burger king insanların sağlığını sömürüyor

  • öncelikle yazacaklarım burger king’i savunmak için yazılan şeyler değildir. bu yazacaklarımı londrada mc donaldsda çalışmış bir insan olarak yazıyorum.

    burger king mc donalds gibi şirketler herkesin bildiği üzere franchise yöntemiyle veriyor şubelerini. kalitenin de kontrolünü yapıyor düşüp düşmediği konusunda. şimdi bu adamlar senin çalışma saatlerinle ilgilenmezler. açıkçası onları bağlayan bir durumda yoktur. onlar hamburgerlerin satımında sorun var mı yok mu, marka değerlerini kötü etkileyecek bir durum var mı yok mu bununla ilgilenirler.

    londrada çalıştığım süre içerisinde bu arkadaşın söylediği durumların bir tanesi ile bile karşılaşmadım. belirli saatlerde denetim gelme durumu olurdu her gün o saatte big macleri jilet gibi hazırlamamız gerekirdi. her gün denetleneceğiz riskiyle hareket ederdik yani günde iki kere. çalışanlar her konuda birbirlerini uyarırlardı, özellikle temizlikle alakalı konularda. bu arkadaşın anlattığı şeylerle taban tabana zıt durumdaydı benim çalışma ortamım.

    peki ülkemizde bu durum neden böyle değil ? çünkü bizim insanımız ahlaksız. çünkü bizim ülkemizde işçilerin hakkının korunduğu bir sistem yok. sistem var da, uygulayan yok.

    müdür karını arttırmak için temizlikten ödün verebiliyor bu ülkede. buna burger king ne yapsın arkadaş. adam isim hakkını verip köşeye çekiliyor. bir de gelip senin kanunlarına göre senin şubeni mi inceleyecek bu adamı şu kadar saat çalıştırmışsın falan diye. bu devletin işidir. burada yazılanların yüzde doksanı devletin problemi. devlet yiyecek sektörünün temizliğini adam gibi denetlerse, çalışma saatlerini sadece iş kanununa saat yazmakla bırakmayıp ağır cezalarla desteklerse burada yazılanların yüzde doksanı düzelir.

  • merhabalar arkadaşlar

    eski bir burger king çalışanı olarak (vardiya müdürü) size anlatacaklarımdan sonra, tekrar bir burger king restoranına gidip yemek yeyip yemek size kalmış.

    öncelikle burger king çalışanlarının maruz kaldığı emek sömürü ile başlayalım.

    yönetim kadrosu (vardiya müdürleri, servis süpervizör) gününün 14 saatini iş yerine ayırmak zorunda ve bunun için herhangi bir mesai ücreti almıyor. ekip üyeleri ise belli başlı çalışma saatlerine sahip olmalarına rağmen kesinlikle uygulanmıyor.

    bu arkadaşlar uzun süre çalışıp mesai alma hakkına sahipler ancak, restoran karlılığını düşünen gurup müdürleri tarafından vardiya müdürleri bu arkadaşların mesai saatleri ile oynanması emrediliyor, yapmaz ise işten kovulmakla tehdit ediliyor. restoranlarda çalışanların giriş çıkış saatlerini takip eden parmak okuyan bir sistem var, bir ekip üyesi 18 saat çalışınca parmağını okutup 10 saat mesai hak etmesine rağmen, vardiya müdürleri tarafından bilgisayarda bu mesai yok ediliyor. her hafta 2 defa restorana gelen 2 tır, en az 20 palet mal, bu arkadaşlara hiç bir ek ücret ödemeden taşıtılıyor. günde 15 saatin üzerinde çalışma ve angarya işlerle çalışan bu arkadaşlar asgari ücret alıyor. burger king çalışanları restoranda yemek yemek zorundalar, ayrıca yemek ücreti alamıyorlar. bu yemek sistemi de günlük yemek puanı adı altında saçma sapan bir sisteme tabi. aşağı yukarı bize bir işçi için verilen yemek maliyeti 5 tl. yani burger king çalışanları sizin o beğenerek yediğiniz wooper, steakhause gibi hamburgerleri hiç yemediler. yemediler değil yiyemediler çünkü puanlama bu hamburgerleri yemelerine yetmiyor. bazı zamanlar yine yukarıların telkinleriyle et yiyemiyorlar çünkü et vermemiz yasaklanıyor. yani çalışanlar çalıştıkları süre boyunca hamburger yemek zorundalar ve 5 liralık bir hamburger yemek zorundalar. anlayacağınız personelini aç çalıştıran bir şirket var. tabi bunların hepsi gözünü para hırsı bürümüş tab gıda marifetleri.

    gelelim insanların sağlığı ile nasıl oynuyorlar:

    her restorana verilen hedefler var, tabi bunlar maliyet hedefleri. bazı zamanlar mutfak gideri olarak 0 maliyet emri geliyor. bu demek oluyor ki eldiven, dezenfektan, paspas, temiz bez yok bu ay sana. her saat başı değiştirilmesi gereken eldivenler değiştirilmiyor, her saat başı değiştirilmesi gereken dezenfektanlar değiştirilmiyor, mikrop yuvası olan paspaslar defalarca ve defalarca kullanılmaya devam ediyor, insanların hamburgerlerinin hazırlandığı bordlar eski mikrop yuvası bezlerle siliniyor.

    sabah saatlerinde makinelerin belirli bir ısıya ulaşıp ulaşmadığını kontrol etmek için cook-out dereceleri alınır. cook-out her et ve tavuk çeşidinden birer adet pişirilerek derecelerinin kaydedilmesi ile oluşturulur. pişirilen etlerin bekleme süresi 45 dk ile 1 saat, tavukların 30 dakikadır. cook-out erken saatlerde alındığı için bu etler atık olur ve atık olarak kaydedilir. ancak kar hırsı bürümüş canavarlar atık maliyeti vermediği için biz bu etleri öğlen saatinde kullanmak zorunda kalırız. kullanmazsak terfi edememek, kovulmak ile tehdit ediliriz.

    bütün ürünler hazırlandıktan 10 dakika sonra tüketilmek zorundadır. aksi taktirde atık olur. yoğun saatlerde sıcak ünitede hazır ürünler bekler, süresi dolanların atılması gerekir ancak biz onları da atamayız, sıcak üniteden geri alınan ürünler salataları değiştirilerek yeni bir kağıda sarılarak tüketiciye verilir. sağlık açısından ne kadar sakıncalı olduğunu anlatmama gerek yok herhalde.

    pişirilen ürünler yoğun saatlerde kullanılmak üzere, üzerinde ürünün kullanılması gereken zamanı geriye doğru sayan çütü ünitesinde tutulur. tahmin de edeceğiniz üzere süresi dolan ürünleri maliyet dayatması gerekçesi ile atamayız, sadece saate takla attırarak saatlerce saklamak zorunda bırakılırız. ve emin olun arkadaşlar bu tür ürünlerin kullanım koşullarına dikkat etmediğinizde yediğiniz şeyin yemek değilde bakteri olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. bu bakteriler öyle basit bakteriler de değilidir, yukarıda saydığım durumlar sarmonella gibi tehlikeli bakterilerin yuva haline gelir o ürünleri.

    patates ve bazı ürünleri pişirmek için devasa bir fritöz vardır. bu makineye kilolarca yağ koyulur, sağlık bakanlığının şartnamelerine göre yağların yanıklık seviyelerini kontrol eden bir aletle yanıklık kontrolü yapılır. yağlar belirlenen seviyelerin üzerindeyse değiştirilmek zorundadır. ancak o kör olası para kazanma hırsı insan sağlığından daha değerli olduğu için buna izin verilmez. 8 ayrı gözde bulunan yağlardan bir göze taze yağ eklenerek bakanlık şartnamesi seviyesine indirilerek kayıt altına alınır, ve siz aylarca o yanık yağlarda pişirilen etleri yersiniz. sağlık açısından yanık yağın sizde ne gibi hastalıklar yaratacağını söylememe gerek yoktur herhalde.

    bu sektörün içinden gelen biri olarak kar hırsı için çalışanların nasıl sömürüldüğünü, para için halk sağlığının nasıl hiçe sayıldığını elimden geldiğince anlamaya çalıştım. ben bir vatandaş olarak, neler döndüğünü gören biri olarak sizleri bilinçlendirmek ve nasıl zehirlendiğinizi anlatmak için kullandım bu mecrayı. artık sizlerde neler olduğunu bildiğinize göre karar sizindir.

    peşin edit: muadili firmaların daha iyi koşullar taşıdığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.