birlikte mutlu olunacak insanlar

  • ben kimseyle mutlu olamadım, diye başlayacaktım söze. yalan söyleyecektim olanca dürüstlüğümle ve suçu üstlenince bütün sorunların çözüleceğine inanan ergen ruhlu aşıkların kaygısızlığıyla.

    cebimdeki not defterine, "beni kimse mutlu edemedi" veya "kimseyi mutlu edemedim" de yazmıştım. mutluluk hayata karşı imzalanan bir ateşkes anlaşması değil, kişinin kendisiyle yaptığı bir barış anlaşmasıdır, dedim sonra. bunu dalgınlıkla akaryakıt pompacısına söylemem kendini bulma yolculuğunda homofobik olduğunu anlamasına yardımcı olduysa da, yüz ifadesi beni uzun süredir gülmediğim kadar içten güldürmeyi başardı.

    dünyanın en zarif ortaklığı, yastadır. birlikte yas tutabilen insanlara, mutluluğun yokluğundan mutlu olmayı becerebildikleri için özeniyorum. hiçbir zaman böyle bir yeteneğim olmadı. karşımdaki insan acı çekerken, sessizliğimle saygı göstermeye çalıştım hep. zorla güldürmeye, neşelendirmeye de çalışmadım, aynısı bana yapıldığında sinirlendiğim için.

    dünyanın en zor ortaklığı ise, gülebilmekte sanırım. birlikte gülebildiğim insanlarla mutlu oluyorum. "mutlu musun?" sorusunu hiçbir zaman sormadığım için, duygularını sadece yüzlerinden okuyabiliyorum. madem mutluydunuz, neden şimdi bu satırları geçmiş zaman kipinde yazıyorsun diye sorarsanız, bir sigara yakar ve uzaklara bakar, bu soruyu duymazdan gelerek rol keserim: her şeyin gelip geçici olduğunu söyleyip, her insanın bıraktığı izlerden bahsederim sırf kafa karıştırmak için edmond locard'ı anarak.