cemaatin bir öğrenciyi ele geçirme süreci

  • babam öyle cemaatlere, gizli saklı işlere pek aklı eren bir adam değildir. ortalama bir işçi çocuğu olarak büyüdüm ben. derslerim de gayet güzeldi. başarılı bir öğrenciydim. bizim zamanımızda 8.sınıfta girilen lgs isimli bir sınav vardı. okuldaki din kültürü öğretmeni de bir şekilde babamı ikna edip bizi anafen dershanesine görüşmeye gönderdi ben 7.sınıftayken. "-siz gidin yardımcı olacaklar ben görüştüm" dedi. haftasonu bindik minibüse gittik babamla. gittiğimiz gün deneme sınavı vardı, başarılı olanlara belli bir miktar indirim yapıyorlar. biz de dedik herhalde bu sınava sokacaklar. ancak öyle olmadı. girer girmez bize ücretsiz olarak burs vereceklerini söyledi badem bıyıklı dershane müdürü. biraz konuştuktan sonra vs. babam kıllandı. kapıdan giren herhangi bir adamın oğluna neden %100 bursla dershaneye alıyorsunuz dedi. işte başarılı öğrenciler için, siz referansla falan geldiniz diye geveledi adam bi ton ağzında. babam kabul etmedi, çıktık dershaneden. paramızın yeteceği 3.sınıf bir dershaneye kayıt yaptırdık o gün.

    okula döndükten sonra da din öğretmenim benimle hiç konuşmadı, ben konuşmaya çalışsam da cevap vermedi. o dönem bütün dersleri 5 olan ben, din kültürü dersinden 2 ile geçtim. sınav kağıdını görmek istedim, göstermedi bile.

    biz orda kabul etmiş olsak bu durumu belkide lise, üniversite vs. hep bunların yanında yer bulacaktım kendime minnet duygusu yüzünden. ve belki şuan mozambikte cemaat okullarında öğretmendim ya da bir devlet kurumunda militandım. allah korumuş.

  • 15 temmuzdan beri haberleri takip ediyorum, medyada konuşan her insanı dinlemeye çalışıyorum ve kimsenin bu süreçten bahsetmediğini görüyorum.

    çünkü bu süreçten bahsetmek birilerinin suçluluğunu ciddi ciddi ispatlayacak. ya da gerçekten bu ülkede yıllardır ne olup bittiğinden habersiz bu insanlar.

    bugün cnn'de ki güzel bir sunucunun şu soruyu sorduğunu gördüm " nasıl oluyorlar da böyle kandırılıyorlar hiç anlamıyorum " dedi. büyük ihtimalle kendisi iyi bir ailenin kızıydı. parasal sıkıntıları olmadan rahat bir hayat yaşadı ve oraya kadar geldi.

    şimdi bu sunucunun hayatından çok daha farklı hayatlardan bahsedicem size.

    asgari ücretle geçinen bir baba düşünün. çocuğu zeki. derslerinde çok başarılı. meb'in deneme sınavlarına giriyor, çok başarılı oluyor.

    bir gün babanın telefonu çalıyor. çocuğunuz çok başarılı, onu bizim özel okulumuza tam burslu olarak alalım, ne dersiniz bu işe diyor.

    dandik bir devlet okulunda bile çocuğu çok başarılı olan baba oğlunun/kızının iyi bir geleceği olsun, kendi gibi asgari ücretle çalışmasın istiyor. hemen veriyor burslu olarak oraya.

    süreç okulda başlıyor. okul bitiyor, aynı okulun lisesinde devam ediyor. lise bitiyor oradan üniversitede güzel bir bölüm kazanıyor çocuk. hukuk seçiyor. ama bir sorun var. bu adam atıyorum sakarya'da yaşıyor.

    çocuk istanbul üniversitesi hukuk kazandı mesela,

    istanbula gidiyorlar beraber.

    sonra işte o can alıcı kısım geliyor.

    bu çocuk nerede barınacak? bakıyorlar özel yurtların fiyatlarına, devlet yurtlarına başvuruyorlar tabi. çıkmıyor devlet yurdu. çünkü eğer araştıracak olursanız sayısının ve kontejyanının çok az olduğunu hatta bir kısmının son 15 yılda devlet eliyle kapatıldığını görebilirsiniz.

    özelde okutması mümkün değil.

    cemaatçiler arıyor, diyorlar bizim yurtlarımız var, 3 öğün yemek veriyoruz çok güzel bir ortam var falan.

    baba ortalama muhafazakar bir insan. alnı secdeye gelen insanlardan zarar gelmez diyor. çocuğu da öyle yetişti.

    giriyor o yurda. belki daha sonra yurttan çıkıp abi evlerine geçiyor. çünkü oralar daha da ekonomik.

    cemaat bu insanın her ihtiyacını karşılıyor. bunun karşılığında ondan bazı kitapları okumasını, namaz kılmasını, sohbetlere katılmasını istiyor.

    bu süreci daha ortaokuldan itibaren uyguluyor çocuklara. yıllarca bu kitapları okuyor, bu sohbetlere katılıyor çocuk.

    yıllarca her ihtiyacını karşılıyorlar. hatta hayırsever iş adamlarından* burs bile alıyor çocuk. kyk, burs, cemaat derken babaya hiç yük olmuyor.

    sonra çocuk hukukçu oluyor.

    sonra o sunucu soruyor. nasıl bu çocuğun beynini yıkamışlar?

    yıllarca sen sosyal devlet olarak o çocuğun kendine bir hayat kurmasına yardım etmez, bütün bu işi cemaate bırakırsan,

    o çocuğu yıllarca cemaat okutursa,
    her ihtiyacını cemaat karşılasa,
    yıllarca onların kitaplarını okursa,
    onların sohbetlerine katılırsa,

    o çocuktan ne olmasını bekliyorsunuz? vatansever bir atatürkçü mü yetişmesini bekliyorsunuz?

    elbette o çocuk cemaatçi oluyor.

    şimdi soruyorum,

    suçlu olan 12 yaşından itibaren cemaate devlet tarafından maruz bırakılmış bu çocuk mudur,

    yoksa o çocuğu yıllarca cemaatin kucağına iten, sosyal devlet anlayışını bu alanda tamamen cemaate bırakan devlet midir?

    her tarafa üniversite açıp yurt açmayan, öğrenci siken bu halk ve devlet var oldukça, bu çocukları okutacak ve onları müridi yapacak cemaat de çok olur.

    fetö gider çetö gelir.

    bir problemi çözmek istiyorsanız kaynağına inmeniz gerekir.

    peki bu işlerine gelir mi? asla.

    ben cemaatin ortaokulunda okudum ve lisede onları terk ettim. ama bu sürecin bir cemaatçi için nasıl geliştiğini, abileri, bölge abisini, maklubeyi bilirim.

    benim ailemin ekonomik durumu iyiydi. ben hiçbir zaman onlara gebe kalmadım. ama bunca fakir ailenin çocuğu için aynı şey söz konusu değil. bu insanların beyni yıkanmışsa sorumlu olan buna müsade eden devlettir. kimse 1 günde vatan haini olmuyor. 10 yıllık süreç bu.

    ne zaman televizyonda birisi bundan bahsedecek merakla bekliyorum. ya hepiniz cahilsiniz, ülkenizde ne olup bittiğinden haberiniz yok, ya da kötü niyetlisiniz.

    edit: hümanist olduğum düşünülmüş. bilakis hukuk konusunda gaddar bir insanım. bana göre bu insanlar virüslü gibi ve kanıtlanmış bir tedavisi yok. başlarına gelenleri büyük oranda onaylıyorum. ancak devlet-cemaat-cemaatçi tripotunun devlet ayağından hiç bahsedilmemesi canımı sıkıyor.

    devlet sadece ergenekona, balyoza destek veren devlet değil. bütün bu sürecin sebebi de devlet. ve kimse bu süreçten bahsetmiyor.

    o çocuk ve aile kolayı seçiyor doğru. ama içimizden zor bir hayat yaşamayı seçenler var diye onlardan da aynısını bekleyemezsiniz.

    eğer siz bu durumdaki insanlara olta atarsanız elbet o oltaya gelecekler olacaktır. gelmeyeni " ama ben gelmedim o niye geldi " diye eleştirmeniz abestir.

    bana göre bu insanlar vatan hainidir. ama vatan haini olmayı kendileri seçmemişlerdir.

    bu onların vatan haini olduğunu değiştirmez hukuksal olarak.

    işin hümanist tarafından rahatsız olan yazarlara şunu sorayım,

    doğudaki kan davası olaylarını hatırlıyor musunuz? son zamanlarde pek olmuyor. eskiden sıktı. dayısının teki gelir 14 yaşlarında bir çocuğun eline silah verir ve git namusunu temizle derdi.

    her çocuk bunu yapar mıydı? hayır.

    yapanları mı devlet yargılardı yoksa azmettiriciyi mi? 20+ yaşındaki bir insan ile 14 yaşındaki bir insan aynı değil elbet. o nedenle bu çocuk kadar masum da değil. ama kimsenin bu azmettirme sürecinden ve azmettiricinin azmettirme eylemini gerçekleştirmesine zemin hazırlayanlardan bahsetmemesi çok acı.