bir oyuncuya 45 saniye için 3 milyon tl verilmesi

  • konu günlerdir hortlatılıyor gibi görünebilir fakat bilimsel alanda sosyolojik açıdan incelenmesi gerekmektedir.

    neden mi?

    1. fabrikanın biri inanılmaz gelir elde ediyor.

    2. bu gelir işçileri ile paylaşılmıyor.

    3. bir kişi, bu üretim ile ilgisi olmayan bir kişi bu gelirin korkunç miktarını, o işçilerin 10 tanesi birleşse ve 65 yaşına kadar çalışsa ömür boyu göremeyeceği miktarda parayı 45 saniyede kazanıyor.

    basit bir olay değil bu uyanın. insanların emeklerinin sonuçları insanlarla paylaşılmıyor. buna alt tabakanın tümü dahil.

    1. çiftçiden buğday, arpa, elma, ceviz, nohut... her ne ise çok ucuza alınıyor. emeği çeken, iklimin sezonu mahvetme riskinin stresini yaşayan adam x kadar gelir elde ediyor.

    2. aracı bu adamdan x liraya aldığı ürünü pazara 10x den sürüyor. hiçbir emeği yok. üretim umurunda değil. tek yaptığı iş aracı olmak.

    3. fabrikada durum daha vahim. işçinin önüne x liraya gelen ürün 40x değerine gelirken işçiye yine x lira ödeniyor. kalan 39x emeği geçen işçiye adaletli dağıtılmadığı gibi bir de dalga geçer gibi bu 39x ler birleşerek servet yapılıp emek harcayanlarla paylaşılmaktansa milyon x kadarı bir araya getirilip; ürünün tarladaki ya da işçinin emeğinin geçişindeki olaylarla hiç mi hiç alakası olmayan hatta o boktan ürünleri ağzına koymayacak kişiye veriliyor.

    ülkede hırsızlık korkunç şekilde arttı. hırsızlığın büyüğüne göz yumulur hale gelindi.

    o büyük paralar milyonlarca insanın korkunç emeklerinin hakkıyla iade elilmiyor oluşu ile bir araya toplandı.

    eğer o para boğazınızdan hiç içiniz sızlamadan geçiyorsa sizde ciddi sorun var demektir.

    bu ülkede memurun, işçinin, çiftçinin hakkı ödenmiyor.

    çok çalışkan olmak para etmiyor.

    sizi uyandırmak için bir örnek yetecektir:

    bir işçinin 192 yılda çalışıp kazanacağı para bir kişinin 45 saniyede kazandığı paraya eşit.

    192 yıl = 6.054.912.000 saniye

    45 saniye ile 6.054.912.000 saniye nin oranı gelir adaletsizliğimizin oranıdır, görebilene.

    kapı kolu ile enflasyon hesaplayanlar.

    gelsin ergen esprileri.

    özet: ramazan programı için 1 ayda 600.000 tl alan saygıdeğer hocalarımızın hakkı yenmektedir.

    edit: şimdi adamın biri gelmiş "hoşnut değilsen o oyuncuyu izlemezsin" demiş. benim derdim oyuncuyla değil ki, az çalıştır! eğer emek harcayanların hakkı gerçekten sizin deyiminizle "hakkaniyet" ile dağıtılmış olsaydı fabrika sahibinin oyuncuya o kadar saçacak parası olmazdı. bir de eklemiş "adalet eşitlik demek değildir" diye, şimdi adalet mi oluyor bu? o para işçilerin dişinden artırılmıştır. ne için? bir kişi lüks arabalara binsin ve otobüste gördüğü fakirlere ağlasın diye. eğer işçi hakkıyla parasını alsaydı sanatçı daha makul bir ücret alır yine oynardı ya da beğenmiyorsa bilmem nereye kadar yolu var. komünizm saçmalığına asla inanmıyorum matematikte resmi sınavlarda tükriye'de milyonda bire girecek derecede sağlamım, hesabımda hata yok. fabrikaların büyük teknolojiler getirip gelişmesi için sermaye şart tabiki ama bunu yaparken adaletli dağıtım yapılması gerektiğini dile getirdim. az kafa çalıştırın çözersinz demek istediğmi.

    edit 2: gerçekten yazılanları okudukça daha beterini yapma isteği oluşuyor insanın içinde. sanki fabrika peroneli + reklam oyuncusu falan derken kafa sayılarını toplayıp toplam sermayeyi bu kafa sayısına bölelim demişim gibi ya herro ya merro şeklinde gelen tipler var. buradaki mesajım: emeği geçenin hakkını adam gibi verin. sizden milyon vermenizi bekleyen yok. sadece insana yakışır şekilde emeğinin karşılığını verin. nato kafa nato mermer vur kafasına al ekmeğini cidden bak bazı devlet büyüklerine sempatim arttı sanki.

    edit 3: bazıları 45 saniyede çekilmediğini belirtmiş. 1 gün olsa ne farkeder biliyorum neyin ne olduğunu, bu kadar küçük hesaplar peşinde koşarken büyük resmi göremiyorsunuz. ayrıca yine tekrarlıyorum rolü oynayan ile ilgili değildir başlık, sosyolojik ve bilimseldir. hala x kişisinin parayı hak edip etmemesini karaktere bağlayıp başlığın amacının dışına çıkmayın. aynı olayın çok daha sert versiyonları amerika'da yaşanıyor halihazırda. başlığa birşeyler ekleyecekseniz iktisadi ve sosyolojik olmasına özen gösterin, sizin fikirlerinizin bir önemi yok, somut bilimde bilginiz fikirlerinizden daha değerlidir. eleştireceğim derken daha çok reklama hizmet ediyorsunuz. (bkz: akıllı düşman, akılsız dosttan iyidir)