babanın hatırlanan en baba hareketi

  • etek giymesi.

    by-pas ameliyatı olduktan sonra kemoterapi tedavilerine girmişti. saçı, sakalı, kaşları ve hatta o çok sevdiği bıyığı bile döküldü. öyle bir zayıfladı ki gözümüzün önünde eriyordu. fakat hiçbir zaman bu kanser illetini sorun etmedi. aslında etti ama bunu bize asla yansıtmadı. sanki bizim moralimiz ondan daha bozuktu ve bunu anladığından hepimizi güldürmek için bir gün annemin hırkasını eteğini giydi ve kafasına tülbent takıp kapıyı çaldı. sırtına da bohça almış. çıktım kapıya bi baktım yaşlı bir kadın var ''bohçacı geldi oğlum'' diyor. tanıyamadım ilk başta, kucağımda yeğenim vardı. korktu çocuk boynuma sarıldı. sonra sesinin kart oluşu ve gülüşünden babam olduğunu anladım. ben de gülüyorum ama ağlayacağım neredeyse.

    aldım babamı odaya girdi. herkes odanın ortasında dikilen teyzeye bakıyor. kimse tanımadı. senelerdir koyun koyuna yatan annem bile tanımadı. sonra babam konuşunca anladılar. herkes güldü. torunları yerlere yattı gülerken. ben de güldüm. gittim mutfağa güle güle ağladım. adam zamanında pehlivandı bizi güldürmek için yaptığı şeylere bak diye iç geçtim ve gülmekle ağlamanın aynı anda yapılınca çok boktan bir psikoloji olduğunu o gün anladım. biz ona moral vereceğimize o veriyordu. ölüme giderken bile ailesini mutlu görmek istiyordu.

    o yüzden yaşattığı en kral harekettir bu. etek giymesi. dallı, güllü, çiçekli bir etek.