barkın bayoğlu

  • iki yil once bu dakikalardi senden haber geldiginde.
    caresizligim, elimin ayagimin bosaldigi bir andi.
    kala kaldim.
    yoklugunda cok bin km bindim motora, her seferinde senle cevirdim kontagi, her seferinde senin icin, kontagi "kendim" kapatabilmek icin sürdüm.
    ozledim, ozledik.
    nerdesin be patron, nerdesin be abi...
    gelecegiz illa.
    bekle.

  • 2014 yazında askerden geldim ve gelir gelmez hayalimdeki bisikleti satın alıp uzun turlara çıktım. bir yerden sonra iki teker sevdam bisikletle sınırlı kalmadı ve youtube'da tesadüfen bu adamı keşfettim. o güne kadar yüklediği ve ondan sonra yüklediği hemen hemen her videoyu izledim. hatta youtube'da altın elbiseli adam diye bir kategori oluşturup paylaştığı faydalı içerikleri ve merak ettiğim motosiklet incelemelerini oraya kaydettim.

    sonrasında harley davidson'un bir modelini almak istedim ancak türkiye'ye gelmediğini öğrenip sebebini canlı yayında kendisine sordum. sağolsun uzun uzun yanıtladı.

    videolarını izledikçe bilinçlendim ve sonunda kendim için en mantıklı seçimin yamaha x max 250 olacağını anladım. ancak almam 2 seneyi buldu. bu iki senelik süreçte hemen hemen her videosunu izledim, kendisi vesilesiyle bir çok motovlog keşfettim ve onların içeriklerinden de yararlandım.

    yetmedi motosiklet teorisi ve motosiklet üstünde hayat kurtaran 100 strateji isimli kitapları okudum. kitaplarını bulamadıklarımın pdf'lerini bulup çıktısını alıp okudum.

    çeşitli facebook gruplarına dahil oldum, motosiklet forumlarını takip ettim.

    her hafta çarşamba günü yayınlanan altınlı gece'yi kaçırmamak için telefonuma haftalık alarm kurdum. (uzun zaman önce kurduğum alarmı silerken bir süre elim telefonda donakaldım) yıllar içinde nereden nereye geldiğine gözlerimle şahit oldum.

    farklı kanallarda çıktığı hemen hemen her programı takip ettim.

    gel zaman git zaman iş motosikleti almaya geldi ve yaklaşık 3 hafta önce yamaha x max 250'yi satın aldım ancak 2 hafta boyunca binmedim. çünkü yamaha riding academy'den 16 temmuza eğitim için yer ayırtabilmiştim ve scooter tecrübem (honda fizy) olmasına rağmen eğitim alana kadar yola çıkmadım. 2 haftalık süreçte sigorta, kasko gibi işlemleri halletim. bütçem el verdiği ölçüde kask, mont, sırtlık, eldiven, pantolon, bot satın aldım. gün geldi çattı yamaha riding academy'den eğitim aldım.

    bu yolda rehber edindiğim barkın bayoğlu sayesinde eski kafam olsa sıfırını alacağım motosikleti ikinci el alıp kalan parayı ekipmana verdim. alır almaz hayalime kavuşmanın verdiği heyecanla cirit atacağım motosiklete 2 hafta binmedim. velhasılıkelam motosiklet sahibi olduğum ve tam manasıyla kendimi hazır hissettiğim anda ölüm haberini aldım. bir çoğunuz gibi bir süre inanamadım. beni rock müziğe başlatan gruplardan biri olan linkin park'ın vokalisti chester bennington'un kaybının şokunu üzerimden atamamışken beni motosiklete başlatan adamın kaybını kabullenemedim. kabullendiğimde ise motosikletin üzerine brandayı örttüm, disk kilidini taktım ve şimdi bu satırları yazıyorum. ne kontağı çeviresim geliyor ne de üzerine oturasım. ben motosikleti almadan önce vefat etmiş olsaydı almazdım herhalde. şimdi ise satmayı düşünüyorum ama emin değilim belki de satmam çünkü biliyorum ki satmamı istemezdi. bu camiadan sadece bir kişinin kaybı beni motosikletten vazgeçirebilirdi onu da kaybettim, kaybettik.

    kendisini daima muratabigf ile yaşadığı south park sessizliği, hayko cepkin ile enfes metal müzik muhabbeti, yiğit özgür ile efsane yayını, aynı gece devam eden geyik yayını, metalci günlerine dönüş yaptığı zorgan abi tiplemesi, ekibinden biri kaza yaptığında işi geyiğe vurup profesyonelce olayı yönetmesi, maketçilik üzerine tadına doyum olmayan muhabbeti, ege aydan ile star wars muhabbeti, evlilik hakkındaki düşündüren analizleri ve aklıma gelmeyen onlarca güzel anıyla hatırlayacağım.

    kendisinin motosiklet dünyasına kazandırdığı bilincin hakkı ödenemez. sokakta tam ekipmanlı ve eğitimli ne kadar motosiklet sürücüsü görüyorsak pek çoğu bu adamın sayesinde bilinçlenmiştir. üstlendiği misyon, motosiklet dünyası için sıfırdan geldiği nokta, elde ettiği sponsorluklar ve başardıkları inanılmaz. maalesef yeri hiç dolmayacak.

    tanınan biri haline gelmesine rağmen tevazusunu daima koruması, bir kaç dil birden konuşabilmesi, yurt dışında aldığı eğitim, bilgi üniversitesini dördüncülükle bitirmesi, entelektüel kapasitesi, tarih bilgisi, çok yönlülüğü, afganistan'da barış gücünde yer alması ve aklıma gelmeyenleri... kesinlikle sadece bir motosiklet kullanıcısı değildi.

    2000 yılında hayatın sırrı konusunda şu entry'i girmiş ve son satırlarda "hayatın sırrını unuttum, zaten sonra... sonra da hayat beni unuttu." demiş.

    dilerim ki öbür dünyada o sırrı bulur ve entry'nde bahsettiğin o huzura tekrar kavuşursun. ve sonra... sonra hayat seni unutsa da biz sevenlerin asla unutmayacak altın yürekli adam.

  • bir boşluk daha ve yeni bir kayıp, en yakın dostlarımdan birini kaybettim bu gece.. çok arkadaşı ölmüştü motosiklet kazalarında daha fazlası ölmesin diye yapıyordu o programları..
    bilir misiniz bilmem barkın gibi tipleri
    silahıyla yatacak kadar paranoyak, sizi herkesin içinde gömecek kadar egoist, bildiği konularda iman etmişçesine inatçı, her aklına geleni aklına geldiği anda, geldiği şekilde söyleyecek kadar çekilmez herifin tekidir onlar..
    doğuştan 70lik emekli astsubay gibi doğmuştu resmen şerefsiz. ama o katlanılması zor herif bağladı mı öyle bir bağlardı ki kendine ayrılamazdınız. sanki bir stockholm sendromu gibiydi, sayabildiğim beş dil bilir, ikinci dünya savaşı tarihinden konu açılınca tarihçilere dudak ısırtır, köpekleri de insanlardan çok severdi..
    rahmetli babamı hiç görmemişti ama babam öldüğünde telefon açıp sadece ağlaya bilmişti günler sonra. uzun bir ağlama seansından sonra yapacak birşey var mı ?diye sormuştu. evlendiğimde gelemediği için yemek borcu halen duruyordu. sırf parasına nasıl sahip olacağını bilmediğinden ve yemeğe gidersek bokunu çıkartır diye bildiğimden hiç hatırlatmadım ona, ama her istanbula yalnız gidişimde eşinle geleydin de yemeğe gideydik diye hatırlardı.. çok abartırdı bazı şeyleri, olm araplara o kadar laf söylüyorsun ama abartıda araptan kalır yanın yok dediğimde ağzı dolu dolu 'ha sekter lan' deyişi kulaklarımda hala. o atatürk otosanayide boya kokan dükkanın kokusunun buram buram burnumda olduğu gibi...
    ters zamanda gittin barkın, hani sizin ayvalıktaki zeytinliğe gidecektik adam etmek için, ucuzundan karbüratörlü bir harley düşürecektim ben sana, sen de bir rat bike yapacaktın. leş, deri kokan 50 yaş üstü harleyci göbekli dayıların ve arkalarındaki turşu bidonu gibi karıların aklını o 70ler kokan biraz rat biraz captain america harleyinle alacaktın.. bizim çocuk olduğunda 7 yaşına gelmeden onu makete alıştıracak, benim gibi bir mufazakar faşist olmasını önleyecektin hani..
    kaçıncı yılını doldurdu olm bağımlılıktan kurtulma yaş günün ? hala fince dalış videoları izliyor muydun acaba? hem bir insan neden fince bilir ki? göt kadar ülke neticede.. karaburun açıklarında ikinci dünya savaşından kalma batık denizaltını sen gittikten sonra yağmalayacak almanlar ayrıca..

    motor çok tehlikeli, bu yüzden o efsane kasa citröen cx in ile git diğer tarafa, evin altındaki yatıra da selam söyle benden, görürsen kont un da bir tur başını okşarsın şerefsiz jipcilerin zehirlediği hani.. mehmet abinin oğlan iyi olmuş biraz daha diyorlar çok da merak etme, bekle bizi altın elbiseli adam biz gelene kadar.
    seni tanımak bir şerefti sevgili dostum
    seni özleyeceğim.