chp'li çamak'ın meclis kürsüsündeki gss isyanı

  • akp'nin 1 kasım öncesindeki seçim vaatleri arasında genel sağlık sigortası rezaletinden kalma borçların silineceği vardı. fakat 27 ocak tarihinde meclise sundukları değişiklerle kesinlikle böyle bir niyetleri olmadığı anlaşıldı. bunun üzerine chp mersin milletvekili hüseyin çamak bu anlamsız borçlara ve zamlara karşı pankartlar eşliğinde şu isyan eden konuşmayı gerçekleştirmiş:

    "biz cumhuriyet halk partisi olarak "genel sağlık sigortası" denilen işsiz evlat vergisinden yaklaşık 7 milyon mağdurun 9 milyar lirayı aşan borçlanmalarının silineceğini de seçim beyannamemizde belirtmiştik. 1 kasım seçimlerinden önce mevcut iktidar da bunun ne denli büyük bir hata olduğunu 7 hazirandan sonuçlarından anlamış olacak ki cumhuriyet halk partisinden isabetli feyzalarak 1 kasım seçimlerinden önce bizzat başbakan bu genel sağlık sigortası borçlarının silineceğini vadetmiştir. sayın davutoğlu'nun seçimlerden önce üsküdar'da bir kafede bir grup üniversite öğrencisiyle buluşmasında gss'den ötürü biriken borçların silineceğine dair kullandığı ifadeler aynen şöyle: 'borç sıkıntısı içinde strese girmeyin sevgili gençler. 1 kasımdan sonra ilk işimiz bütün o borçları silmek olacak.'

    oysa bu, 5510 sayılı kanun'un 67'nci maddesinde yapılan değişikliklerden anlıyoruz ki bu mağdur gençlerin gss prim borçları tam olarak silinmiyor. lise veya üniversiteyi bitirenlerin gss giderlerinin sadece iki yıl süreyle devlet desteğiyle ödenmesi kararlaştırılıyor. bu borçlar silinmediği gibi, asgari ücrete gelen zamlarla beraber, ocak ayı itibarıyla yüzde 30 oranında zamlanmış bir şekilde artmaya devam ediyor. buna göre, geçen yıl ayda 50 lira borçlandırılanlar 65 lira, 152 lira borçlandırılanlar 197 lira, 305 lira ödeyenler ise 395 lira ödemek zorundalar. gelir testi yaptırmayan veya yaptırsa bile ödeyemeyen vatandaşları, yıllarca faydalanmadıkları sağlık hizmetlerinden ötürü borçlandırmanın nasıl bir mantığın ürünü olduğunu anlamakta güçlük çekiyoruz.

    bir devlet düşünün ki istihdamını sağlayamadığı vatandaşlarını, zaten yük olmak zorunda kaldıkları ailelerinin gelir düzeyine göre borçlandırıp bu sürede faydalandırmadığı sağlık hizmetlerinin parasını ödetmek için 'ne yap ne et, ailenin maddi durumuna göre bana şu kadar para bul, getir.' diyebiliyor. işsiz kalan vatandaşın, sığındığı ailesine ikinci kez mahcup olmasından başka bir anlam ifade etmeyen böyle bir uygulama acilen zorunlu olmaktan çıkarılmalıdır. devletimiz, milyonlarca suriyeli mülteciye uyguladığı gibi, insan hakkı olan sağlık hizmetini kendi halkına da ücretsiz sunmalıdır."