avcılık

  • en sevdigim komsum paul isminde 45-50 yaslarinda sari biyikli bir amca. eleman nike'in beaverton'daki ofisinde senior ar-ge'ci muhendis olarak calisiyor, arka bahcesinde organik tarimla ugrasiyor, evinin catisinda gunes enerjisi sistemi var ve ise tesla model s marka arabasiyla gidip geliyor. herhangi bir gun sabah 6'da kendisini evin arkasindaki ormanlik alanda jogging yaparken gorebilirsiniz ve "ne o, dizayn ettigin ayakkabiyi mi test ediyorsun" diye takilabilirsiniz.

    kendisi hayatimda gordugum en cevreci insanlardan biri diyebilirim. birkac ay once aksam saatlerinde kapim calindi ve karsimda paul'u gordum. elinde buyukce bir paket vardi ve sakayla karisik "bana hediye mi getirdin" deyince "bugun ava ciktim da bir geyik vurdum. etlerin bir kismini kendime ayirdim, bir kismini evsiz siginma evine bagisladim, biraz da sana getireyim dedim" seklinde cevap verdi. bunu duyunca cok sasirdim ve neden durup dururken masum bir hayvanin hayatina kiydigini sordum.

    bana "sana 2 hayvanin hikayesini anlatayim" dedi (a tale of two animals). daha sonra devam etti: "bu hayvanlardan biri senin buzdolabindaki inek ve kendisi endustriyel bir ciftlikte dogdu, dogar dogmaz annesinden ayrildi, sonra citlerle kapli bir yerde yuzlerce hayvanla sikis tepis yasadi ve hizlica sismanlasin diye kendisine surekli hormon basildi ve kisa zamanda obezite basta olmak uzere bir cok saglik sorunuyla bogusmaya basladi. belli bir kiloya ulasinca da mezbahaya gonderilip once diger arkadaslarinin katledilmesini izledi, sonra da kendisi oldukca kanli bir sekilde katledildi. hayatinin ilk dakikasindan son dakikasina kadar sirf bazi sirketler karina kar katsin diye iskence cekti."

    ve yine devam etti: "bugun vurdugum geyige gelince ormanda dogdu, ailesiyle ve arkadaslariyla ozgurce yasadi ve mutlu bir yasanti surdu. en sonunda nereden geldigini gormedigi bir mermiye yenik dustu ama omrunun son 5-6 saniyesi haric hic aci duymadi ve hayattan zevk aldi. vucuduna ne hormon enjekte edildi, ne hapis hayati yasadi, ne iskence cekti."

    ikna olmus gibiydim ama dayanamadim ve "peki zevk icin savunmasiz hayvanlari vurmak ne kadar dogru?" seklinde bir soru yonelttim. o da "eskiden dedemle babam ormanda avcilik yapardi. ben de kucuklugumden beri bu isin icindeyim. bugune kadar zevk icin avcilik yapan kimseyi gormedim. bazi simarik zenginler afrika'ya gidip aslan avlamaya calisiyor ama bu bolgede avlanilan hayvanlarin tamami avcilar tarafindan yeniyor veya evsiz siginma yerlerine bagislaniyor" seklinde cevapladi.

    biraz arastirma yaptim ve etrafta avcilik yapan baskalariyla da konustum. avcilar icinde sirf zevk icin hayvan oldurup buna "spor" diyen insanlar %1'lik kesimde. cogunun evinde buyuk derin dondurucu var ve avlandiklari hayvanlari orada birakmiyorlar. en son buldugum istatistiklere gore sirf 2010 yilinda abd'deki avcilarin bagisladigi etlerle evsizlerin toplamda 11 milyon porsiyon et yemesi saglanmis. ustelik burada bahsedilen hormonlu hastalikli etler degil buyuk olcude organik ve citlerin arasinda sikisip kalmak yerine ormanda rahatca kosabildigi icin saglikli olan hayvanlara ait etler.

    herseye ragmen vejeteryan olan biri cikip da avcilari etleri icin hayvan oldurdukleri icin elestirirse en azindan bunda biraz tutarlilik var ama marketten veya kasaptan endustriyel mezbahalardan cikan etleri alip beslenme amacli avciliga vahset demek ironik kaciyor. marketlerde satilan etlerin ne sartlarda uretilip piyasaya suruldugunu gormek isteyen google'da ufak bir arama yapabilir. biz marketten aldigimiz etin nasil o hale geldigini gormedigimiz icin vicdanimizi rahat tutuyoruz, hatta cogu zaman bunu gormek bile istemiyoruz. zaten bu yuzden bazilari "bugun avlanmaya gerek yok her turlu et markette mevcut" diyorlar. tamam her turlu et markette mevcut da o etler uretilirken hayvanlara yapilan eziyetleri gormedigimiz icin yok mu sayacagiz?

    bu arada insanlar balik tutmaya da cogu zaman laf etmiyorlar ama konu kara hayvanlarinin avlanmasi olunca aninda "vahset" deniyor. konu ceylanlarin, geyiklerin sirin olmasiysa kuzular ve koyunlar da gayet sirin ama kimse onlarin kesilip yenmesine laf etmiyor. zaten yukarda bahsettigim gibi mevzu hayvanin kesilip yenmesi degil, dogdugu andan oldugu ana kadar surekli hapis hayati yasamasi, sagliksiz sartlarda buyumesi ve surekli eziyet cekmesi. bu acidan avcilik daha insancil geliyor.

    avciliga "spor" denmesinin sebebi hayvani vururken yapilan "nisan al, ates et" eylemi degil. ortalama bir avci avini bulana kadar cogu zaman ormanda saatlerce yuruyor, kosuyor, tirmaniyor ve butun bu hareketlere "spor" deniyor. hayvani vurma anina spor demek ne kadar dogrudur bilmiyorum. bir de "savunmasiz bir hayvana silahla saldiriliyor, esit sartlarda avlanilmiyor" denmis. mezbahalarda kesilen hayvanlara kacma sansi veya dovusme sansi veriliyor mu? onlar esit sartlar altinda mi kesiliyor?

    son olarak not geceyim, avcilik yapmiyorum ve cogu kisi gibi ben de marketten et aliyorum ama kimseyi avcilik yaparak eve et getiriyor diye suclayamam.