bazı doktorların kurduğu çirkin ticari çark

  • zorunlu edit: başlığın, işini hakkıyla ve canla başla çabalayarak yapan doktorları zan altında bırakmamak için "bazı doktorların kurduğu çirkin ticari çark" olarak değiştirilmesini istedim. umarım değiştirilir. ama kesinkes bilinmesini isterim ki bu çarkın içindekiler hastanelerimizde görev yapanlarla birebir rakip pozisyonundalar, çünkü onlar çılgın paralar istedikleri hastalıkları bedavaya teşhis ve tedavi etmek derdindeler. ayrıca kanser gibi ciddi takip ve tedavi süreci gerektiren hastalıklarda tüm yük zaten devlet ve araştırma hastanelerinin sırtında yine... burada değinilen konunun işini bi-hakkın yapma gayretinde olan doktorlarımızı rencide etmeye ve karalamaya yol açmaması için hassasiyetinizi rica ediyorum.

    piyasada bir şekilde adını duyurmuş hoca diye tabir edilen bazı doktorların kurdukları çirkin bir ticari çark var. bunu bizzat yaşayarak öğrendim ve bir doçent arkadaşımızın samimi itiraflarıyla da teyit ettim.

    --- spoiler ---

    hayati risk taşıyan ciddi bir hastalığınız varsa, buna olan hassasiyetinizi bilen koca koca profesörler sizi önce bir güzel tokatlıyor. sonra başka arkadaşlarına paslıyorlar. bir de onlar yoluyor. işin operasyon noktasında ise risk almak istemediklerinden ya astronomik bir rakam istiyorlar ya da sizi devlet hastanesine yönlendiriyorlar. sonuçta yine operasyonu devlet hastanesindeki doktorlar yapıyor ve kemoterapi vs yine devlet hastanesinde izleniyor. şanslıysanız ve riskli dönemi atlatabilirseniz bu para tüccarları sizi yine akbabalar gibi tepenizde dolanmaya başlıyor.
    --- spoiler ---

    isim falan vermeyeceğim. ama daha önceden kanser rahatsızlığı olan annemin rutin kontrollerinde 4 yılın sonunda metastaz olarak değerlendirilen kitle tespit edildi.
    o zamana kadar kontrolleri daha önce kanser ameliyatı olduğu devlet hastanesinde yapılıyor ve ek olarak buradaki doktorlardan birinin yönlendirdiği bir profesörün özel muayenehanesinde de izleniyordu.
    doğal olarak ultrasonda tespit edilen bu kitleyi değerli (!) profesörümüze sormak için telefon açtık. ilk başta zaten yayılmış bir hastalığımız olduğu gibi saçma sapan bir şeyler söyledi. şüphelenip süreci tekrar anlattığımda ise annemin fotoğrafını whatsapptan göndermemi istedi. gönderince hastaları karıştırdığını, bizim durumumuzun ilk söylediği ile ilgisi olmadığını söyledi. bu noktada ufak çaplı bir gerilim yaşadık. zira ameliyat olduğundan bu güne yani 4 senedir 3 ayda bir kendisine kontrole gidiliyor ve hatrı sayılır bir bedel ödeniyor kendisine. hasta yakınına bilip bilmeden hastanız zaten gidici derken bi düşünmez mi insan…
    her neyse duruma hakim olunca sevgili profesörümüz devlet hastanesinin ultrason tespitine güvenmediğini ve özel bir muayenehanede ultrasonla bakılmasını salık verdi. tamam dedik, bu arada randevu istediğimiz o özel doktor bir ay sonraya randevu verdi. bizim de bir yandan içimiz içimizi yiyordu. zira metastazik bir kitle tespit edildi ve önceki deneyimlerimizden kanserli kitleye erken müdahalenin önemini ve bir ay gibi bir süre kaybetmenin belki de hayati risk taşıdığını biliyorduk.
    sonuçta allem edildi kallem edildi, görüntüleme randevusu erkene, bir hafta sonraya çekildi. sayın profesörümüz de bu arada tatilden döndüğünde bizi bu sonuçlarla görmek istediğini söyledi. ok dedik.

    buraya kadar her şey olağan. ama bu süre zarfında biz etrafta ağlaşırken yardımcı olmak isteyen arkadaşlarımızdan birisi, büyük bir eğitim araştırma hastanesinde bir doktora randevu ayarlamış. aynı gün o doktora gidildi. ultrason raporu verildi. o doktor ise bu tür kanser vakalarından sonra görülen bu kitlenin metastaz riski nedeniyle derhal ileri bir görüntüleme olan bilgisayarlı tomografi(bt) ile bakılması gerektiğini söyledi. o an fark ettim ki zaten ilk ultrason raporunda da "ileri düzey görüntüleme ile izlenmesi önerilir" yazıyormuş. her neyse, aynı gün ilaçlı dinamik bt çekildi. aynı kitle ve net yeri tespit edildi. maalesef kanserin metastaz yaptığı teyit edildi. hatta operasyonla almadan önce vücudun başka bir yerine sıçramış olma olasılığını değerlendirmek üzere pet ct denen daha ileri ve yoğun radyasyonlu görüntüleme istendi. bir kaç gün sonraya da onun randevusu ayarlandı. bu noktaya kadar devlet hastanesinde risk teşkil ettiği için olsa gerek her şey jet hızıyla ilerledi.

    bu görüntülemeler çıkınca bizim sevgili profesörümüzü durumdan haberdar ettik. tomografi çekildiğini, burada da kitlenin teyit edildiğini söyledik. tomografi cd'sini getirsek bakmak ister misiniz diye sorduk. bir sinirlendi falan, "kendi kafanıza göre iş yapmayın, benim söylediğim doktora gidin önce ultrason çeksin, raporunu yazsın sonra ben sizden gerekirse yeniden ve başka bir yerde bt çekilmesini isteyeceğim” dedi. peki dedik sesimizi kestik.

    ama kafamız karıştı. daha üst bir görüntüleme var elimizde ama sevgili profesörümüz bunu istemiyor. daha alt bir görüntüleme olan ultrason istiyor. anlam veremiyoruz.

    bunu da devlet hastanelerinden birinde radyoloji uzmanı doçent bir arkadaşımıza soruyoruz. o da ilk ultrason raporunu görür görmez bir onkolog olmadığı halde, hastalığın geçmişi ve yayılım alanına bakınca bunun bir metastaz olduğunu anladığını söyledi. bu durumda biyopsi veya bt yapılmasını önerdiklerini bunun da bir onkolog tarafından ameliyat öncesinde pet-ct ile birlikte değerlendireceğini, başkaca yayılım yoksa ameliyatla kitlenin alınacağını anlattı.

    bu profesörün neden hala ultrason istediğini sorduğumuzda biraz sıkıldı ama sonra açık yüreklilikle itiraf etti. bu özel hocaların görüntüleme için yönlendirdikleri her hastasından komisyon aldığını, dolayısıyla devlette yapılana güvenmeme konusunun tamamen parasal kaygı nedeniyle olduğunu, bu tür bir hastalık takibindeki bir hocanın muayene ücreti haricinde yönlendirdiği özel görüntüleme merkezlerinden özel ultrason görüntülemesi, bt ve pet-ct için bir ödeme aldığını, bunu da tüm sektörün bildiğini söyledi.

    işin özü, kimsenin sizin yaşam mücadelesi verdiğinizle falan ilgilendiği yok. konu kanser ve hayat memat meselesi de olsa bu çok saygın doktorlar keselerini kanlı paralarla doldurma peşinde. komik olan operasyonel ve riskli noktaya gelindiğinde yine devlet hastanelerine ve oradaki cefakar doktorlara iteliyorlar sizi...