avrupa tuvalet adabını bile bizden öğrendi

  • recep tayyip erdoğan üniversitesi tarih bölümü öğretim üyesi yrd.doç.dr. hikmet taşdemir'in iddiası. yaptığı geniş çaplı araştırmada taşdemir şok eden gerçeklerle yüzleştiriyor bizleri:

    "tuvalet adabı konusunda ecdadımızın gösterdiği özen göktürkler dönemine dayanıyor, göktürk hükümdarı timur'u ziyaret eden macar kralı 1. puskas anılarında, tuvalet ihtiyacını mutfak masası yerine tovolat denilen çukurlarda gideren türklere duyduğu hayranlığı anlatıyor. sonradan müslüman olup amr bin nas ismini alan kral puskas ne kadar arzu ettiyse de gerek dönemin hristiyan din adamlarının baskısı, gerekse avrupa insanının pis karakteri nedeniyle tuvaleti o dönemde kabul ettiremiştir avrupa'ya. seneler boyu tuvalet ihtiyaçlarını ev içinde buldukları yere yapan avrupalıların biraz insan olmaları ancak sokollu mehmet paşa'nın 1573 senesinde inebahtı savaşının hemen ardından venedik elçisi pippo franco'ya verdiği ayardan sonra gerçekleşecekti.

    inebahtı savaşı bitmiş, sokollu ve sultan selim ateşkes antlaşmasının imzalanması için venedik elçisi'ni bekliyorlardı:

    sokollu- sultanım yanlış olmasın, şöyle diyeceksiniz"inebahtı'da siz bizim sakalımızı kestiniz ama kıbrıs'ta biz sizin kolunuzu kestik"
    selim-bence götünüzü kestik diyelim. daha etkili olur.
    sokollu-yok bu sözler tarihe geçecek torunlarımıza ayıp olur, lütfen karıştırmayalım, onlar sakal biz kol ok?
    selim- hakikaten tarihe mi geçecek? heyecana duhul oldum imdi. keşke demeyeydin bunu lala.
    kapı açıldı, içeri giren kazaskerdi.
    -venedik elçisi huzurunuza gelmek ister sultanım.
    selim-gelsin, zaten onlar bizim inebahtı'da sak..
    sokollu-hop hop, bunu elçinin kendisine söyleyelim haşmetlim , çağır gelsin kazasker oğlum.

    venedik elçisi kazaskerin boynuna dil atarak içeri girdi. diğer tüm batılılar gibi gay ve pisti.
    elçi-merebalaaar:)), ay çok yoruldum ayol, ta venedikten buraya gondolla anca gelebildik,:) yakışıklı kralımız 2.piero'nun çok çok selami var, benim için öp dedi hepnızı:p
    selim-siz inebahtı'da bizim sakalımızı kes..
    elçi- ay dur kız çok sıkıştım, dur şu odanın ortasına bir işeyeyim rahatça, bizde adet budur.

    odadakiler şok olmuştu. böyle bir şey kabul edilemezdi.

    sokollu-nasıl yav? kazasker, kapıkulu, yeniçeri derhal tutun şu densizi!

    elçi şaşkın sordu;
    "nooldu ayol ?"
    sokollu - mahlukat-ı yaradan insan-ı kamil'in şerefiyetine necar ı cehaz getirmekten utanmaz mısın bre mel un!, odanın ortasına işemek de nesi? tiz bunu tuvalete götürün, insanlık, adab nedir öğrensin!

    elçi yaptığı hatanın farkına geç de olsa varmış, başını uyluk kemiğine yaslayarak sessizce ağlamaya başlamıştı. tam o sırada sultan selim yavaşça kulağına eğilip
    "bu arada siz inebolu'da kulağımızı keserek bizi kıbrıs'tan.."

    sokollu müdehale etti:

    "amaaan be sultanım siz de...çekilin ben söyleyeyim bari
    "ey elçi iyi dinle, inebahtı'da siz bizim sakalımızı kestiniz ama kıbrıs'ta biz sizin kolunuzu kestik"

    elçi artık bu ikinci ayara da dayanamayıp, yüzüğünde gizlediği hıv virüsünü (o zaman ki adı ile bela-ül aydis) içerek intihar etti. sokollu naaşının yanında iki adet alaturka tuvalet ve taharet musluğunu hediye olarak venedik kralına gönderdi. musluğun çeşitli sebeplerden krala ulaşmadığından bazı batılı kaynaklarda bahsediliyor."

    medeniyyet:tek disli canavar- sf 32, hikmet taşdemir, bestepe yayınevi,2009