avukatlık mesleğinin insana kattıkları

  • 4 yılın sonunda geldiğim noktayı kendi adıma söyleyeyim;

    *artık pek kimseye güvenmiyorum.
    *her şeyden şüphe ediyorum.
    *korkuyorum. kendi adıma olandan çok kardeşim, annem, babam, sevgilim, arkadaşlarım vd. adına korkuyorum. 16-17 yaşlarında 2-3 çocuk silah çekip 20 yaşındaki bir genci sokak ortasında kurşun yağmuruna tutuyorsa, 12-14 yaş aralığındaki erkek çocuklar, oyun arkadaşları tarafından apartman girişinde tecavüze uğruyorsa, en ufak bir laf veya sözlü münakaşa üzerine ölümden dönebiliyorsa insan, gel de korkma kardeşim. kimde bıçak var, kimde silah var, kim arkanı döndüğünde sana yapıştıracak... o bilinmezliği biliyor olmak korkutuyor.
    *evden çıkarken kapının önüne dağınık şekilde eski ayakkabılar koyuyorum. (hırsız ssç'lerden öğrendim)
    *hukuka inanmıyorum. kanunlar saçma geliyor. yargı bence bitmiş durumda. hatta adalet duygum neredeyse sıfırlandı! hukukun olmadığı bir toplumun herkes için daha iyi olabileceğini bile düşündüm bir ara.
    *avukatların yüzde 90'ının salak (evet, bildiğin salak) olduğunu düşünüyorum.
    *saçta beyaz sayısı yüzde 100 arttı, dökülme kim bilir ne derecede.
    *sağ ayak kas yırtılması, menisküs bilmem ne, sol ona yakın. birkaç seneye kalmaz yürüyemez duruma gelirim. gözler desen pert gibi duruyor. doktora gitsem bel fıtığından, kolesterole, strese bağlı daha bilmem kaç tane hastalığa yakalandığımı söyler. oysa daha 30 olmadım ben.
    *hani gazetelerde haber yaparlar ya günde 5-6 saatten fazla telefonla konuşmak tehlikeli, vs. diye. sonra okurken dersin ya, ulan zaten kim o kadar konuşuyor telefonla. hah işte o benim galiba.
    *okul bittikten sonra 20 kilodan fazla almışım. sportif değildim zaten de gittikçe şişiyorum sanırım.
    *artık ofiste içki de içmeye başladım. çok sürmez birkaç seneye bir kliniğe yatarım diye umuyorum. belki o zaman kafayı dinlerim.
    *avukat olarak ölmek istemiyorum. şu an geleceğimle ilgili tek beklentim sadece bu.

    özetle, maddi veya manevi getirisinden ya da mevcut halimden yana değil de daha çok benim kendi beklentimle ilgili sanırım.