biz brüt maaş veriyoruz

  • doğru söylenmiş sözdür.

    keşke mevzuat değişse de brüt maaşın tamamı çalışanın hesabına yatırılsa, çalışan yatan paradan vergisini ssk primini de kendi elleriyle devlete ödese de bu ülkede vergi mükellefi olmanın ne demek olduğunu daha iyi anlasa.

    özellikle %35'lik vergi dilimi ile tanışmasına vesile olsa çok daha güzel olacak. her ay maaşının en az üçte birinin elinden uçup gittiğini görse belki dürüst işverenin halinden anlamaya başlar.

    örnek verelim de net olsun:

    5.000 tl brüt alan birinin net maaşı ortalama 3.300 tl'dir.
    işverene toplam maliyeti ise 6.125 tl. yani nerdeyse netin 2 katı.
    işveren sgk payı: 1.125 tl
    ssk'ya ödenen toplam para sıkı durun: 1.875 tl

    ben de diyorum ki bu 6.125'in tamamı çalışana verilsin. sonra ay sonu geldiğinde bunun yarısını kendi elleriyle götürsün devlete teslim etsin. böylece belki de vergi mükellefi olmanın ne demek olduğu tam olarak anlar ve ödediği her kuruş için devlete hesap sormaya başlar.

    keşke ssk priminin işveren payı olan kısmı da çalışana verilse de ona ödenen toplam paranın nerdeyse yarısının çeşitli kalemler adı altında devlete vergi ve prim olarak ödendiğini görebilse.

    herkesle eşit sağlık hizmeti almasına rağmen neden ben bu kadar yüksek ssk primi ödüyorum diye belki sorular sormaya başlar.

    yıllarca her ay devlete hayvan gibi ssk primi ödemesine rağmen 65 yaşında emekli olduğunda neden kuş kadar emekli maaşı alacağını sorgulasa.

    edit: imla

  • kesinlikle doğruyu yapan firmadır. net maaş alan çoğu çalışan aldığı paranın ne kadarını devlete verdiğini bilmez. sanar ki patron veriyor. vergi dilimleri değişince para kaybettiğini bilmez. sgk payı artınca aslında kendi cebinden çıktığını bilmez. ne zaman brüt olarak bir maaşa anlaşır pek mutlu mesut eve gelir. der ki 6000 lira brüte anlaştım 1000 lira sigorta vergi filan olsa 5000 lira iyi para. sonra içi içini yer vergi.net e girer. hesap yapar eline 3000 lira geçeceğini anlar lan bi sıkıntı var bu site yanlış der. maaşı alır eline 3000 gelmiştir. hassiktir ne oluyor der. bordrosunu ister. gelir vergisi sgk payı damga harcı ot bok bir sürü kesintiyi o zaman görür. o zaman anlar vergi dilimi nedir, devlet bizi nasıl seviyor.

    arkasından gittiği esnafa dikkat etmeye başlar. bakar duvarda vergi levhası yanında matrahsız yazıyor. hayvan gibi restorana gider duvarda bir önceki yıl o restoranın 3000 tl vergi verdiği yazmaktadır. anlar ki alemin enayisi maaşlı çalışanmış.

    arkasından otoyol geçiş ücretleri batmaya başlar. lan ben vergisini verdim dersiniz millet size amerika mı lan burası der. sağlık sistemine bakarsınız o kadar sgk payı ödüyorum aldığım hizmet bu mu aq dersiniz siktir git sıra bitti ya la derler yüzünüze. yetmez araba almaya kalkarsınız anlarsınız ki bir araba da devlete almanız gerekiyor. gidip bir içki alayım dersiniz iranda bile daha ucuza aldığınız içkilerin hayvan gibi vergisi olduğunu görürsünüz. esnaf gider kendine araba alır o arabayı vergisinden düşer. benzin koyar vergisinden düşer. siz ske ske ödersiniz verginizi.

    özetle kesinlikle vergi bilinci oluşturur o sarayların filan misliyle battığını hissedersiniz. zaten bu ülkede çoğu vergi habersiz çakılır. ondan kimse ses çıkarmaz. amerikada fiyatların vergisiz yazılmasının sebebi budur. bizim ülkede hangi üründe hangi vergi ne kadar kim biliyor? elin gavuru yazar ürün fiyatı 5 dolar. kasaya gidersin 5.5 dolar isterler ne oluyor la dersin %10 vergi var derler heaaa dersin. ama her seferinde o vergiyi hatırlarsın. vergi verdiğini bilirsin bizdeki gibi öyle fişin içine gömmezler rakamı. ondan sonra kamuda hizmet alırken adam der tabi ben vergi veriyorum ne oluyoruz. o sarayı yapamazsın, o araca binemezsin. boklu bir belediye başkanısın zırhlı audiler senin neyine.