kanzuk

  • bu sözlüğün temelini oluşturan yazarların taleplerini, safsatalarla dolu mantıksal dayanağı olmayan bir yazı yazarak geçiştirmeye çalışan, geçiştirebileceğini sanan kişi.

    ''ekşi sözlük 90'larda kalan değil, 90'lardan gelen bir site. görünüm ve fonksiyonlar açısından eskiyi muhafaza etmek gibi bir düşüncemiz hiç olmadı. ''

    o saçma açıklamasından çıkartılabilecek tek doğru cümle ise üstte yazıyor.

    neden doğru? çünkü kendisinin de söylediği gibi ortada ''fonksiyonlar açısından eskiyi muhafaza etmek'' gibi bir düşünce yok. zira birileri sözlüğün var olan fonksiyonlarını da zaman içinde çürüterek kaybetti.

    eski dandik site olarak nitelendirdiğiniz sözlük, yazarlara hiçbir ayrı eklenti indirmeye gerek kalmadan yüzlerce farklı tema alternatifi sunuyordu. übermensch web dizaynırlara hazırlattığınız yeni sözlük ise, gece görüş modu ve migraine patient bafileyicisi ile beraber hepi topu 2 tane alternatif sunabiliyor.

    mesela eskiden bu sözlüğün ekşistats adında çalışan bir modülü vardı, hatırlar mısın? sahi o nerede kanzuk? en son 2014 aralık'ta ''eksi sozluk'un 1000 baslik listeleme siniri nedeniyle gun sayiminda sorun var, bu duzelmeden diger moduller calisamiyor.'' şeklinde bir güncelleme geçilmiş, o tarihten sonra da kaderine bırakılmış. bundan 5 yıl önce, sözlükle ilgili detaylı istatistiklere bakabiliyorken, 2016'nın aşırı modern sözlüğünde bakmak mümkün değil.

    ah bir de başucu eserleri vardı değil mi kanzuk? peki onu nereye sakladınız? entry numaraları nereye gitti? hani kuşlar, ağaçlar? dürü...? şaka lan şaka, sakin ol, dürümler hala yerinde duruyor, kimse yemedi.

    tüm bu laf kalabalığının ardında, ortaya çıkan asıl gerçek şu ki siz sözlüğe yıllardır fonksiyonel manada elle tutulur hiçbir şey katmadınız. işin sadece makyaj kısmıyla ilgilendiniz. paylaş butonu yerine twitter kuşu koy, en üste yeşil şerit çek, logoyu değiştir, onun rengi kırmızı mı maviye çek, entry aralarını aç belki orada da küçük bir reklam alanı vardır, bla bla bla...

    edit: ayrıca ''beyaz fon rengi tercihi neden tepki alıyor, anlamadım. reddit, twitter, facebook gibi sözlük kullanıcılarının en fazla zaman geçirdiği platformların tamamı beyaz fonlu.'' demişsin ya

    twitter, facebook ve 3 farklı ekşi sözlük versiyonlarından aldığım numuneler ile beyazlık farkına dair kendi bilgisayarımda bir test yaptım, sonuç budur http://i.hizliresim.com/xkoj6d.png

    bildiğim kadarıyla retina düşmanı güncel sözlük beyazı (rgb 255, 255, 255) paletteki en beyaz renk oluyor, hex code olarak karşılığı #ffffff

    sonuç: analoji kurmak için söylediğin twitter ve facebook bile senin kadar beyaz değil. mantıksal olarak bir önceki sözlük için gelen şikayetler ''göz yoruyor'' ise, yeni tasarımda rengi biraz koyulaştırırsın, ''nasılsa alıştı mallar'' deyip daha da açmazsın.

    peki sen neden bu kadar beyazsın beşinci boyut kanzuk, anlatsana biraz :))

    not: ticari itibarı zedelediysem affola...

  • taşak geçmeyi bırakalım, işin en garip olan tarafı şudur.

    türkiye'nin en büyük, dünyanın da sayılı internet girişimlerinden birinin sahibisiniz. türkiye'de internetten çıkıp genel kültüre katkı yapmış bir mecrasınız. markalar tek günlük reklam için binlerce lirayı ayaklarınıza döküyor.

    lan böyle bir mecrayken siz nasıl da internet dünyasının birinci kuralını uygualamadan yarak kürek hareketlere girişirsiniz. böyle bir tasarım değişiminden önce minimum bir sene a/b testi yapıp kullanıcılardan geri bildirim almanız gerek bunu size biz mi öğreteceğiz? user experience diye bir şey var, hiç duydunuz mu?

    örnek isterseniz eğer; hepsiburada.com yeni tasarımını 1,5 yıla yakın bir süre test ettikten sonra devreye aldı. test sırasında geri bildirim formlarından hedef kitle ile bire bir in-depth görüşmelere kadar envai çeşit test uyguladı.

    sizin en büyük varlığınız lan bu site ve tasarımı öyle ''bence güzel oldu kanks, gece basalım geçelim'' diyerek nasıl değiştirirsiniz, valla aklım almıyor.

    oğlum eskiden internet dünyasının kralı digg'di. sonra tek bir hata yaptılar ve kullanıcıların hepsi reddit'e kaydı. şu anda digg'in esamesi okunmuyor. bu bence size örnek olsun.

    ha bir de diğer saçmalık, tek bir resmi açıklama yok. lan olum deli misiniz siz, çıkıp bir resmi açıklama yapsanıza. tasarım ekibinizin başındaki adam mesela anlatsa ya neyi neden ne düşünerek yapmış biz de bir aydınlanalım?

    bak örneğin, facebook reactions projesinin başındaki adam yıllardır süren test aşamasından sonra devreye alınan yeni ''like'' butonu projesini nasıl anlatmış bak al wiframe'lerinden prototiplerine kadar: https://medium.com/…likable-5c403de72a3f#.42y8bs7ii

    kanzuk, bence çıkıp bir açıklama yapın fazla vakit kaybetmeden.

  • sonunda uğraşıp, didinip sözlüğü kebapçı yeşili renk paletine döndüren dürümcü.

  • iki gün önce, ortada hiçbir şey yokken, o gün sadece gırgır amaçlı iki entry yazmışken, durduk yere uçurulduğumdan kısa bir süre sonra peş peşe telefonlar ve mesajlar gelmeye başladı. hele bir arkadaşın o şaşkın ve adeta şok geçiren ses tonunu hiç unutamayacağım sanıyorum. açıkçası ben de şaşırdım onun kadar. birçok arkadaş ya kendi hesabını, ya da yedekteki bir hesabı verebileceğini söyledi, sağ olsunlar. o bakımdan, uçtuktan yarım saat sonra başka bir nick'le sözlükte yazmak mümkün olduğundan, uçurulmak o kadar da büyük kayıp değil gibi, eskisi kadar. tek üzüldüğüm, bazı arkadaşların da belirttiği gibi, bu nick özellikle yardım kampanyalarında birçok insan için güven anlamına geliyordu, bu nick'i görenler güvenle katılımda bulunabiliyordu kampanyalara -ki teveccüh gösterenlere de ayrıca teşekkür ederim.

    büyük bir şaşkınlık içinde "inanamıyorum? bir hata olmalı. açarlar tekrar hesabını, bu hatayı düzeltirler" diyenlere, böyle bir şeyin olmayacağını, herhangi bir şekilde geri adım atılmayacağını söyledim. tabii, burada yazdığım gibi efendi bir üslupla olmadı bu konuşmalar; gıyabında epeyce bir saydırdım, dürüst olmak gerekirse. uçuranın kanzuk olmadığını, hatta kim olduğunu gayet iyi tahmin ediyordum. ancak bu adamlara yetkiyi veren (veya önceden verilmiş yetkiyi tutan) kanzuk olduğundan, doğrudan kendisini muhatap alarak saydırdım.

    şimdi...

    söverken de, döverken de çekinen bir insan değilim. eleştireceğim zaman da allah ne verdiyse yürürüm. ancak bir hakkın teslim edilmesi gerektiğinde de aynı kararlı tavrın takınılmasının zaruri olduğuna da inanırım. yani teşekkürse teşekkür, özürse özür, takdirse takdir gibi...

    dediğim gibi, geri adım atılmasını beklemiyordum. hele de mod log'a "hatalı işlem" gibisinden bir ibare düşülebileceğine hiç olasılık vermiyordum. bunu da sert, hatta çok sert ifadelerle dile getirmiştim. bu konuda (bu kez) hakkını yemişim, kusura bakma.

    daha o gece, uçuran kişinin altay nick'li kondüktör olduğu bilgisi geldi. twitter'dan birçok kişi yazdı o gece. çoğunu da tanımıyorum. uçuranın altay olduğu daha o gece söylendi. ertesi sabah gelen mention'larda da görevini ve yetkilerini kötü amaçlı kullandığı gerekçesiyle altay'ın yetkilerini aldığını, benim hesabımı da bizzat senin açtığını söylediler yine twitter'dan, gerçekten tanımadığım arkadaşlar. benim hesabımın açılmasından çok, özellikle zilzurna'nın hesabının açılmasına sevindim. çünkü bu arkadaş 2 yıla yakın çaylak olarak bekledikten sonra, yazar olduğunun ertesi günü, yazar olarak henüz 3 entry girmişken ve aynı şekilde ortada hiçbir şey yokken uçurulmuştu. evet, yine altay tarafından. bizleri "nefret söylemi" gibi ithamlarla uçuran bu eski kondüktörün gayet kafatasçı entry'lerini ve nefret suçunun tillahını içeren yazılarını okuduğumuzdan, kendisini gıyaben tanıyoruz. ancak benden çok daha iyi tanıyanlar varmış ki, yine twitter'dan altay hakkında çok ciddi ve sert iddialarda bulundular. kanıtlayabileceğim şeyler olmadığından, o iddiaları buraya taşımıyorum. ancak son zamanlarda artan ırkçı yazar sayısının çokluğu, buna karşın ne kadar solcu, halkçı, barış yanlısı yazar varsa uçurulduğu dikkate alınınca, iddiaların doğruluğuna kanaat getirdim kendi adıma.

    örneğin son birkaç günün gündeminde yer alan cizre'ye dair başlıklarda bilhassa mesai harcadığı izlenimi veren ve polis olduğu hissi uyandıran hesaplardan, işbirlikçi olduğu tahmin edilen hesaplardan, vasıfsız ırkçıların hesaplarından girilen entry'lerde şakır şakır manipülasyon yapıldığını, bu manipülasyonlara karşı hiçbir şekilde propaganda içermeyip salt bilgi veren entry'ler giren hesapların uçurulduğunu, yani sanki birilerinin "bu manipülasyonun engellenmesine izin verme" demiş gibi hareket edildiğini izliyorduk. uçurulmalardaki keyfiyet faktörü de kabak gibi belli ediyordu kendini bu nedenle.

    daha fazla detaya da girmek istemiyorum bu konuda. eminim sen çok daha fazlasını biliyorsundur ki, söz konusu kişinin yetkilerini elinden almışsın. bununla da yetinmeyip, yaptığı hatalı işlemleri telafi yoluna gitmişsin. benim ve zilzurna'nın dışında 1-2 hesabın daha aynı şekilde açıldığını öğrendim. hesap sahipleri kendileri mesaj atarak anlattı durumu. bu iyi niyetli çabayı görünce, altay'ın özellikle son dönemde yaptığı tüm işlemlerin gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum. çünkü bu şekilde haksız yere uçurulan bir sürü yazar oldu altay tarafından. örneğin benim uçurulduğum gece buna tepki gösterenlerden devrim kalpte ve blue bicycle nick'li yazarlar, keyfi nedenlerle uçurulduğumu belirttikleri, bana destek verdikleri için uçuruldular sözlükten. benim uçurulmamdaki keyfiyet, mod log'umda yazan "hatalı işlem" ibaresiyle teyit edilirken, bunun keyfi bir uygulama olduğunu belirten yazarların uçurulmuş olması, aynı şekilde "hatalı işlem" olarak değerlendirilmeli diye düşünüyorum. bu iki örneğin haricinde başka örneklerin olduğunu da tahmin etmek zor olmayacağından, altay'ın son dönemdeki işlemlerinin belki biraz daha dikkatle incelenmesi gerektiğine inanıyorum. böylelikle haksızlığa uğrayan diğer yazarlar için de adalet yerini bulmuş olacaktır.

    ben zaten son 2 aydır doğru düzgün bir şey yazmıyorum. sağlıkla ilgili girdiğim entry'ler var genelde. gündeme dair bir entry sanırım, birkaç da geyik işte... bundan sonra da aynı şekilde devam eder muhtemelen. dolayısıyla burada kendimle ilgili kaygım yok pek. daha ziyade keyfi olarak hakları gasp edilmiş diğer yazarlar açısından dile getiriyorum tüm bunları da.

    bir de, dün gece yine coşup twitter'da bana saydıran yarı alkolik yarı şizofren bir adamın iddia ettiği gibi altay'ın tekrar aynı yetkileri alacağı söyleminin, şizofrenik bir senaryo olduğunu varsayıyorum. (bu paragrafı kanzuk'a yönelik yazmadım bu arada, özellikle vurgulayayım. iddia ulu orta yazıldığı için durumu bana soranlar oldu, oluyor. onlara yönelik bir yanıt, kişisel tahminim olarak yazdım bu paragrafı. bunu bilhassa belirtmek istiyorum.)

    gıyabında saydırınca, telafi edilmiş bir hatanın ardından hakkını teslim etmemek, iki kelam eylememek olmazdı. en azından kendime yediremezdim. kızdığında dilinin kemiği yoksa, sonrasında da paşa paşa söyleyeceksin söylemen gerekenleri. benim felsefem bu. bir "eyvallah" borcum olmuştu, onu ödemeye geldim.

    yarın başka bir haksızlık olursa, daha önce yaptığım gibi yine tepkimi, tavrımı koyarım, o ayrı dava. ama zaten (en azından bir süre) sözlükte pek aktif olmayı da düşünmediğimden, bu saydıklarım hiç olmayabilir.

    arada tepemiz atınca buraya gelip yardırıyoruz ya ağzımıza geleni, nahoş şeyler kadar hakkaniyetli işler de belirtilmeli nick altında. yarın öbür gün uçurulursan, nick altına bakanlar görmeli bunları da. (ne? bu altay biraz daha kalsaydı, her şey mümkündü abi?)

    bir kez daha eyvallah...

  • kanzuk, sözlük istekleri, önerileri hakkında en ufak açıklamayı bile çok görürken, taş ayağına değince anında koşabiliyor. bunu gördük.

  • sözlüğün kalitesini artırmaya çalıştığını, ifade özgürlüğünü desteklediğini falan yazmış. yahu ne sözlüğü ne kalitesi. format falan bırakmamışsın, önüne geleni sözlüğe almışsın, üstelik belirli bir siyasi görüşün yancılarını desteklediğine ve debe'de oynama yapıldığına dair ciddi bir kamuoyu var.

    sen bu kamuoyunu eylemlerinle tersine çevirip yazarların içini rahatlatmak yerine bu konuyu dillendirenleri uçuruyorsun. sonra da şekilli, faşizm aslında şu demektir lafları ediyorsun. sözlüğün ayağına sıkıyorsun haberin yok.

  • kendisini savunan kişi an itibariyle chainard.

    haliyle, kenarda bu başlık için birkaç yıldır bekleyen entrylerimi sildim. düştüğü nokta bu. chainard savunuyor adamı, ahah.

  • sozlugun anasinin sikilmesine goz yuman adam.

    al amk al. kadin neleri sildirmis de agzini acip bir kelam edememissin.

    (bkz: meltem banko)
    (bkz: banko meltem)
    (bkz: sabire meltem banko)
    (bkz: sabire meltem banko mu meltem banko mu)
    (bkz: bamkem milko)
    (bkz: meltem banko veriyor)
    (bkz: meltem banko'nun tek kelime ile özeti)
    (bkz: meltem isimli yarış atı)
    (bkz: periscope'u açık unutup osurarak uyumak)

    hadi ulan isimli olanlari anlarim da periscope'u açık unutup osurarak uyumak basligini silme kararina itiraz da mi edemedin? karsi da mi koyamadin?

    sahip oldugun sozlugun ifade ozgurlugu ayaklar altina alindi, sen bogaz tepmekle mesgulsun. aferin keke. devam.