bir kıza verilebilecek en güzel hediye

  • en güzel hediyeyi bilmem ama, bana gelen en güzel hediyeyi anlatıyorum toplanın.

    2018’in 8 mart günü, kadınlar günü olduğu için iş yerinde bütün arkadaşlarıma eşlerinden-sevgililerinden çiçekler geliyor. üzerinde kısa samimiyetsiz notlar, kıskanıyor muyum bana gelmediği için acaba diye düşünüyorum ama hayır. ölü çiçekleri sevmiyorum sadece. yaşatmayı, yaşarken sevgi vermeyi daha çok seviyorum. ölü bir çiçek buketiyle mutlu olmayı beceremiyorum ben onlar gibi, saksıdaki çiçeklere su verip onlarla konuşmak çok daha gerçekci bir sevinç gibi geliyor bana...

    mesai bitiyor. erkek arkadaşımla henüz yeni tanıştık, ondan bi kutlama pek de beklemiyorum. ama içim içimi yiyor birileri kadınlar günümü kutlasın istiyorum...

    erkek arkadaşımla akşam yemeği için sözleşiyoruz, iş çıkışıma geliyor. eve geçip yemeğe başlıyoruz ama benim aklım hala kadınlar günü kutlamasında. istediğim bir çift söz, fazlası değil... erkek arkadaşım birden kalkıp gidiyor, elinde bi poşetle geri geliyor. poşeti bana uzatmasını beklerken karşıma oturup elimi tutuyor ve şunları söylüyor: “bundan bi kaç sene önce, annem ve ablamlarla avmye gezmeye gitmiştik, üç kadınla alışverişe çıkma hatasına düşmüştüm” (bir yandan gülüyor, ben bu konuşma nereye gidecek diye heyecanla bir sonraki cümlesini bekliyorum) devam ediyor... “bir sürü mağaza gezdik, artık tabak bardak çatal görmek istemiyordum. sonra bu kedili kupaları buldum çok beğendim. ikisi birlikte satılıyordu, alsam diğerini hediye edebileceğim kimse yoktu. ama o kupaları aldım. hayatımın geri kalanında her sabah birlikte çayımızı her akşam birlikte kahvemizi içeceğimiz kıza saklıcam bu hediyeyi diye rezerve ettim. 3 yıldır sahibini bekleyen bu kupa senin, kadınlar günün kutlu olsun”

    bu konuşmanın üzerine teşekkür etmek yerine sıkıca sarıldığımı hatırlıyorum.

    ben o gün sadece üzerinde rengarenk kedi resimleri olan şahane bir kupa değil, dünyanın en güzel kalbini hediye almıştım...

    edit:ayrıldık

  • tek renk deniz kabuklarından kavanoz yapmıştım. hepsini tek tek 8-10 metreye dalıp çıkardıktan sonra evde açık olanları sıcak silikon ile kapatıp bir tanesinin de içine yine aynı renk deniz kabuğu ama minnaklarından yapıştırıp içine yine deniz suyu doldurup kapatmıştım. sonra onu apartının önünde vermiştim. kırmızı trençkotu ve omuzlarına dökülen siyah saçları, esen rüzgarda hafifçe sallanıyordu. benim için çok değerliydi o hediye ama onun için bir önemi yokmuş. onun için önemli olsaydı, şimdi yüzünüde hatırlıyor olurdum.
    uğraşmayın len değerli bir hediye vereceğim diye, hüzünlendirdiniz beni gecenin bu saatinde.
    edit: müsait bir zamanımda mesaj atan arkadaşlar için ekleme yapacağım atmasyon olduğunu iddia ediyorlarda.

    edit:8-10 metre dalmanın atmasyon olduğunu ve dalgıç olduğunu iddia eden bir arkadaş mesaj atmış gerekli açıklamaları yaptım kendisine. buraya da yazmaya gerek kalmadı.

    edit:böyle bir hediye alamadığı için hüzünlenen arkadaş, kendinizin değerli olduğunu düşünün yeter.

    edit:tatlı bir hediye... bilmem belki içindeki tuzlu suyu beğenmedi pekmeze mi bassaydım acaba.)

    edit büdüt:ağlama değmez hayat, herkes gider geriye kalan sadece yalnızlıklar olur. sago reyise de selam olsun.