cesedin yakılmasının daha mantıklı olması

  • kaynakların boşa harcanması durumudur.
    yazık değil mi yahu, o kadar organik maddeyi yakıp, ziyan edeceksin. gömün ölülerinizi de doğaya bir faydanız olsun.
    - üşenmedim, yaşadığım siteyi hesapladım kabaca. aşağı yukarı 35 m2 yer kaplıyoruz kişi başı. öldüğümde max. 2 m2 yere sığacağım. bizdeki gömülme uygulamasında ilk 5 yıl mezara dokunamazsın ama 5 yıl dolduktan sonra ikinci bir cenazeyi aynı mezara gömdürebilirsin. gömülen herkese 2 m2 yer ayırsan şimdiye kadar dünya üstünde mezardan başka bir şey olmazdı zaten.
    - insan, hayvan fark etmez. cesedi gömdükten sonra hangi fidanı dikersen dik, öyle bir büyüme, boy atma yok arkadaş. gübrenin tillahıdır ceset. nitratmış, güvercin bokuymuş hepsi tırt kalır yanında.
    - yıllarca insanlara "anız yakmak toprağa zarar verir, uzun vadede toprağı fakirleştirir diye anlatıp, ölülerinizi yakın diyen devlet kendiyle (ve bilimle) çelişir.
    - denize atmak uzun vadede deniz yaşamını olumsuz etkiler. denizlerde yiyecek problemi yoktur. balık lan bu! ne bulursa onu yer. senin bokunu bulsun, onu da yer. hatta kefaldir, sarpadır seve seve yer. denizler organik madde artarsa aç balıkları doyurmakla kalmazsın, alg nüfusunun patlamasını da sağlarsın. böylelikle suda çözünmüş oksijenin azalmasını sağlayıp, etinle doyurduğun yengeçleri havasızlıktan boğarsın. sonra da her ilkbaharda olduğu gibi istanbul'lu yazarlar "... boğazdaki sarı leke" diye başlık açarlar. ben de başlığa girip, rahat olun hacılar. gemi atığı falan değil, alg len o entry girerim.
    - dengeyi bozmayacaksın arkadaş! topraktan gelen toprağa gidecek.
    ben de eskiden tüm çöpleri toplayıp, güneşe yollayıp yakmayı planlardım ama mazeretim var. orta 2 yada orta 3 döneminde bulmuştum bu zihni sinir procesini.
    not: evde balık yaptığınızda çıkan iç organları, kafaları falan bir ağacın altını kazıp gömün. 1 aya kalmadan farkı kendi gözlerinizle görürsünüz.