karşı devrim hareketi olarak,egemenliği tekrar halktan alıp saraya (bir kişiye) verme girişimidir. demokrasiye yönelen gidişin kesintiye uğrayıp, diktatörlüğe
    yönelmesidir. bu nedenle yapılmak istenen basit bir hükümet değişikliği değil, rejim değişikliğidir.

    soru 3) cumhurbaşkanını halk seçiyor. o halde egemenlik
    neden halktan alınmış olsun?
    egemenliğin halka ait olması için seçim tek başına yeterli bir
    mekanizma değildir. egemenliğin yansıması olan erklerin (yasama,
    yürütme, yargı) kullanılma biçimi de en az o kadar önemlidir.
    cumhurbaşkanı geçerli oyların çoğunluğuyla seçilir. bu, milletin
    %51’inin altındaki bir temsil oranıyla dahi seçilebileceği anlamına
    gelir. ayrıca partili sıfatı ve yürütme organının başı olması nedeniyle
    milletin tümünü değil, belirli bir siyasi görüşe sahip kısmını temsil
    edeceği açıktır.
    türkiye büyük millet meclisi, iktidar ve muhalefetiyle her zaman
    milletin çok daha büyük bir kesiminin iradesini temsil eder. bu
    çerçevede milletin egemenliğini en geniş şekilde yansıtabilen ana
    organ meclistir.
    ayrıca egemenliğin millete ait olmasının bir diğer güvencesi,
    egemenliğin kullanımının (erklerin) dağıtılmış olmasıdır. yasama,
    yürütme ve yargı erkleri birbirini denetleyecek şekilde ayrılıp,
    anayasal zeminde birbirini denetleyebildiği ölçüde egemenliğin
    tek elde toplanması önlenir. bu da egemenliğin millette olmasının
    güvencesidir. yapılan teklifl e tek elde toplanan egemenlik, artık
    millete ait değildir. şahsa aittir.

    soru 4) güçler ayrılığı korunuyor mu?
    bu rejim, güçler ayrılığı rejimi değildir. güçleri bir kişinin
    (cumhurbaşkanının) elinde toplayan bir rejimdir.
    cumhurbaşkanının hem yürütmeyi, hem yasamayı, hem de yargıyı
    eline geçirdiği bir dikta rejimdir.

    soru 5) denge ve denetleme mekanizmaları var mı?
    önerilen rejimde denge ve denetleme mekanizmaları yoktur.
    sistem cumhurbaşkanında toplanan yetkilerin hiçbir şekilde
    sınırlanmaması üzerine kurgulanmıştır. başkanlık sistemlerinde
    denge-denetleme mekanizması olarak çalışan, meclisin onama
    yetkileri, meclisle başkan seçimlerinin ayrı tarihlerde yapılması,
    fesih yasağı, bağımsız yargı gibi kurumlar, sistemin tıkanma sebebi
    olarak görülüp yok edilmiştir. (teklif m.4, m.6, m.7, m.12, m.17,
    m.19/a; anayasa m.77, m.87, m.89, m.98, m.116, m.146, m.154,
    m.155, m.159)

    soru 6) yürütme yetkisi kimde?
    cumhurbaşkanı yürütmeyi tek başına temsil ediyor. (teklif m.9;
    anayasa m.104)
    bugünkü sistemde yürütme yetki ve görevi cumhurbaşkanı ve
    bakanlar kurulu (başbakan ve bakanlar) tarafından paylaşılıyor.
    hükümet etme sorumluluğu ise bakanlar kurulunda.
    getirilen sistemde ise hükümet etme yetkisi cumhurbaşkanına
    veriliyor. devletin yönetimi tek başına cumhurbaşkanına
    devrediliyor. (teklif m.19; anayasa m.8)

    soru 7) başbakan ve bakanlar olacak mı?
    bu sistemde başbakanlık kalkıyor. bakanlar kurulu da kalkıyor.
    bu günkü anlamda bakanlıklar kalmıyor. (teklif m.19/e; anayasa
    m.109, m.113)
    cumhurbaşkanı istediği kişileri cumhurbaşkanı yardımcısı olarak
    atayabilecek. ayrıca hangi bakanlıkların kurulacağına kendisi karar
    verecek ve bakanları da kendisi atayacak. istediği zaman bunları
    görevden alabilecek. (teklif m.9, m.11; anayasa m.104, m.106)

    soru 8) cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar kime
    karşı sorumlu olacak? meclisin bunları onaylama ya da
    denetleme yetkisi olacak mı?
    cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, sadece
    cumhurbaşkanına karşı sorumlu olacaklar. atanmaları ve
    görevden alınmaları tamamen cumhurbaşkanının yetkisinde
    olacak. tbmm’nin bakanların atanmalarında hiçbir onama yetkisi
    yok. ayrıca görevden alınmalarını isteme, düşürme ya da başka bir
    şekilde denetleme yetkileri de yok. (teklif m.11; anayasa m.106)
    meclis, cumhurbaşkanını da denetleyemeyecek, hesap da
    soramayacak. cumhurbaşkanı hiç kimseye karşı sorumlu değil. kimseye hesap vermeyecek. ayrıca denetlenmeyecek.

    soru 9) güvenoyu ve gensoru olacak mı?
    hükümetin kurulması ya da göreve devam etmesinde meclisin
    onayı anlamına gelen güvenoyu kurumu ile başbakan ve
    bakanların güvensizlik oyu ile düşürülmeleri imkânını sağlayan
    gensoru kurumu yok. meclisin hükümeti (yürütmeyi) en güçlü
    denetim yolları olan güvenoyu ve gensoru kaldırılıyor. (teklif m.7,
    m.19/e; anayasa m.98, m.99, m.110, m.111)

    soru 10) cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcıları ve
    bakanlar suç işlerse ne olacak?
    cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakanların suç
    işledikleri zaman yargılanabilmeleri için önce meclisin 301
    milletvekilinin (üye tamsayısının salt çoğunluğu) soruşturma
    açılmasını istemesi gerekecek. sonra meclisin 360 milletvekilinin
    (3/5 çoğunluk) soruşturma açılmasına karar vermesi gerekecek.
    daha sonra da yüce divana sevk için meclisin 400 milletvekilinin
    (2/3 çoğunluk) karar vermesi gerekecek. bu oranlar sağlanamazsa
    işlediği suç nedeniyle cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcıları
    ve bakanların yargılanması mümkün olmayacak. (teklif m.10, m.11;
    anayasa m.105, m.106)

    soru 11) cumhurbaşkanının mevcut anayasaya göre
    neredeyse sorumsuz olduğu, bu düzenleme ile sorumlu
    hale getirildiği söyleniyor. bu doğru mu?
    doğru değil. öncelikle mevcut anayasadaki cumhurbaşkanı
    ile değişiklikten sonra ortaya çıkacak cumhurbaşkanı aynı
    cumhurbaşkanı değil. bu nedenle sorumluluklarını, kullandıkları
    yetkiyle orantılı olarak ele almak gerekir.
    mevcut cumhurbaşkanı’nın yetkileri sınırlıdır. siyasi sorumluluk
    hükümettedir.
    getirilmek istenen cumhurbaşkanı ise bütün yürütme yetki ve
    görevini elinde toplamış, parti genel başkanlığı yapabilecek,
    yasama ve yargıya müdahale edebilecektir. şu andaki başbakan ve
    bakanların kat kat üstünde yetki kullanabilecek, ama sorumluluğu
    onlardan daha hafi f olacak.
    karşılaştırma yapılacaksa bugünkü hükümet üyelerinin
    sorumluluğuyla karşılaştırılmalıdır. şu anda başbakan ve bakanların
    işledikleri iddia edilen suçlar nedeniyle meclisin 55 milletvekilinin
    (%10 imza) imzası ile soruşturma açılması istenebiliyor, basit
    çoğunlukla (139 bile olabilir) meclis soruşturması açılmasına
    karar verilebiliyor ve 276 oyla (salt çoğunluk) da yüce divana sevk
    edilebiliyor. (teklif m.19/e, m.11; anayasa m.100, m.106)
    teklifte ise, çok daha fazla yetki verilen cumhurbaşkanının
    sorumluluğunu sağlamak ve denetlemek nerdeyse imkânsız
    hale getirilmiştir. yüce divana sevk için sırasıyla 301, 360, 400
    milletvekilinin oy vermesine ihtiyaç vardır. parti genel başkanı
    sıfatıyla meclis gurubunu da kontrol eden cumhurbaşkanını yüce
    divana sevk için bu oyları bulmak neredeyse imkânsızdır. (teklif
    m.10; anayasa m.105)

    soru 12) bakanların sorumlulukları mevcut anayasadan
    farklı mı?
    evet farklı. onlar da işledikleri suçlar nedeniyle neredeyse
    yargılanamaz hale getirilmişlerdir.
    şu anda bakanların işledikleri iddia edilen suçlar nedeniyle
    meclisin 55 milletvekilinin (%10 imza) isteği ile soruşturma açılması
    istenebiliyor, basit çoğunlukla (139 bile olabilir) meclis soruşturması
    açılmasına karar verilebiliyor ve 276 oyla (salt çoğunluk) da yüce
    divana sevk edilebiliyor.
    getirilen sistemde ise aynı cumhurbaşkanı gibi yüce divana sevk
    için sırasıyla 301, 360, 400 milletvekilinin oy vermesine ihtiyaç var.
    (teklif m.11; anayasa m.106)

    soru 13) cumhurbaşkanı önerilen yeni rejimde neler
    yapabilecek?
    bütün yönetim işlerini yapabilecek. bugün başbakan ve bakanların
    kullandığı bütün yetkileri kullanabilecek. bakanlıkları, kamu
    idaresinin tamamını istediği gibi kararnamelerle düzenleyebilecek.
    bakanlıkları, devlet dairelerini, kurumları kuracak, kaldıracak,
    görevlerini belirleyecek, atayacak, azledecek, soruşturma yapacak,
    disiplin işlerini düzenleyecek, ihale yapacak, üniter yapıyı bozacak
    idari düzenlemeler yapabilecek, ne kadar devlet yetkisi varsa
    kullanacak. (teklif m.9, m.14, m.15, 19/b; anayasa m.104, m.123)
    partili cumhurbaşkanı sıfatıyla milletvekili adaylarını belirleyecek,
    meclisin oluşumuna müdahale edecek, meclisi fesih edebilecek,
    cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile yasama yetkisine ortak olacak,
    kanunları veto edebilecek. (teklif m.8, m.9, m.12; anayasa m.101,
    m.104, m.116)
    yüksek mahkemelere, hâkimler ve savcılar kuruluna üye atayacak,
    yargıyı belirleyecek. (teklif m.17; anayasa m.146, m.154, m.155,
    m.159)
    bütün bunları yaparken hiçbir şekilde hesap vermeyecek, sorumlu
    olmayacak.
    herkese dokunabilen ama kendisine dokunulamayan bir kadir-i
    mutlak kişi olacak.

    soru 14) cumhurbaşkanı parti genel başkanı olabilecek
    mi? partili olmasının ne sakıncası var?
    cumhurbaşkanı hem parti üyesi hem de isterse genel başkan
    olabilecek. parti genel başkanı olarak milletvekili listesi yapabilecek.
    partisinin meclis grubunun başkanı olacak. bu şekilde meclisi
    istediği gibi şekillendirme ve etkileme imkânına sahip olacak. parti
    başkanı olarak aynı zamanda yüksek yargıçlar atayabilecek. yargı
    siyasetin emrine girecek.
    ayrıca parti başkanı sıfatı cumhurun başkanı olmasına engel
    olacak. sadece kendi partililerinin başkanı olacak. milleti temsil
    etmesi söz konusu olamayacak.
    partili olması nedeniyle tarafsız olması mümkün olmayacak.
    (cumhurbaşkanının yemin etmesini düzenleyen 103.madde aynen
    duruyor. orada tarafsızlık üzerine yemin edecek (!), ancak partisinin
    genel başkanı sıfatıyla parti yönetecek.)
    devlet düzeninin parti düzenine, devletin de parti devletine
    dönüşmesine anayasa ile izin verilmiş olacak. (teklif m.8; anayasa
    m.101)

    soru 15) cumhurbaşkanı seçimi ile tbmm seçiminin aynı
    gün yapılmasının ne sakıncası var?
    cumhurbaşkanı seçimi ile milletvekili seçimi aynı gün yapılırsa parti
    genel başkanı olan cumhurbaşkanı adayı, aynı zamanda partisinin
    milletvekillerini de belirleme imkânı bulacak.
    burada hem aday gösterme yetkisi nedeniyle milletvekillerini ismen
    belirleme imkânı olacak, hem de aynı anda yapılan seçimlerde
    seçmen, cumhurbaşkanı ile onun partisine oy vereceğinden
    siyasi olarak da meclis çoğunluğuna hâkim olacak. böylece
    seçilen cumhurbaşkanı fi ilen yasama organının da çoğunluğunu
    belirleyip, kontrol edebilecek.
    meclisin cumhurbaşkanını denetleyebilmesi fi ilen mümkün
    olmayacak. bu da güçler ayrılığını yok edecek.
    oysa, seçimlerin farklı zamanlarda yapılması, milli irade denetiminin
    işletilmesini de sağlar. meclisin cumhurbaşkanı ve yürütme
    karşısındaki bağımsızlığını güvence altına alır. cumhurbaşkanını
    seçen irade, aradan bir süre geçtikten sonra yönetimden memnun
    olmaz ise bunu meclis seçiminde sandığa yansıtıp iktidarı
    denetleyecek bir meclis seçerek denge kurabilir. aynı anda seçim
    denetim yolunu ortadan kaldırır. getirilen düzenleme bir anlamda
    bir dayatma düzenlemesidir. millete “kimi cumhurbaşkanı
    seçiyorsan onun partisinin milletvekillerini de seç ve beş yıl onlara
    katlan” demektir.
    demokratik başkanlık sistemlerinde başkan seçimi ile meclis
    seçimleri ayrı tarihlerde yapılır. (teklif m.11, m.12, m.20; anayasa
    m.106, m.116, geçici madde 21)

    soru 16) cumhurbaşkanlığı kararnamesi nedir?
    cumhurbaşkanı bu yolla yasama yetkisine ortak mı
    oluyor?
    teklife göre cumhurbaşkanı, kişi hak ve ödevleri ile siyasi hak ve
    ödevlere ilişkin temel haklar hariç, yürütmeye ilişkin her konuda
    kararname çıkarabilir.
    olağanüstü hallerde bu sınırlamalara da bağlı kalmadan tek
    başına her konuda kararname çıkarabilir. (anayasa komisyonunda
    eklenmiştir. teklif 13; anayasa 119)
    bu kararnameler kanun gibidir. bu yetki bir anlamda tek başına
    kanun yapma yetkisidir. yani padişah fermanı gibidir.
    evet, cumhurbaşkanı bu yolla yasama yetkisine ortak
    edilmiştir. anayasada yasama yetkisi tbmm’ne verilmişse de,
    cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarmak suretiyle cumhurbaşkanı
    meclisin yasama yetkisine ortak olmaktadır. (teklif m.9; anayasa
    m.104)

    soru 17) meclis aynı konuda kanun çıkarırsa kararname
    hükümsüz olacağına göre, meclis isterse kararname
    çıkarmayı engelleyemez mi?
    hayır engelleyemez. çünkü meclisin çıkardığı kanunu
    cumhurbaşkanı veto edebilir. veto ettiğinde meclis bunu ancak
    salt çoğunlukla (301 oyla) tekrar kabul edebilir. aksi halde kabul
    edilmez. partili cumhurbaşkanı, kontrol ettiği mecliste aynı
    kanunun salt çoğunlukla geçmesini engelleyip, fi ilen yasa çıkarma
    yolunu tıkayarak, kararname yolunu açacaktır. bu kanunlarla değil,
    kararnamelerle türkiye’nin yönetileceği anlamına gelir. bu durum
    açıkça milli irade gaspıdır. (teklif m.19/c; anayasa m.89)

    soru 18) veto yetkisi şimdi de var. olmasının sakıncası
    ne?
    şimdiki veto yetkisi elinde yürütme gücü yoğunlaşmamış, nispeten
    sınırlı yetkiye sahip cumhurbaşkanına verilmiş bir denge-denetim
    mekanizmasıdır. ayrıca vetodan sonra meclis aynı kanunu basit
    çoğunlukla (katılanların çoğunluğuyla) yeniden kabul edebilir.
    getirilen değişiklikle diktatörlük yetkilerinin verildiği bir tek adamın
    elinde veto yetkisi olması, yasama organını tamamen sembolik
    hale getirir. özellikle bu yetki; vetodan sonra aynı kanunun ancak
    salt çoğunlukla (301 oyla) kabul edilme şartı ve cumhurbaşkanının
    kararname çıkarma yetkisi ile birleşince, meclisi tamamen işlevsiz
    bırakacak bir suiistimal aracına dönüşür.

    soru 19) yasama tekelinin mecliste olmasının önemi
    nedir?
    milli egemenliğin şartı olmasıdır. egemenliği halka ait kılan en
    önemli unsur, kanun yapma tekelinin milletin meclislerinde
    olmasıdır. egemenliğin krallardan halka geçmesi sürecinde en
    önemli kavşak noktası, yasama tekelinin milletin (halkın) seçtiği
    meclislere verilmesidir. demokrasiler egemenliğin saraydan,
    krallardan alınıp halka verilme sürecidir. bu bir anlamda fermandan
    kanuna geçmeyi ifade eder.
    tbmm’nin yasama tekelini kaldırmak, tek adama kararname
    çıkararak buna ortak olma yetkisi vermek, kanundan fermana, milli
    egemenlikten krallığa geçmektir.

    soru 20) cumhurbaşkanının meclisi fesih yetkisinin ne
    sakıncası var? şu anda da bu yetkisi yok mu?
    cumhurbaşkanı da, meclis de halk tarafından seçiliyor. meclisin
    halkı temsil oranı (tüm partiler temsil edildiğinden) her zaman
    cumhurbaşkanından daha yüksektir. milletin seçtiği meclisi
    yürütmenin başı olan cumhurbaşkanın fesih etmesi, yürütmenin
    yasama üzerinde tahakküm kurmasına neden olur.
    cumhurbaşkanı hiçbir gerekçe göstermeden meclisi fesih etme
    yetkisiyle donatılıyor. bu, hoşuna gitmediği anda meclisi ortadan
    kaldırma yetkisi demektir.
    örneğin işlediği bir suç nedeniyle (zor da olsa) 301 imzayla
    hakkında soruşturma açılması istenen cumhurbaşkanı henüz
    soruşturma açılmadan önce meclisi fesih edip soruşturma
    açılmasını engelleyebilir. ya da vetoya rağmen 301 oyla kanun yapıp
    kararname çıkmasını önleyen, cumhurbaşkanının istediği gibi
    hareket etmeyen meclisi, cumhurbaşkanı gerekçe göstermeden
    fesih edebilir.
    cumhurbaşkanının fesih yetkisi parlamenter sistemlere özgü
    bir mekanizmadır. belirli şartlara bağlıdır. şu anda bizdeki yetki
    sadece hükümetin kurulamaması halinde verilmiş, şartları da
    anayasada gösterilmiş bir yetkidir.
    tarihimizde, büyük atatürk’e dahi bu yetki verilmemiştir.
    atatürk bütün milli mücadeleyi ve sonrasındaki devrimleri milletin
    meclisi ile birlikte yapmıştır.
    demokratik başkanlık sistemlerinde başkana bu yetki tanınmaz.
    başkanlık adı altında bozulmuş sistemlerde ise bu tip yetkilerin
    verildiği görülmüş ve hepsinde de rejim otoriterleşmiştir. (teklif
    m.12; anayasa m.116)
    cumhurbaşkanı meclisi tek başına vereceği kararla fesih
    edebilirken, meclis cumhurbaşkanının görevine ancak 3/5
    çoğunlukla (360 oy) son verebiliyor. yani işlemesi meclis açısından
    son derece zor, cumhurbaşkanı açısından ise çok kolay bir sistem
    getirilmiş.

    soru 21) cumhurbaşkanının iki dönemden fazla seçilmesi
    kesin olarak engellenmiş mi?
    hayır. kural olarak iki dönem seçilebilir. ancak partili cumhurbaşkanı
    ikinci döneminin sonuna yaklaştığında, meclisin 3/5 çoğunluğunu
    yönlendirebilirse seçimlerin yenilenmesi kararı aldırarak bir dönem
    daha seçilebilir. (teklif m.12; anayasa m.116)

    soru 22) başkomutanlık yetkisi tbmm’den alınıyor mu?
    başkomutanlık türkiye büyük millet meclisi kurulduğu günden
    bu yana tartışmasız ve mutlak olarak meclise ait olmuştur. milli
    mücadele döneminde gazi mustafa kemal atatürk’e dahi geçici ve
    meclisi temsilen verilmiştir.
    mevcut anayasada cumhurbaşkanının tbmm adına
    başkomutanlığı temsil yetkisi bulunmaktadır. teklifi n ilk şeklinde
    “tbmm adına” kısmı çıkarılmış, sadece “başkomutanlığı temsil
    eder” denmiştir. tepkiler üzerine anayasa komisyonunda bu ibare
    yeniden eklenmiştir.
    yani önce başkomutanlığı meclisten alıp doğrudan
    cumhurbaşkanına bağlama teşebbüsünde bulunulmuş, tepkiler
    üzerine komisyon aşamasında vaz geçilmiştir. (teklif m.9; anayasa
    m.104)

    soru 23) bu değişiklikle nasıl bir meclis yaratılıyor?
    yetkisi ve etkisi sıfırlanmış, aciz bir meclis yaratılıyor. güvenoyu ve
    gensoru gibi denetim mekanizmaları olmayan, yürütme üzerinde
    hiçbir etkili denetim imkânı kalmayan, yasama tekeli elinden
    alınmış, yasama yetkisi sınırlanmış, fesih tehdidi altında aciz bir
    meclis yaratılıyor.
    bu türkiye büyük millet meclisini tabuta koyup üzerine son çiviyi
    çakma projesidir.

    soru 24) yargının, yasama ve yürütmeyi denetleme
    imkânı yok mu?
    yok. yargı tamamen siyasetin emrine girecek. güçler ayrılığı ve
    denge-denetleme mekanizmalarının en önemli unsuru olan
    bağımsız yargı denetimi fi ilen imkânsız hale gelecektir.
    tüm yüksek yargıçlar ve yüksek yargı kurulu doğrudan ya da
    dolaylı cumhurbaşkanı ve onun hakim siyasi anlayışına göre
    şekillenecektir. bu nedenle denetim imkânı da kalmayacaktır. yargı
    tümüyle cumhurbaşkanının emrindeki bir organ olacaktır. adalet
    dağıtmayacak, cumhurbaşkanının sopası olarak kullanılacaktır.
    (teklif m.17; anayasa m.146, m.154, m.155, m.159)

    soru 25) hakimler ve savcılar kurulu nasıl oluşacak?
    hakimler ve savcılar kurulu 13 üyeden oluşacak. cumhurbaşkanı
    kurulun 6 üyesini (adalet bakanı, adalet bakanlığı müsteşarı ve
    dört üyeyi) doğrudan belirleyecek. kalan 7 üyeyi de parti başkanı
    sıfatıyla kontrol ettiği meclis aracılığıyla seçtirecektir. bütün yargı
    örgütünün başı olan kurul, böylece cumhurbaşkanı ve onun siyasi
    anlayışına uygun oluşacaktır. (teklif m.17; anayasa m.159)
    teklif metninde 12 olan sayı anayasa komisyonunda 13’e çıkarılmış,
    adalet bakanlığı müsteşarı da kurulun doğal üyesi yapılmıştır. bu
    şekilde kurul üzerindeki yürütme hakimiyeti (siyasi hakimiyet)
    daha da pekiştirilmiştir. cumhurbaşkanının altı üyeyi doğrudan
    belirleme imkanı muhafaza edilmiştir.

    soru 26) anayasa mahkemesi üyeleri nasıl seçilecek?
    cumhurbaşkanı 15 üyeli anayasa mahkemesinin 12 üyesini bizzat
    kendisi, 3 üyesini de partisi aracılığıyla kontrol ettiği tbmm eliyle
    belirleyecektir.
    bu anayasa mahkemesi yarın yüce divan sıfatıyla kendisini seçen
    cumhurbaşkanını, yardımcılarını ve bakanlarını yargılayacak(!..)
    (teklif m.19/d; anayasa m.146)

    soru 27) cumhurbaşkanının yüksek yargıda başka seçim
    yetkisi de var mı?
    danıştay üyelerinin dörtte biri ile yargıtay cumhuriyet başsavcısı ve
    başsavcı vekilini seçme yetkisi de var.
    cumhurbaşkanının seçtiği danıştay üyeleri, cumhurbaşkanının
    temsil ettiği idarenin eylem ve işlemlerini denetleyecek(!)
    ayrıca yargıtay ve danıştay’ın kalan üyelerini de cumhurbaşkanının
    belirleyeceği hakimler ve savcılar kurulu atayacak. (anayasa m.154,
    m.155)

    soru 28) şu anda da cumhurbaşkanının anayasa
    mahkemesi, danıştay, yargıtay ve hsyk’na atama yetkisi
    yok mu?
    var. ancak mevcut anayasada tanımlanan cumhurbaşkanı başka,
    teklif edilen anayasal değişiklikteki cumhurbaşkanı başka… bu
    cumhurbaşkanın yetkileri parlamenter sisteme göre fazla dahi
    olsa, getirilen sisteme göre yok denecek kadar sınırlı.
    değişiklikte tarif edilen cumhurbaşkanı, bütün yetkileri elinde
    toplayan bir kişi olacaktır. dolayısıyla gerçek bir yargı denetimi
    için, cumhurbaşkanının yargı alanında hiçbir yetki kullanmaması
    gerekir.

    soru 29) üniter devlet tehlikede mi?
    evet. cumhurbaşkanına, kararname çıkararak merkezi idare
    alanında geniş düzenlemeler yapabilme ve sınırsız şekilde kamu
    tüzel kişilikleri kurabilme yetkileri tanınmıştır. böylece idari alanda
    sınırları belirsiz örgütlenmeler oluşturma yolu açılmıştır.
    tepkiler nedeniyle komisyon aşamasında her ne kadar teklif
    metninden 14. ve 15.maddeler çıkarılmışsa da, anayasanın 104
    ve 123. maddelerindeki değişiklikler cumhurbaşkanına yetkilerini
    kullanarak üniter yapıyı değiştirecek idari düzenlemeler yapma
    imkanı vermektedir. bu federasyona geçiş hazırlığıdır. (teklif m.9.
    19/b; anayasa m.104, m.123)

    soru 30) bu anayasa değişikliği geçerse ne olur?
    1. anayasayla bir diktatör yaratırız. her şeye dokunan ama
    kendisine dokunulamayan bir diktatör ortaya çıkar.
    2. demokratik rejimden tamamen ayrılıp otoriter bir rejim kurulur.
    3. hiçbir vatandaşın, can, mal ve hukuk güvenliği kalmaz. her kişi,
    kurum ve kuruluş tek bir kişinin, bir diktatörün vicdanına terk
    edilir.
    4. yönetimi denetleyecek hiçbir güç kalmaz. devlet yönetiminde
    ve ülkede zorbalık hakim olur.
    5. bir kişi hem hükümet, hem meclis, hem mahkeme olur. yasama,
    yürütme ve yargı tek bir elde toplanır.
    6. etkisiz, yetkisiz, aciz ve sembolik bir meclis ortaya çıkar.
    7. meclisi mezara, demokrasiyi tarihe gömeriz.

    edit: (bkz: eksi sözlük baskanlik sistemi anketi)