babanın söylediği unutulmayan sözler

  • git pantolonumun cebinden cüzdanımı getir.

  • kuzenimin evleneceği kişi ile, kimse ondan böyle bir şey rica etmediği halde, kendi isteği ile bizzat görüşüp, "bak delikanlı, kızımız x çok naif kırılgan yapıda, ince ruhlu bir kızdır, kırılır dile getiremez içine atar, dikkatli ol, incitme.." şeklinde tam bir "baba" konuşması yapmıştı. en anlayışlısından.

    ben kendisine evleneceğim insanı getirdiğimde, görüşmeyi dahi reddetti. ve evleneceğim kişinin yakın bir dostu ve büyüğü olan bir hanımefendiyle görüşmeye gidip, "bakın bizim kız şöyle kötüdür, böyle kötü özellikleri vardır, böyle yapar şöyle yapar.." diye beni kötüledi.

    kuzenimi överken söylediği kelimelerden biri kanaatkar oluşu, beni kötülerken söylediği cümlelerden biri lüks düşkünü oluşumdu. kuzenim, 300 gr altın aldırarak evlendi. ben kuzenimin kuyumcu babasına gidip en ucuz alyansın hangisi olduğunu sorup alarak evlendim. o kırılgan naif kuzenim boşanma sürecinde bana en kırıcı sözlerden birini söyleyen insan oldu. ayrıldığım eşim daha yakınlarda bana "ben senden tek bir kötülük görmedim" dedi.

    ---

    unutulmayan söz kısmı burası değil. bu sadece beni hiç tanımamış oluşunun belgesi yığınla anıdan biri. unutmadığım söz ise, beni hiç tanımadığının farkına vardığı ve bu yüzden belki tanımaya en yaklaşmış olduğu an söyledikleri. bir gün durduk yere, bedenimi gösterip baştan aşağı süzerek "senin bu yukarıda olduğu kadar, bir de yerin altında var" demesi.

    teşekkür ederim baba. ve tebrik ederim de, aynen öyle. yerin altında üç beş katı var hatta. sen baskıladıkça yerin altına doğru büyüdüm ben. o yerin altında neler olduğunu bilsen geceleri uyuyamaz beni de bir kliniğe kapatmak isterdin. senin olduğunun birazı kadar kötü olabilseydim ben, sırf seni üzebilmek için o bilmediklerini bilmeni sağlardım..

    demedim. sadece güldüm.
    bir de olumsuz bir şey söyler gibi, hakaret eder gibi söylüyor. bilmiyor ki ben en çok yerin altındaki beni seviyorum. ağaç kökleri sayesinde ayakta kalır, insan gizledikleri sayesinde.

  • "ben daha ölmedim kizım, hallederiz"

    canım benim..

  • babamın bana söylediği unutulmayan sözüm yok.herkes gibi bi babam yok.aldığı parayı kumara gömen evde çocuk aç olduğu halde at yarışı oynayan evinin elektriğini suyunu dahi ödemeyen. çocuğunun cebine değil harçlık bütün eğitim hayatı boyunca okuluna dahi uğramayan ''babam'' var.ben 10 yaşından beri çocuk olmadım lakin ''babamın'' söylediği değilde gösterdikleri unutulmazdı.gezmem ve eğlenmem gereken yaşta bunları yapmak yerine faturaları düşündüm bi şekilde liseyide bitirdim şimdi üniversitede sıra ama 2 sene oldu liseden mezun olalı ve hala uğraşıyorum bi türlü gidemiyorum.20 yaşında saçları döktüm 4 kız kardeş ve annem var genç olmadan baba olmanın nasıl bi olay olduğunu anladım.çok kez mesafeleri yürüdüm param olmadığı için.kaç kere sorumluluklarım yüzünden vazgeçtim gençlik ''aşklarımdan''.babamın bana gösterdiği şey dünyanın ne rezil ve adaletsiz bi yer olduğuydu.iyi geceler sözlük...

    edit:imla

  • hastaneye gitmeden eve bıraktığı bir küçük kağıt parçasına yazılmış olan "beni hatırla" sözleridir. kendisinin bana iletebildiği son sözlerdir ayrıca.

  • lisedeyken karneyi getirdim, şöyle bi göz gezdirdi kaça geçtin dedi.

    resmen kendi hevesimizle okuduk anasını satıyım.

  • 1 yılı aşkın süredir babayla sadece telefonda görüşülmüştür. yaşı gereği kamera vs.. kullanımı da mümkün değildir.

    bir pazartesi akşamı "evlat kurbanda geliyorsun değil mi? bak paran yoksa biletini ben alayım, kaç para olursa olsun" şeklinde bir telefon konuşması geçer.

    zaten bayramda gitmek üzere planlar yapan şahsım hemen bileti alır, salı akşamı müjde verilir.

    çarşamba sabahı telefon çalar, ölüm haberi alınır...

    işte o yüzden "evlat kurbanda geliyorsun değil mi? bak paran yoksa biletini ben alayım, kaç para olursa olsun" sözü asla unutulmayacak olandır.