bireysel silahlanmanın gerekliliği

  • arkadaşım iki dakika oku şurayı. devamını okuyayıma basmaya erinme.

    tombstone diye bi film vardı hatırlar mısınız?
    film wyatt earp ve kardeşlerinin kovboylar çetesine karşı verdiği tarihi mücadeleyi konu alıyor. en meşhur vahşi batı hikayelerinden biridir.

    şimdi ortam neresi? vahşi batı. problem ne? silahlı orospu çocukları ve iyi çalışmayan bir adalet sistemi. yani türkiyeden takdir edersiniz ki daha iyi bir durum yok. ne yapıyor wyatt earp? şehir içinde şerif ve kolluk kuvvetleri hariç silahı yasaklıyor ve bunu ölümüne uyguluyor. böylece çözülüyor mesele.

    şimdi bir soru. siz kendinizi bir alışveriş merkezine girdiğinizde herkesin silahsız olduğunu bildiğinizde mi daha rahat hissedersiniz, herkesin silahlı olduğunu bildiğinizde mi? silahlanmayı istemekle güvenlik hissinin yayılmasını isteyeceğinize, güvensizlik hissinin yayılmasını istediğinizin farkında mısınız? bunun daha da güvensizliği artıracağını, güven illüzyonunun iyice yerle bir olacağını farkedebiliyor musunuz? devletten istekte bulunurken, çalışan adalet sistemi isteyeceğinize sen boşver ben çekerim emaneti sikerim adaleti demenizin ne kadar saçma olduğunu anlatmaya çalışıyorum.

    devlete güveniyorsanız ve ondan istekte bulunuyorsanız yapmanız gereken "adaleti sağla!" demektir. devlet bu iskeleti sağlayamıyorsa zaten devletliği tartışılır. biz de zaten onu tartışıyoruz diyorsanız kardeşim ruhsata ne ihtiyacın var? ama beni hapse atar, köpekleri salmışları taşları bağlamışlar diyorsanız e devlet madem o kadar kötü sen her türlü göt altına gidebilirsin. anarşi ortamında yaşadığını hissediyorsun olay ne ki?

    siz daha polis şiddetinden korkarken üzerinde üniforması olmayan, devlet tarafından yasayı uygulamakla görevlendirilmemiş insanların elinde çok güçlü bir şiddet potansiyeli olmasını nasıl normal karşılıyorsunuz? ya da cebinizdeki silahın sizi bu denli koruyabileceğini mi sanıyorsunuz? hayır sadece düşünmekle de kalmayın başka ülkelerdeki örneklere bakın silah taşımak ne kadar işe yaramış. ne kadar sıkıntı çıkarmış.

    oyun teorisi ve mutually assured destruction ile gelecek arkadaşlar var. bu işler öyle işlemiyor. sen organize değilsin. sen bir bireysin. devletten seni düzgünce korumasını istemeyi de bırakmışsın. güvensizlik ortamını da yaratmışsın. senin etin ne budun ne ki silah ihtimalini bir güven sağlayıcı olarak görüyorsun?

    şimdi size bir soru daha, sizce amerika mı daha iyi bir örnektir avrupa mı? emperyalizmi ile, yobazlığı ile, silahseverliği ile, köylülüğü ile, benden sonrası tufancılığı ile amerika olmayı bu kadar mı istiyoruz yani gerçekten bu mu hayalini kurabildiğimiz şey? eldeki malzeme bu diyorsanız, eldeki malzeme de bu olur. insan neye inanırsa, gerçeği de o olur.

    olay benim gördüğüm kadarıyla net. silah olsa olsa endişeyi artırır. bizde endişe yeteri kadar var. bizim ihtiyacımız ve eksiğimiz güven. gü-ven. g ü v e n. çalışan stk lar. çalışan adalet sistemi. devletinden doğru şeyleri isteyen, sorumluluk sahibi bir halk. birbirleriyle kavga etmeyen kardeşler. potansiyel bir kavgada endişe hissettiren, cezayı doğru ve kesin bir şekilde veren devlet. güvenin teşkil edildiği bir ortamda bireysel silahlanmayı yine konuşuruz.

    okuduysanız teşekkürler. okumadıysanız bunu yazan tosun ama okumadın işte kader.