azalarak bitmesi istenen türk gelenekleri

  • düğün ve cenaze evinde yemek dağıtılması. millet resmen karın doyurmaya geliyor, senin acın var veya telaşın var, yok ikinci ayranı isteyen, yok bana et az geldi diyen... kalkıp kovmak istiyorum insanları. küçüklüğümde insanlar kendileri bir şeyler pişirip getirirdi, iyice pişkin oldu millet şimdilerde...

  • herkesin afrikalı kabilelere dönüştüğü düğünler bunların başında gelir.
    hiç kendi yakınınızda ait olmayan bir düğünde bulundunuz mu?
    her şey çok garip gelmiyor mu?
    hem kız tarafının hem erkek tarafının hem telaş hem de maddi sıkıntılar yüzünden mutlu olmayıp, mutluymuş gibi davranmaları.
    sonra oyun havası adı altında çalınan kulak patlatan müzikler ve sadece uzaktan izlesen bile burnuna gelen kumaşa sarılı teyze teri kokusu.
    saçlarını kuaföre bir sürü para verip bisiklet amortisörüne benzetmeye çalışan genç kızlarımız.
    damat denen arkadaşın postunu yüzen çeşitli esnaf kan emiciler.
    etrafta mutsuz mutsuz dolaşan çok az maaş ile çalışan üniversite öğrencisi garsonlar.
    sinema televizyon bölümü okuyan bir stüdyodan günlük işe gelen mutsuz fotoğrafçı öğrenciler.
    davulcu romanların insan darlaması.
    terleri popolarından akan mutfakçı emekçi teyzeler.
    konu komşunun sürekli açık aradığı bir ortam.
    dedikodusunu daha düğünde başlatanlar.
    alkole düşüp sapkınlık çıkaran akrabalar.
    en önemlisi de sırf orada bulunmak zorunda hisseden davetliler.

    bu sadece düğün kısmında en minimum gözle görülür şeyler. binaenaleyh bunun daha çeşitleri vardır.

    tanım: insanların yapmak zorunda hissettikleri fakat sürekli çevresindeki insanlarla bunun gereksiz olduğunu tartıştığı geleneklerdir.