az nüfuslu denize kıyısı olan bir kasabada yaşamak

  • sana 2012 bu zamanlar.

    eşim ile datcadaydik.

    bi işimiz düştü bankalardan birine girdik. neyse orada bireyselci bir kız bizimle ilgileniyor falan kızla muhabbete başladık.

    kız datcaya nasıl yerleştiğini anlattı. kız aslında söz konusu bankanın genel müdürlüğünde yani istanbulda muhabir bankalar bölümünde arap bankaları biriminde çalışıyormuş.

    çok iyi arapça biliyormuş v.s

    bir gün otobüsle ise giderken saatine bakmış 1 saattir yoldaymış. her gün böyle 1 saat 15 dk gidiş 1 saat 15 dakika eve dönüş.

    demiş ben ne yapıyorum????

    bu arada aynı bankada datça şubesinde uzak bir akrabası varmış.

    o demişki bizim şube bireysel bankacı arıyor.

    kız anli sanli kariyerini bırakıp tayin istemiş. müdürü falan delirmiş. kızım işte dil tazminatı alıyorsun eşşek gibi şöyle kazanıyorsun falan bireysel bankacılık kariyerinde bir geri adım sonuçta

    kız inat etmiş genel müdür yardımcısı ile falan konuşmuş resmen torpille kız datça şubesine bireysel bankacı olarak tayinini yaptırmış.

    neyse bize bunları anlattı şimdi mobilet ile 5 dk da ise gidip geliyorum dedi. bazı öğlenleri de denize giriyoruz dedi. plaj da düş var dusumuzu alıp öğleden sonra ise devam ediyoruz dedi.

    ben kıza hayran hayran bakarken eşim kritik soruyu sordu

    "saçını nasıl kurutuyorsun?"

  • ''insan sahip olduklarının nankörü, sahip olmak istediklerinin kölesi, sahip olamadıklarınınsa delisidir...''