baba dayağı yemiş yazarlar

  • çokluklarına şaşırdığım, üzüldüğüm, sevindiğim yazarlar...

    odamı toplamıyorum diye, sonra çok sesli ağlıyorum diye, okul servisini kaçırdım diye, erkek arkadaşım var diye...

    insan zihni çok garip; baş edemeyip bastırdım tüm hatıraları. babasına aşık bir kız çocuğu başka ne yapsındı?

    sevmeyi/sevilmeyi bilmeyen, kendisi de şiddet görmüş bir adam.

    en çok anneme şaşırdım ben galiba bu senaryoda... bir anneye, çocuğuna zarar vermekten daha kötü ne yapılabilir?

    evde çocuğunu döven, boğmaya çalışmış bir adam var; onunla gece aynı yatağa yatıp sevişiyorsun filan... sonra bi de çocuğuna garip, marjinal gibi sıfatlar yapıştırıyorsun. enteresan kafalar.

    ben bu insanları seviyo muyum, seviyosam neden seviyorum valla bilmiyorum. kendimi hep sahipsiz, köksüz, örselenmiş hissetmem bundan...

    bi de bağlanmaktan korkmam... ya çocuğuma zarar veren biriyle yaşamaya devam edecek kadar "aşık" olursam? anne olmaktan ödüm kopuyo bu yüzden, evlenmekten ödüm kopuyo bu yüzden.

    hayatım boyunca bir kere bile çocukluğuma özlem duymadım. bok gibiydi. her senem bir öncekinden güzel geldi.

    bunları yazmak hep çok koyuyo ama bilin istedim: yalnız değilsiniz. maalesef türkiye'de böyle acı bir gerçekliğin içinde büyüyoruz. önce kendimi, sonra da kalbi uf olmuş herkesi çok öpüyorum. kendi anne babanız olun, iyileştirin o küçük çocuğu. şefkate ihtiyacı var.

  • ben de aralarindayim. yerde tekmelendigimi hatirliyorum. büyüdüm. babamla konuşmuyorum. o benle konuşmaya çalışıyor. muhtemelen pişman. lakin too late. siz siz olun çocuklarınıza şiddet uygulamayın. yıllar geçse de unutmayabiliyorlar.