cemil meriç

  • üç yıl önceydi sanırım. cemil meriç'in bu ülke isimli kitabını okurken çok sinirlendiğimi hatırlıyorum. daha sonra bir kaç kitabını daha okudum. marksistken islamcıya dönüşmesine neden olduğunu iddia ettiği hint medeniyetine dair yazdığı bir dünyanın eşiğinde isimli kitabı merak edip okudum. geçenlerde de youtube'da akepe propagandası ile trt'de hazırlanan bir belgeseline denk geldim meriç'in. bu tip adamların saçmalıklarla dolu fikir alemlerini anlamaya çalışmak bu adamları çözmeye uğraşmak emin olun kolay değil benim için. ama işte bunları okumadan yazarak da danışıklı dövüş yapmış oluyorsunuz sadece. bugün en çok islamcılar sahipleniyor cemil meriçi. çünkü cemil meriç islamcılığa muazzam hizmet eden dolayısıyla da özünde ciddi anlamda islamcı bir adam. cemil meriçe şucu bucu demeyin diyen de çok ancak benim fikrim bu: islamcıyı gördüm mü bin kilometreden olsa tanırım. bugün ben cemil meriç'in öğrencisiyim diyenler hep ya badem ya tayyip bıyıklı, akepeli belediyelerce ismi sürekli caddelere veriliyor, hakkında paneller düzenleniyor, söyleşiler yapılıyor, bol bol atıf alıyor yeni türkiye medyasındaki şaklabanlardan, akepenin gençlik kollarına okumalarını öğütlediği ancak onların hiç bir zaman okumadığı ve okumayacağı kitaplar listesine kitapları giriyor.

    kendisinin "kim bilir fikirlerim ne budalalar yetiştirecek" dediğine bakmayın; meriç bugün yaşasa akepe ve islamcılık sırtlanıcılarını bu budalalar sınıfına dahil etmezdi. bazı sosyalistler meriç'in eski bir sosyalist oluşuna kanarak sayıyor onu; milliyetçiler de cemil meriçteki "bizim tarihimiz, bizim kültürümüz, bizim irfanımız vs." söylemlerindeki bizim vurgusu ile milli ilan ediyorlar. cemil meriç ima anlamında sosyalizme de türklüğe de ana avrat söven biridir. ve hatta belki de cemil meriçin bahsettiği budalalar sizsinizdir. kemalistlerden de cemil meriçi bir halt sananlar var. oysa cemil meriç en büyük küfürlerini kemalizme etmiştir. cemil meriç kendine inşa ettiği bir kaleden bütün bir dünyayı ve tarihi çözebildiğini sanan oysa ta en baştan her şeyi yanlış anlayan bu yanlışı yüzünden de bütün hayatı bir kaosun içinde geçen biridir. yazıları ve söylemleri ekseriyetle çelişkilerle dolu fikirsel anlamda kale alınacak bir değer taşımayan yanlış tepeye inşaa ettiği kendi metruk kalesinden bakmasına rağmen dünyalar kadar büyük laflar etmekten çekinmemiş bir kişilik bölünmesi hastalığı muzdaribidir. psikolojik anlamda sorunlu biridir, nevrozludur.

    genel mantık kurgusu şudur cemil meriçin:

    } balzac çok büyük adam, fransız edebiyatı müthiş!
    } sosyalizm müthiş bir ideoloji!
    } batı çok ilerlemiş
    } hanimiş bakayım doğuda da bir şeyler var mıymış?
    } aha buldum hint varmış hem de "insana freud gibi sen itsin demiyor sen tanrısın diyor"
    } demek ki batı medeniyetinin kökü kadim yunanda değil hint medeniyetindedir
    } batının karşısında hint medeniyeti olduğuna göre biz de onlarla aynı gruptayız
    } hepimiz toptan "büyük doğu" medeniyetiyiz. (hint bu doğucuları s*klemedi bu arada)
    } demek ki türk islam sentezi süperdir????

    şu kurguya bakarak alakasızlık karşısında "yaşadığım ülke nasıl bir ruh hastalarına kalmış ulan!" diye ağlamamak ve hatta sinir krizleri geçirmemek mümkün müdür? siz ne düşünüyorsunuz? ne diyorsunuz? cemil meriç cidden çok büyük bir adam mıdır? biz niye illa batının karşısında olmak zorundayız? sırf hint medeniyeti asyada diye neden kendimizi hint medeniyeti ile aynı gruba dahil etmek zorundayız o da batının güya karşısında diye mi? neden bir gruplaşma içine girmek zorundayız? batının karşısında olunca batı icadı uçaklara binmeyecek miyiz artık? batıdan öğrendiğimiz tıp ile kendi sağlık sistemimizi kurmayacak mıyız? batıdan gelen hukuk ve demokrasi ile bürokrasi ile idari ve hukuk sistemimizi kurmayacak mıyız? bunların tümünü hint edebiyatından mı alacağız? o yüzden mi hint medeniyeti ile aynı saflara geçmek zorundayız? ne yapalım kast sistemi mi kuralım biz de hint fakirleri gibi? bilmem kaç bin tane tanrı mı üretelim bir tanesi ile başa çıkamıyorken?

    cemil meriç'in temel çelişkilerinden biri örneğin:

    “hint’i göklere çıkarışımız batı’yı yermek için değildir. himalaya’nın keşfi olemp’e karşı beslediğimiz sevgiyi azaltmadı. ama eski yunan yalnız kitaplarda yaşıyor, hint’in dehâsını dile getiren büyük fikir adamları çağdaşımız. tebliğleri yaşanmış ve yaşanan bir ders. bunun için daha canlı, daha sıcak” (bir dünyanın eşiğinde, sf. 20)

    ve

    "çağdaşlaşmak, avrupanın yeni bir ihraç metaı, kokain ve lsd gibi.. şuuru felce uğratan bir zehir. çağ dışılık ithamı iftiraların en alçakçası, en abesi. aynı çağda muhtelif çağlar vardır. çağdaşlaşmak neden hıristiyan batının putlarına perestiş olsun? bu kendi dersisinden çıkmak kendi mukaddeslerini inkar etmek ve peşin peşin köleliğe razı olmak değil mi? biz apayrı bir medeniyetin çocuklarıyız; düşman bir medeniyetin, bambaşka ölçüleri olan, çok daha eski, çok daha asil, çok daha insanca bir medeniyetin." (bu ülke, sf. 99)

    bunlar yakın tarihlerde yazıldı. cemil meriç burada düpedüz bir postmodernizm yapıyor. nedir o? aşağı kültür, aşağı medeniyet yoktur... halbuki kendisi gözleri görmez olduğunda koşa koşa parise gitmişti. o çok muazzez türk islam medeniyeti cemil meriç'e bir aspirin bile üretemediği için. o kadar muazzezdi ki içinde fıkıh ve şeriat barındıran imam ebu hanife ve imam-ı şafii tarafından tohumları dikilmiş türk islam medeniyeti; cemil meriç ondan kaça kaça soluğu paris'te aldı. hindistan'a da gitmedi haa dimdirekt parise gitti kendisi. çocuklarını da hint okullarında falan okutmadı çocukların biri istanbul'daki fransız saint joseph mezunu biri de alman lisesi mi italyan lisesimi ne tam hatırlayamadım şimdi. "saint" de aziz yani hıristiyan evliyası demek bu arada. cemil meriç küffar olan batılı kellelerin kanları kılıçlarından damlarken hıristiyan evliyası isimli lisede çocuk okutan gözleri rahatsızlanınca da koşa koşa batıya giden biridir. bugünkü islamcılar çok mu farklı meriç'ten?

    hint edebiyatı müthiştir. çok seversin. bayılırsın. muhteşem bir tat bırakır içinde muazzam öğretiler vardır ve hatta felsefe kırıntıları bile vardır tıpkı meriç'in de bahsettiği gibi şopenhaur da niçe de etkilenmiştir hintten ancak gözlerin görmez olduğunda batıya muhtaçsın sen cemil efendi... neden biliyor musun? çünkü 500 yıldır senin gibi adamlar mitoslarla milletin beynini sulandırdınız.. zaten sığır olan ama kaliteli sığırlara dönüşmesi gereken içinde sürekli bir aydın devinimi olması gereken yığınları siz sadece batıdan değil bizzat aklın kendisinden ve rasyonaliteden ayırdınız. neden? çünkü akıl ve rasyonalite batıya ait kavramlar kökü kadim yunana dayanıyor nihayetinde descaret bulmuş; bizden değil, biz müslümanız, bizim kendi medeniyetimiz var dediniz. ama akılsız olmuyor; eğer sen rasyonaliteyi reddedersen başka bir rasyonaliteye mahkum oluyorsun. sen onu bilmiyorsun işte, o rasyonalite de bin yıl önceki gazalinin rasyonalitesi yani gazalici umursamaz nihilist zihniyet. eğer cemil meriç böyle biri değilse çağdaşlaşmaya neden düşman olur lan bir insan? eğer islamcı değilse? biri açıklasın bana? neden türkçedeki bazı arapça kelimelerin artık kullanılmıyor oluşu ile ilgilenir? neden 20. yüzyılda japonya ingilizden aldığı akıl ile dünyanın 3. büyük ekonomisi olmuşken haçlı seferleri vs. laga lugaları tarzı ifadelerle süsler yazılarını eğer bir insan cihatçı şeriatçı gazalici değilse?

    cemil meriç'in bugünkü namı büyük oranda 1980 darbesinden gelir. en büyük derdi sağ/sol çatışması olan kenan evren ve avanesi sağ ve sol kavramlarına eleştiri getirerek türk islam sentezi güzellemeleri yapıyor diye onu ulusal kanala bile çıkarır. darbe sonrası parlayan islamcılık ve islamcılar cemil meriçin sağ ve sol ideolojileri yok sayan bütün -izmler bize batıdan gelmiştir, biz kendimize ait düşüncemizi üretmeliyiz, bizi batı bölüyorvari söylemleri nedeniyle sahiplenmiş, bu sahiplenişle sağ/sol ayrımına islamcılık adı altında türk islam sentezini merkeze alan sakat bir gericiliği monte etmişlerdir. oysa kos koca osmanlı tarihinde ayakları yere basan bir tek filozof göster desen gösteremiyor cemil meriç ve avanesi: git süleymaniye kütüphanesine bak bulursun diyorlar bir de. felsefe böyle bir şey midir? yüzyıllar sonra bir kütüphanenin tozlu raflarından mı çıkacaktır felsefe? yoksa felsefe almanlara mercedesi bu kadar sağlam yaptıran bir dizgi üzerinde yüzyıllar boyu takip edilebilen sürekli üst üste biriken bir kavanozu medeniyet kavanozunu dolduran bir şey midir? ne kadar sakat ne kadar idiotik bir zihniyettir bu islamcılık. kusasım geliyor yemin ederim. ayrıca -izm'ler bize nereden gelecekti? hint fakirlerinden mi? cemil meriç bir tercüman, öğretmen ve akademisyendir ötesi değil. sağ ve sol çatışmadan ilerleme olmaz.

    cemil meriç istiyor ki sağ ve sol olmasın bu ülkenin içinde bir tane bile adam gibi filozof olmayan bir tek hastalığa çözüm bulamamış bir tek teknolojik bilimsel keşif yapamamış o bin yıllık "muazzam" tarihi ile insanlar gazali bataklığında türk islam sentezi etiketi ile sığır gibi yaşayıp gitsin. eğer sol sola benzemiyorsa sola şekil verir sol aydınları; sağ sağa benzemiyorsa sağa şekil verir sağ aydınları ama kalkıp da sıfırdan yeni bir sosyalizm üretilemez. sosyalizm bir kez icat olmuştur almanlar icat etmiştir bütün dünya tepe tepe kullanır. alman yapıyor diye arabaya da binmeyin ulan o zaman! cemil meriç'in bütün fikirsel alt yapısını çökerten hindistan bugün batı medeniyetinin en büyük taşıyıcılarından biri değil mi? hindistan'da alman icadı sol yok mu? hindistan kendi tarihinde bulduğu demokrasiyi mi uyguluyor? hint tarihinde demokrasi diye bir şey mi var? kast sistemi gibi aşağılık bir düzen var sadece. siz bu adamın fikirlerini cidden hiç sinirlenmeden nasıl okuyabiliyorsunuz?

    "ne marx'a geldiğim zaman marx'ı tanıyordum ne türkçülüğüm bir araştırmanın mahsulüydü" (jurnal, 29.10.1974)

    cemil meriç'in bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma sebepli bozuk kişiliğinin öz itirafıdır bu. cemil meriç kendi deyimiyle marx'ı tanımadan marksist, türkçülüğü tanımadan da türkçü olmuştur. peki 1956-60 yıllarında gözlerini kaybettiğinde muhtemelen bilinç altından fışkıran yok olma ve ölme korkusu ile birden türk islam sentezcisi olurken islamı ne kadar biliyordu? yazılarından bunu anlamak zor elbette ancak ben türk islm sentezinin sesi olmak istiyorum demek de epeyce bir done veriyor elimize. kendi ifadesi ile:

    "türk islam medeniyeti ahlaka, feragate dayanan bir medeniyet. gerçekleştirdiği değerler edebiyattan da, felsefeden de, ilimden de muazzez. ben bu mazlum medeniyetin sesi olmak istiyorum. korumak istediğim şaheser; insanın kendisi. tarihine vecitle eğildiğim bu büyük, bu gerçek, bu mert insanı osmanlı yaratmış ve yaşatmış." (cemil meriç, mağaradakiler)

    cemil meriç eğer bir şeriatçı değilse net olarak şeriatın, islamın ve türk islam medeniyetinin ne olduğunu bilmiyor. benim ve bugün kendilerini türk islam medeniyetinin savunucuları olarak lanse edenlerin tanıdığı türk islam sentezi bam başka. osmanlı da bambaşka. benim tanıdığım osmanlı kendini kutsal tanımlamış, yönettiği halka "kullarım" diyecek kadar kendini tanrı kral hisseden ve benim dedemin dedesinin dedesinin dedesinin dedesinin kızlarını alıp hareminde cariye adı altında ehli sünnet fıkhına uygun şekilde onların ırzına geçen bir aile. osmanlı benim ırzıma geçen bir aile iken ahlaka ve feragata dayanan bir medeniyetin siyasi kanadı nasıl olabiliyor bunu anlat bana cemil efendi. seninkilerin ırzına geçmedi mi sanıyorsun? helal-i hoş mu olsun? o dönemler bütün dünya mı krallıktı? evet öyleydi haremdeki cariyeler meselesini maruz görelim madem ama marx osmanlı ve doğusuna tiksinti ile bakardı. 18 ve 19. yüzyıllarda yapması gerekeni yapamadı osmanlı. bizi kafası çamura gömülmüş ve suratına postalla basılmış bir takım yenilmiş, katledilmiş, ırzına geçilmiş, küçük düşürülmüş ucubelere çevirdi. hepsi de ne sebeple biliyor musun? yavuzun kahireden taşıdığı bin küsür garabet/gerici/umursamaz eşari ulema yüzünden. bugünkü akepe rezaletinin kökü de o ulemaya dayanır. aziz mahmut hüdailer, imam birgiviler; toplumu umursamazlaştırmaktan/gazalileştirmekten başka hiç bir halta yaramamış sahte peygamberler tarihidir osmanlı. ama sen bunları umursamazsın. sen yüzeysel bakarsın her şeye. islam var ama islamın türleri yok. türk islam sentezi var ama onun bir içeriği yok, fıkıh yok, akaid yok, şeriat ve şeriata karşı gelenin kellesini kesmek yok değil mi o muhteşem sentezde? türk islam sentezi süper bir şey değil mi? o sentezin içinde farabilere, ibn-i sinalara küfredenler yok değil mi? türk islam sentezi farabi ve ibn-i sina'ya tepki olarak doğmadı değil mi? türk islam sentezi eşarici abbasi ideolojisi ile bağdat da kurulmadı değil mi? aklı sıfırlamadı değil mi? yoksa sen de bugünkü geri zekalılar gibi farabiyi türk islam sentezinin düşmanı değil de temsilcisi mi sanıyordun? cemil meriçin kitaplarında islama dair hemen hemen hiç bir kelam yok. cemil meriç islamın ne olduğunu bilmiyor. babası hakim. orta sınıf çocuğu. fransız tarzı eğitim almış. gözleri kapanana kadar allahsızlık yapmış. kapandıktan sonra islama dönmüş. muhtemelen fırsatı olmadı islamın ne olduğunu öğrenmeye. zaten kendisi diyor marx'ı tanımadan marksist, türkçülüğü tanımadan türkçü oldum diye. islamı tanımadan da islamcı olmuş demek ki. yapısı böyle.

    osmanlıya çok bilendim. 3 kıtaya hükmetmiş içinden 30 küsür devlet çıkarmış. bugün türklük kimliğinde ciddi bir yeri vardır osmanlı devletinin. osmanlı benim midir? evet benimdir sayarım da söverim de 600 sene tımarlı sipahisi oldu atalarım hizmet etti osmanlıya. ben osmanlı torunu muyum? evet öyleyim dedelerimden biri osmanlı vatandaşı olarak doğdu diğerinin de babası. osmanlıyı özlüyor muyum? osmanlıdan bir kültür ve irfan beklentim var mı? osmanlının özünü 21. yılda savunmak ve osmanlıcılık yapmak gibi dertlerim var mı? yok. belki biraz açar divan edebiyatı okurum onun dışında zerre kadar yok zaten osmanlının 21. yüzyılda yaşayan garip skocax'a sunacak bir şeyi de yok. ne varsa gidip almandan fransızdan, ingilizden alacak skocax. ben neden böyle, neden bir ebu suud uğruna bütün varınızı yokunuzu sattınız gazali batağına neden bu kadar battınız neden kurtuluş savaşında ilaç için bir tanecik türk tren makinisti yoktu da ermeni makinistleri silah zoru ile çalıştırdılar neden hicaz demir yolunu yapsın diye kendiniz mühendis yetiştirmediniz de gidip ona buna yaptırdınız diye sorarım; cemil meriç bana sen atalarından utanıyorsun der. aramızdaki fark budur. osmanlı evet yedi sülaleme altı yüz yıl yurt verdi bunun karşılığında yedi sülalemi kullandı ama en sonunda da beni ölüme terk etti. osmanlı benim kafamı çamura batırıp da ezmelerine ses edemedi. osmanlı bu topraklara hele hele istanbul gibi bir dünya merkezine ehli sünnet fıkhı ve eşarilik tarafından kutsal sayılmış 7. yüzyıl çöl araplık kültürünü getirdi. adımı da sanımı da kureyş kabilsinden yaptı. hanginizin dedesinin adı öz türkçe? hakan, oğuz, tuncay, gökçe, ayça bunlar cumhuriyet döneminde özellikle son 50 yılda yaygınlaşan isimler. 2. abdulhamid'in isminin sonuna han ekleyince türkleştirmiş olmuyorsunuz. o hala arapçada "hamid olan allahın kulu" demek. arap etnisitesinden arkadaşlar kusura bakmasın ama yedi ceddimi iyi becermiş bu kültür. cidden rezil bir kültür. gazalinin yaptığı bu kültürü allahın emirleridir adı altında başka coğrafyalara dağıtmaktır. umarım beni ırkçı diye tanımlamazsınız. seküler araplara en ufak bir lafım yok bu arada. bir de araplaşmayı kötü bir şey kabul eden milliyetçiler nasıl göremiyorlar cemil meriç'in kanındaki o çöl kültürü virüsünü? allahına inandık diye dilini, örfünü töresini de mi alacağız ulan? ne diyor mesela meriç:

    "hoca öğretmen oldu talebe öğrenci. öğretmen ne demek? ne soğuk, ne haysiyetsiz, ne çirkin kelime. hoca öğretmez yetiştirir, aydınlatır, yaratır. öğrenci ne demek? talebe isteyendir, isteyen, arayan, susayan." (bu ülke, iletişim yayınları 101. sf.)

    bu lafın necip fazıla ait "allah tanrının belasını versin" sözünden ne farkı var? türkçenin "tanrı" kelamını dahi kabullenemeyen geri kafalı yobazlık ve islamcılık ne vakittir türk milliyetçiliği olmuştur? japon denizinden moldova içlerine kadar tüm türki dillerde öğren/üvren şeklinde geçen fiilden türetilmiş bize ait "öğretmen" ve "öğrenci" kelimelerine tahammül edemeyen cemil efendi türk milliyetçiliğinin sesi midir?

    peki ya cemil meriç övücü sosyalistlere ne demeli? sosyalizm içinde sayısız -izm barındırır: hegelizm, marksizm, leninizm, materyalizm, diyalektik materyalizm, stalinizm, batı marksizmi vs. bütün -izmleri adeta lanetleyen ve kendini güya ideolojiler üstü göstererek fıkıh ve hadis gibi saçmalıkların omurgasını oluşturduğu bir tür islamizmi savunan biri ne vakittir size yakın olmuştur? batının türk gençlerinin kafasını karıştırması adı altında sizi batının oyununa gelen bir takım idraksizler olarak lanse etmeye çalışan psikolojik sorunlu bir fransızca çevirmeni ne vakittir saygı duyulası bir filozof olmuştur gözünüzde? cemil meriç sürekli "marx ve şakirtleri" diyerek sizi alaya almıyor mu?

    "kamusa uzanan dil namusa uzanmıştır" demiş. sözlük bile diyemiyor cemil meriç oysa sözlük tatarcada bile sözlük demek. ep eski bir kelime. bana göre cumhuriyetin dil, yeni kelime uydurma ve alfabe reformları belki de anadolu coğrafyasındaki en kutsal hareketi olmuştur. cemil meriç ve avanesi ise bunu anadolunun başına gelmiş en büyük musibet olarak tanımlıyorlar. halkın konuşmadığı bir dilde yazılan divan edebiyatı şiirleri evet muazzamdır ama bunların halkla alakası yoktur. alfabe arap alfabesi olsa çok mu iyi olacaktı? sözlük yerine kamus desek çok mu müthiş olacaktı? en nefret ettiğim de cemil meriçin kullanıp durduğu arapçada "casus" ile aynı kökten gelen tecessüs kelimesi. insanlar buna "merak" diyor. o da arapçadan girmiş tecessüs deyince ne oluyor? ne farkediyor? daha mı şairane oluyorsun? elbette bir zihniyetin ürünü olarak kullanıyor bu kelimeleri cemil meriç ve onun gibileri. cumhuriyet devrimleri anadoluyu gazali batağından arındırma amacı güdüyordu. bunu yaparken temel amaç dili gazaliden yani arapçadan kurtarabilmekti. bugün bakıyoruz; evet yine arapça tesirli türkçe üzerinde ancak devrimler epeyce işe de yaramış. tayyip bugün bundan neden şikayetçi? neden osmanlıca arapça falan diye ağlıyor, umutsuz ve ümitsiz bir şekilde okullara bu dersleri koymaya çalışıyor? iyi öğrenciler yine en batıcı hangisiyse oraya kapak atmaya çalışıyorlar bu da mı gol değil? akepe burjuvazisi çocuklarını neden fransız, alman, amerikan liselerinde okutmaya çalışıyorlar? cumhuriyet anadoluyu osmanlının kanserli tarafından yani gazalinin kitaplarından, erzurumlu ibrahim hakkıdan, birgili imam birgividen ayırmaya, koparmaya çabaladı.

    latin alfabesinin çok daha kullanışlı olmasının dışında harf devriminin bir diğer amacı arap alfabesinden dolayısıyla arplardan gelen gazalicilikten olabildiğince kurtulabilmekti elbette gazali adı altında değil ancak o gerilikten, dogmacılıktan, orta doğudan kopmak, avrupaya yanaşmakı niyet. orta doğulu kurumların yerine odtü, boğaziçi, itü gibi okullar, hacettepe gibi tıp fakülteleri açarak kendi ilacını, hastalıklara devasını, kendi silahını, kendi teknolojisini üretecek bunları üretirken de kadılardan fetva beklemeyecek fikri hür vicdanı hür nesiller yetiştirmek istedi. oysa onlara fikri hür vicdanı hür değil, öbür dünyaya; gazaliye ve imam-ı rabbaniye yakışır şekilde en fazla yatırım yapan nesiller lazımdı. neden mi? gazali ve imam-ı rabbani böyle buyurmuş. onlar buyurmuşsa akan sular durur. onlar buyurmuşsa akıl kontak kapatır. onlar buyurmuşsa siyasette ve hukukta her türlü namussuzluk mübahtır! cemil meriç'in derdi ne? bizim olsun yerli olsun osmanlı ile bağımız kopmasın. osmanlının kanserli tarafı ile bağımız kopacak cemil efendi. sen istesen de kopacak istemesen de kopacak. doğanın kanunudur bu. aklın zincirleri bir kez çözüldü mü bir daha durulmaz. 2010'a kadar olan kemalist idare otokrasi, darbe ve vesayet pahasına toplumda dini anlamda iç dinamiklerde ciddi bir değişme yaşattı. bundan sonra bu selin önünde kimse duramaz.

    cemil meriç kemalizmi gizli kapaklı "türkiyedeki hayalet" diye tanımlıyor: "bu -izm (kemalizm) uğruna diğer bütün izmlere düşman kesilmişiz" diyor. "kah batıcılık olmuş kah batı düşmanlığı, her -izm onun himayesinde sahneye çıkmış" diyor... yüzde yüz haklı kendisi. bir tek kemalizm uğruna bütün -izmlere düşman kesilmişiz. evet aynen böyle. ve böyle olmasından hiç de rahatsız değilim ben. bu -izm olmasaydı akepe 13 yıldır değil 717 yıldır yönetiyor olacaktı anadoluyu. belki de bin yıldır. abdulhamit tayyip'den farklı mıydı sanıyorsunuz? peki ya mehmet reşad? en azından 80 yıllık bir teokrasiden kurtulma süreci yaşanmış. 500 yıl sonra eğer hala buralarda insanlar yaşıyor olursa anadolunun son 2500 yıllık tarihini inceleyerek bu 80 yıllık süreyi kutsayacaklar. tıpkı martin luther'in kutsanması gibi. son bin yılda anadoluda "bu ülkeye anayasa allahın kanunları ile değil meclisin kanunları ile yapılır" denilebilen tek süre 1923-2010 arasındaki 87 yıldır. dünya tarihindeki en kutsal süreçlerden biridir. islam aleminde bir dönüm noktasıdır. atatürk sonrası kemalist idare belki çok akılcı değildi, belki kürtlere çok zulmetti, kürt sorununda ciddi etkisi vardı, belki planlı programlı bir süreç yönetemedi, belki halkı yeterince eğitemedi, belki cebini doldurma yolunu seçti, belki de binlerce başka hatası vardı ancak beni bu idare yarattı.

    benim dedemin babası gavur yaptı diye traktöre binmeyen, traktör almayan, saban ve öküz kullanan bir adamdı. kendisini görmedim hiç ancak dedemin anlattığına göre yobazın önde gideniydi. cemil meriç bana dedenin babasının bu fikrine saygı duy diyor. "sen dedensin, dedenin babasısın, senin özün bunlardır varoluşçu felsefeye falan merak sarma, onlar bizim değil" diyor. cemil meriç beni dedemin babasına yobaz dedim diye eleştiriyor, sen dedene ait olan "gavur yaptı diye traktöre binmeme felsefesisin" diyor. senin özün o, bir de hint var tabi seni hiç s*klemeyen ama batıya nispet (çatır çatır çatlasın batı) aynı grupta olduğun kardeş medeniyet. batıdan falan hiç -izm alma onlar deli gömlekleridir avrupa menşeilidir diyor. kim haklı ? bu arada dedem de babası kadar olmasa da epeyce yobaz gerçi. babamda onlar gibi tam bir teslimiyet yok; en son gelen de benim. ümit veren bir grafik değil mi?

    cemil meriç aklına ne gelirse yazmış, daldan dala atlıyor sürekli. okurken başımı ağrıtıyor. o bir cümle yazmış cevap vermesi 3 paragraf sürüyor. deli kuyuya bir taş atıyor hesabı. güzel aforizmaları var ama. bazı aforizmaları cidden zekice. örneğin: "bir insan en değersiz varlığını da kaybederse her şeyini kaybetmiş demektir". ama onun dışında ayakları yere basan biri değil. kendisine aforizmacıbaşı gibi bir ünvan verilebilir. oysa yeri geliyor çapına bakmadan freud gibi bir dehaya laf ediyor yeri geliyor en leş islamcılara güzellemeler yapıyor. kendisini necip fazılla aynı safta gördüğünü itiraf ediyor gazali övücülüğü yapıyor. ama en nihayetinde bugün 77 milyona hükmeden ve muhtarlara yaptığı konuşmayı 15 tv kanalında aynı anda zorla yayımlatıp buna demokrasi diyen zihniyetin ideoloji babalarından biridir cemil meriç. "komünistmiş dinci olmuş" islamcılar bayılır avustralyalı, kanadalı gençlerin müslüman olma hikayelerine falan. bu da onun gibi. islamcıların bütün hayatı metaforlarla, örneklerle şekillenmiştir. bu meziyet onlara eşari okulundan ve gazaliden gelir. bu yüzden ateizmi çürütürken dolma kalemi bir benzeyen olarak kullanırlar. bu yüzden said nursi elma üzerinden allahın varlığını ispata kalkışır. bunlar eşari okulunun islam medeniyetine işlediği yöntemlerdir. cemil meriç'i de öyle kullanıyorlar: "komünistmiş doğru yolu bulmuş". kızı falan da pek ses etmiyor zaten. dünden razı.

    1960'lı yıllarda kıbrıs'ta eoka örgütü terör estirmektedir. 5 haziran 1964 günü abd başkanı johnson başbakan ismet inönü'ye bir mektup yazar. mektupta kıbrısa abd'den aldığı silahlarla müdahale edemeyeceğini, buna müsaade etmediklerini sert bir dille bildirir. bu aşağılama değil de nedir? abd'den aldığın silahlarla müdahale edemezsen ne ile edeceksin? kırıkkale tabancayla kırıkkale de üretilen bir kaç teçhizatla mı? yoksa sovyete mi yanaşacaksın? ya da avrupadan mı medet umacaksın? eğer cemil meriç gerçek bir aydın olsaydı bom boş beylik laflar edeceğine 1700'lü yıllarda ingilizler makineli silah teknolojisini icat ederken osmanlının ne bok yediğini sorgulardı. çanakkale zafer değil mi? alman silahları ile kazanılmış bir zafer. ya kurtuluş savaşımız? yine alman ve sovyet silahları ile. elbette müthiş bir mücadele azmi var. kutsal bir çaba var ortada. ancak biz bu hale nasıl düştük?

    dedemin amcası bir savaştan dönemedi. çanakkale mi kafkasya mı bilmiyoruz. onu vurup kafasını çamura gömdüler. en gelişmiş teknoloji ile beni ve bizi yok etmeye kalkıştılar. akıl neredeydi o zamanlar? cemil meriçin babası balkanlardan kaçtı anadoluya sığındı. makineli silah yapmak kolay işmi? önce kimya bilgin olacak metali o hale getireceksin. bunu yaparken aklı başında zekası yüksek işinin ehli insanları hakettiği makama getireceksin. amcaoğlu/dayıoğlu kayırması yapmayacaksın. bunun için yüksek bir ahlak lazım. cemil meriç bu ahlakın kökenini sorguladı mı? girdiği devlet dairesine bütün köylülerini dolduran yozgatlı mutaassıp cuma kaçırmaz musa dayının türk islam sentezinde miydi bu ahlak? makama getirdiğin insanları denetlemek için akılla çelişen hiç bir el yazmasını referans almayan bir hukuk sistemi şart. cemil meriç türk islam sentezindeki "anamı s*ken kadı derdimi kime anlatayımcı" fıkıh ile mi kotaracaktı bunu? bu adamlara iyi bir maaş vereceksin. cemil meriç osmanlıdaki sanayisiz üretimsiz safi tarıma bağlı taşere edilmiş mültezimci vergi ve şeriata uygun şekilde gayri müslümden haraç kültürü ile mi yaptıracaktı bunu? 1915 yılında osmanlı toprağında şirketlerin ve esnafların %90'ı ermeni ve rumdu. cemil meriç'in türk islam ekonomisi ne kadar müthiş değil mi? sonra bu sistem için belki meşrutiyet belki demokrasi gibi halka hesap vermeli politik düzenler kuracaksın. cemil meriç'in türk islam sentezindeki halifelik makamı mı yönetecekti bu sistemi? tüm düzeni kurduktan sonra kimya öğretecek, metalleri, alaşımları araştıracak eğitim yerleri açacaksın. makineli tüfeğe en uygun alaşımı bulacaksın. yaratıcı öğrenciler seçeceksin onlar kalibresinden, dış dizaynına kadar makineli tüfeğin nasıl imal edilmesi gerektiğini tartışacaklar. üretim hattını kuracaklar. bu konu hakkında yazacaklar, eğitecekler. hint medeniyeti mi yaptı bunu? hint medeniyeti mi kurdu bu sistemi? bu sistemi almak neden batıya köle olmak oluyor?

    hukuk gelirse fıkıh gidecek şeriat elden gidecek sizin cennet hayalleriniz suya düşecek değil mi cemil efendi? sen de öbür dünya odaklı bu dünyayı boş vermiş bir umursamaz nihilistsin. benim dedemin amcasının kafasını çamura gömüp de üzerine postalla basanlar hep senin zihniyetin, senin umursamazlığın, senin ahlak telakki ettiğin "muazzam mazi" dediğin ahlaksızlığın sayesinde aslında. ben senle mücadele içindeyim cemil meriç. sen gibilerle. insan hele hele aydın dürüst olmalı. önce teşhis koymalı. türk halkının zillet içinde olduğunu kabul etmeli. sonra bu zilletin kökenini merak etmeli. cemil meriçe göre bizi zillete düşüren şey tanzimatçılar. islamcılara göre de öyle. bize zorla batı gömleği giydirmeye çalıştılar. ne diyor cemil meriç: akla, muayyinete batının bütün yalanlarına inanıyordu.", "aydınlarımız, batının her hastalığını ithale memur bir anonim şirket.", "avrupadan çıkmış ideolojiler tahribe yeltendikleri "imanın" yerine sahtelerini ikame etmek için uydurulan birer ersatz'dır." iyi de sen tanzimattan önce de acınacak haldeydin hem de tanzimattan 150-200 sene önce dahi acınacak haldeydin; avrupanın newton'u euler'i vardı o vakitler senin kimin vardı? demek ki tanzimatta fransız ve alman hayranlarının suçu değil bu. kimin suçu? işte cemil meriç gibilerin kaçtığı soru bu. çünkü bu suçun sorumlusu bunların kendilerine kimlik edindikleri şey: 10. yüzyılda yazıya dökülmüş çöl kültürünü/örfünü ve adetini din/islam sanmak. 600 yıllık osmanlıda ilaç için bir tane filozof yoktur, mutasavvıf vardır. nedir mutasavvıf? felsefeyi küfür sayan, 4 mezhebi birleştirip insanları fıkıh denen garabetin ortasında saçma sapan bir hayata mahkum eden gazaliye teneşirdeki ölü gibi teslim olmuş ve ona sarsılmaz bir kalple iman eden kişi.

    işte öyle cemil efendi.. bu vatanı ben yaşanmaz yapmadım sen gibiler yaptınız.. ben bu vatanın insanlarını kara kaşından kara gözünden dolayı değil içinde bulundukları zilletten dolayı sevmiyorum... kültüründe kanser varsa kanserli parçayı cerrahi müdahale ile alırsın. türk islam sentezi de bizim kanserimiz hani senin hayatının en sevgili ideolojisi olan şey. "zavallı türk aydını, batılı dostları alınmasın diye hazinelerini gizlemeye çalışır" der cemil meriç. çıkıp da o hazineler neymiş söylemez. erzurumlu ibrahim hakkı mıdır? yoksa şeyh himmet efendi midir? (8-10 tane daha sayabilirsiniz en fazla osmanlı da filozof zaten hiç yoktur ama işin garibi çok fazla mutasavvıf da yoktur) galileo bilim devrimini yaparken bunların ikisi de ayı meleklerin el arabasında çektiği bir ışık topu sanıyordu. sen erzurumlu ibrahim hakkı gibilere tek laf edemediğin için gereksiz ve işe yaramaz birisin cemil efendi. onlar tarihimizin mukaddes ve muazzez gizli hazineleri değil mi?