ayda 5 bin tl kazanarak geçinmeye çalışmak

  • eşim olmasını umduğum kadınla ankara'da yapacağımız çalışma. ben 31, hatun 28 yaşında. ikimiz de üniversite mezunu olsak da, okumayı, gezmeyi, öğrenmeyi seven aydın olduğumuzu düşünmekten hoşlanan insanlarız.

    şehir merkezinde oturmak elzem ikimizin de işleri sebebiyle.

    1000-1500 tl arası; mutfağı, banyosu az biraz düzgün evin kirası. de ki 1250 tl,

    aylık 250 tl ısınma, aidat cart-curt,

    100 elektrik, 100 internet, 50 su, 100+100=200 tl cep telefon faturaları (ikimiz de işimiz gereği yoğun telefon kullanıyoruz.)

    en iyi ihtimalle 1250 tl mutfak, temizlik, kişisel bakım. günlük 40 liraya geliyor ki, evde yemek yapanlar bilecektir ki, artık iki kişilik 2-3 çeşit yemeği 20-30 tl'den aşağı yapamıyorsunuz.

    ikimizinde arabası eski model olsa da (ikinci elde 15000-20000 arası eden arabalar) birini satıp ev eşyası almaya kullanacağımız için diğerinin yıllık masrafı nereden baksan vergisi, sigortası, bakımı, yılda bir çıkan arızası aylık 100 tl'ye denk gelecektir,

    tek araba benzin, aylık 200 tl, km'de 40kr yakıyor benim araba. aylık 500 km'lik benzin koyduk yani. günde 15 km benim yakacağım benzin. 7-8 km civarı işyerine yolum.

    haftada bir kere dışarıdan yemek söyledin ya da dışarıda yedin, 200 tl,

    ikimizinde birer dernek üyeliği var, 70+30=100 tl,

    şu ana kadar minimum şeyleri yazarak elde ettiğimiz minimum rakam bu.

    bu rakamlar elbette herkese göre değişir, ben sadece bana has olan şeyleri yazıyorum elbette.

    neyse, geldiğimiz rakam, 3800 tl.

    yani şu ana kadar ne yaptık? eve oturduk, işe gittik, gelirken yemek ve temizlik için bir şeyler aldık, evde yemek yedik, yattık uyuduk, sabah aynı rutin.

    bu şekilde yaşamak eğer doğru anlıyorsam fakirlik sınırına denk düşüyor.

    lüks olarak isimlendirilebilecek şeylerimiz, dışarı çıkamıyor olsak da şehir merkezinde ve bir parça daha kültürlü ve aydın bir semtte oturuyor oluşumuz, haftada bir dışarıdan yediğimiz yemeğimiz var.

    bunlardan da elbette biraz daha kısılabilir.

    neyse, geriye 1200 tl'miz kaldı.

    lüksten bahsetmişken elzem olan lükslerimiz var, siz de hak verirsiniz bunlar olmadan hayatınızı geçirmek olanaksızdır. bahsedecek olursak;

    çocuk vs durumlarına hazırlık için birikim: diğer türlü kredi'ye yapışmak durumunda kalınırsa daha güç şartlarda ödeme olacağını biliyorsunuzdur eminim. ben de o da bireysel emeklilikteyiz şu anda, bilmemkaç yıl olmuş ikimizinde. ikimizde aylık 200 tl oraya gömüyoruz.

    kaldı 800 tl.

    150 tl bağıştır, yardımdır, bayramdır, seyrandır, kuzendir, yeğendir, doğumgünü hediyesidir, anneler günüdür, hayırlı olsun tatlısıdır, vs..

    kaldı 650 tl

    ayda bir akşam dışarı çıktınız içmek için arkadaşlarınızla. çıkmasanız ölür müsünüz? ölmezsiniz elbette. zaten ayda bir çıkacağınız için, ondan da bir bok anlayamazsın muhtemelen ama kıramadınız çocukluk arkadaşlarınızı vs. etti aylık 200 tl daha.

    kaldı 450 tl.

    hikayenin twist noktasına geliyoruz.

    evimiz kira, bireysel emeklilik vasıtasıyla ayda 400 lira birikim yapıyoruz, hiç tatile gitmiyoruz, az biraz sosyalleşiyoruz ucundan ve bir arabamız var.

    kaldı 450 tl.

    evlendikten bir kaç sene sonra çocuk sahibi olmak istediğimizi düşünelim.

    (bkz: düşünemedi)

    edit: 100+100 cep telefonu faturası konusunda eksik bilgi vermişim, insanların gücüne gitmiş. düzelteyim: ikimizin telefon faturaları toplamı 200 oluyor. benim ki 60 tl onunki 140 tl aslında (kontratlı telefon aldığı için)

    dernek üyeliklerine laf söyleyen olmuş. bu dernekler yardım dernekleri. yani verdiğimiz para keyiften çok bir mecburiyet. ek olarak bize kalsa asgari ücretten yüksek para alan herkesin gönüllü çalışan bir yardım kuruluşuna aylık yardım yapması gerekmeli. yani mecburiyet hissetmeliyiz bize kalırsa içimizde.

    elbette masraflardan kısmak mümkün. şu anda 850 tl'lik evde oturuyorum ev arkadaşımla. hatunla da oturabiliriz elbette ama mahalle güvenli bir yer değil açıkçası.

    yazdığım yazıyı, hesapları vs. bu parayla yaşanmıyor manasında yazmadım sayın arkadaşlar.

    bu parayla, böyle yaşanıyor demek için yazdım. başkası başka türlü de yaşabilir. çok para biriktirebilir. üçüz çocuk büyütüp okutabilir. herkesin bir popisi vardır sonuçta.

    edit 2: gösteriş yaptığımı söyleyenler olmuş. yazmayıp düşünenler de olmuştur. gösteriş yaptığım entry burada: (bkz: #51679325)

    konuya dönecek olursak,

    ayda 500 tl kenara para attığımızı düşünelim. ok. yılda 6000 tl. tatile gittik geldik diyelim 1 hafta. hooop, 1 hafta olmaz gösteriş yapmalısın. 20 gün tatile gittik. günde kişi başı 150 tl. evet, çünkü gösteriş.

    500 lirayı unutun arkadaşlar, ayda 1000 tl biriktirdiğimizi düşünelim. ucuz evde oturduk, faturalardan kıstık, dışarıdan yemedik, içmeye gitmedik diyelim.

    ayda 1000 tl yılda 12000 enflasyon karşısında birikimini ezdirmeyecek bir yatırıma girdiğini bile düşünsek kirası 1000 tl olan bir evi, hiç tatile gitmeden 15-20 senede ancak alıyorsun.

    ve en önemlisi;

    çocuk.

    yıllardır mecbur bırakıldığımız tercih bu zaten, bunu anlatmaya çalışıyorum.

    ya kendin ya çocuk gibi bir tercih yapmaya zorlanıyoruz milletçe.

    sonra da "kanaat etmek", "azla yetinmek", "yemeyip yedirmek, içmeyip içirmek" gibi kesinlikle karşı çıkmayacağım fakat neden bu kadere mahkum yaşamak zorunda olduğumuzu anlamadığım erdemlerle meşrulaştırılıyor.

    ya arkadaşlar, ben neden fedakarlık yapmak zorunda kalayım toplum içerisinde. babam neden 3 işte birden çalıştı da kendi hayatını şantiyelerde geçirdi çocukları için? neden bütün halk fedakarlık yapmak zorunda?

    hem çocuklarımızı hem kendimizi mutlu edebileceğimiz gerçeğinin hayal olmadığını bilin istedim sadece.

    şartlı salıverilmiş mahkumlar gibiyiz lan şu koduumun ülkesinde.

    edit 3: işe arabayla gitme mecburiyetim olmasa sıçmışım arabasına tek kilometre binmem kafese, motorcu adamım zaten.

    edit 4: sanırım en önemlisi bu: bir hastalık, bir kaza, bir bela anında bankalara domalmak zorunda kalmaktan bahsetmeyi unutmuşum.

    bir hastalık veya kaza durumunda 10.000 tl çektiğimizi ve bunu 36 ay'da geri ödeyeceğimizi düşünürsek, aylık 400 tl'ye yakın bir ödemesi oluyor.

    yoksulluk sınırı aile için 4500 tl olmuş, daha cart curt konuşan var. siktirin gidin amk. sinirlerim bozuldu.

    lan tatile gitmiyorsun, hastalık, sakatlık durumunda yoksa özel sigortan bittin demek, çocuk bakabilmek için bilmem kaç kalemini kısmak zorundasın, ((işte üstte bahsettiğim de buydu, türkiye'deki %90 anne baba, çocuğu için sürekli bir şeylerinden kısıyor, kendilerini mutlu edemiyorlar, mutsuz toplum oluyoruz amk, bir de bu durumu sürekli erdemli bir kalkan altına alıyorlar tv'lerde, gazetelerde, devlette, her yerde!))

    daha sinemaya, tiyatroya, sergiye gitmedik, kitap almadık, dergi aboneliğimiz yok, hobimiz yok, müzeye gitmiyoruz, dil kursuna gitmiyoruz,

    "gitme amına koduğum gitme, çok mu lazım" diyebilirsiniz. evet çok lazım kardeşim. bizim evimizde televizyon yok çünkü. bizim evimizde magazini sporu bol gazeteler yok çünkü. bizi bu amına koduğumun popüler saçmalıkları doyurmuyor çünkü.

    böyle böyle orta sınıfın anası sikildi diyoruz 60'lardan sonra amerika'da da ondan sonra dikiş tutmadı.

    böyle böyle orta sınıfı geliştirdiler de iskandinav ülkeleri ve avrupa'daki bazı ülkeler götlerini az biraz toparladılar, toplumsal refah seviyelerini arttırdılar diyoruz.

    yoksa skimde değil yeni telefonmuş, yeni motosikletmiş, yeni arabaymış, yeni evmiş, yeni, yeni, yeni..

    yok lan yok bir bok almak istediğim yok,

    bir siki tecrübe etmeye yetmiyor, bizim sosyal ihtiyaçlarımızı doyurmuyor orta sınıf olmaya çalışan bir çift için bu para.

    bunu anlatmaya çalışıyorum sayın amına koduklarım.