ateizm ve ensestlik

  • bu konuya dair daha önce yazdığım ancak sözlük müslimlerinden utanmadan kendini rezil edecek kadar küçülerek açık seçik saçmalamak dışında bir cevap alamadığım yazım:

    ensest'in ahlaksallığı konusu hristiyan yaratılışçıların "ahlakın temelinde din olmazsa ahlak çöker" önermelerinde kullandıkları başlıca argümanıdır ki müslümanlar okuma yazma öğrenmeye başlayınca onlara da geçmiş.

    kitaplarında "ensest serbesttir" yazsa burada gelip ensest savunması yapacak arkadaşlar ensestin ahlaksallığı sorununun tanrının varlığına büyük bir delil olduğunu iddia ediyorlar. oysa biz ensestin ahlaksallığında yetkinin doğada ve doğanın oluşturduğu insan güdülerinde olduğunu düşünüyoruz. çünkü insan ahlakını oluşturan doğadır. çünkü insanlar sosyal canlılardır ve sosyal canlılar varoluşları gereği belirli normlar oluştururlar. mesela aslanlar da sosyal canlılardır ve onların sosyal normları insanlarınkinden bambaşkadır. ya da filler de sosyal canlılardır ve onların sosyal normları da apayrıdır. bu sosyal normlar doğanın -yani doğanın ardındaki iradenin- (ki buna şopenhaur "kör irade" derdi) eseridir. o kör iradenin tanrı olduğu iddiası sadece bir tezdir: doğrulanamaz, yanlışlanamaz çünkü bilimsel değildir. doğada bazı hayvanlar arasında ensest mevcutken ve hatta kendi kendini dölleyen hayvanlar bile varken bazılarında da ensest hiç yoktur. mesela lemurlar ve sırtlanlar ensestten şiddetle kaçınırken hamamböceklerinde ensest mevcuttur. ensestin fenalığı eğer mutlak bir tanrının en ahlaklı kurallarından biri olsaydı bu farazi tanrı muhtemelen bazı canlıları ensestçi yaratmazdı. islam ve muhammed sağolsun türk insanı da yarı-ensest (kuzenle evlenme) ahlakını edinmişlerdir mesela. türkiye'nin yüzde 22'si hala akrabası ile evleniyor. muhammed yarı-ensesti helal kıldı diye bunu uygulayanlar tam ensesti helal kılsa uygulmazdık diyorlar. kazakistan'da kazak toplumunda 7 tane klan var mesela ve hiçbir klan kendi klanından bir karşıcins ile evlenmez (modernitenin getirdiği istisnalar olabilir). hatta kazaklar arasında kendi klanından biri ile evlenenlerin çocuklarının kuyruklu doğacağına dair anlatılar mevcuttur. türk insanına kuzenle yarı-ensesti islam bulaştırmıştır. bir de ensest üzerinden islamcılık yapıyor bu suçu hala savunanlar.

    ensestin dinler sayesinde toplumda kötü bir fiil olarak görüldüğü ve insanlığın bu yüzden dinlere şükretmesi gerektiğini ve hatta dinsizlerin, ateistlerin bile dinlere mesela muhammed'e şükretmesi gerektiğini düşünüyor arkadaş. kısmen olabilir, mümkündür. ancak bunun hakikat olduğunu göstermek için: dinlerden önce insanın enseste bakış açısı neydi? insan doğası zaten dinler olsa da olmasa da ensesti içgüdüsel olarak "kötü fiil", "ayıp", "fenalık", "sapıklık" kılmış mıydı? sorularını cevaplamak gerekir.

    bugün dünyada hakim olan ibrahimi dinlerden önce insanlar gerçekten ensesti ahlaksal olarak sorunsuz mu görüyorlardı?

    eğer öyleyse ensestin bu dinlerden önce insanlarda zaten var olan bir tür kötü fiil olduğunu; ve hatta dinlerin insanın doğasından kaynaklanan bu sistemi yazıya döken bir takım insan ürünü metinler olduğunu düşünebiliriz.

    ancak burada şöyle bir sorun ortaya çıkıyor:

    *müslüman diyor ki: dinlerden önce diye bir tarih yok, ilk insan adem ve ademden beri gelen tek din islamdır.
    *hristiyan diyor ki: dinlerden önce diye bir tarih yok, ilk insan adem ve ademden beri gelen tek din iseviliktir.
    *yahudi diyor ki: dinlerden önce diye bir tarih yok ve bütün tarihin tek dini yahudiliktir.
    *budiste göre dünyanın bir başlangıcı mevcut değil sonu da yok, her şeyi yaratan biri olmadığı gibi herkes tanrı olabilir ve budizmde de ensest yasak.
    *hindu'ya göre evrenin varoluşunda hiçlikten ve yokluktan gelen yılanlı kobralı mitolojik hikayeler var. ensest bunda da yasak.

    bu bilgilerden sonra eğer bir müslümanın kafa yapısı ile bakacaksak bu kez şöyle bir soru çıkıyor ortaya ve bu soruyu aşmadan ensestin -tıpkı sırtlanın tabiatı gereği ensestten kaçınması gibi insan'ın da kendi doğası gereği kaçındığı- anaolojisini oturtamıyoruz:

    ademden beri tek gerçek din müslümanlık ise tarihin en dibinden elimize ulaşan en eski metinlerin islamı belli açılardan doğrulaması, antik kalıntıların islam teorisinin en azından bir kısmına uygun olması gerekir. elbette arkadaş sünni islam teorisine inandığı için burada sünni islam paradigmasını referans alacağız. yani camii benzeri mabed, namaz, alkol yasağı, çıplaklık yasağı, tesettür, her kavme peygamber (124 bin veya 224 bin civarı), şeriat, fıkıh, tek tanrı, allah kelimesi, peygamberlik makamı, ahiret inancı, kutsal kitap, cennet anlatısı gibi kavramların tarih boyunca tüm toplumlarda var olması gerekir. isterse bu toplumların bir çoğu "tarih boyunca var olmuş o tek din olan islamı" hep reddetmiş, değiştirmiş ya da bozmuş olsun bir şeyler tanıdık olmalı. mesela aborjin dini ile islam arasında bir bağlantı olmalı ya da hinduizm ile islam arasında olmalı. ki bu sayede hinduizm aslında islamın bozulmuş bir versiyonuna benzesin. gerçekten böyle midir?

    mesela aborjinlerin mitolojisine bakarız: kutsal bir kitabın varlığına dair tek bir emare yok. sözlü yolla nesilden nesile anlatım var. çıplaklık serbest. atalarının göç hikayelerini falan anlatıyorlar. insan merkezli bir inanç yerine doğa merkezli bir inanç var. islamla uzaktan yakından ilişkisi yok. avustralya'da keşfedilmiş bir tane bile mabed yok, namaza, oruca dair hiçbir belirti yok, peygamber geldiğine dair hiç bir belirti yok, zina sebest, dans serbest. muhammed ile hiç bir alakaları yok. buraya muhammed'in allahının peygamberler gönderdiği ama aborjinlerin sapkınlık yaparak gelen peygamberlerin dinlerini değiştirdiği gibi iddialar komiğin de ötesinde sadece.

    mesela eskimolara bakıyoruz: islamın bel kemiği olan "namus" o kadar yok ki eskimolar hristiyanlığa geçirtilene kadar yabancılarla karılarının yatmalarından hoşnutluk duymaları gibi adetleri vardı. eskimo dininde öte dünya inancı yok, cennet yok cehennem yok, mabed yok, tek tanrı yok, dans var seks var; kurana, allaha, muhammede muhalif ne kadar kavram varsa tümü mevcut eskimolarda. acaba sünni islamın "her kavme peygamber gönderildi" iddiası eskimoları kapsamıyor mu? kapsıyorsa hani nerede? bir din bu kadar mı tahrif edilebilir? bir cuma namazı kılsaydılar bari!

    mesela hristiyanlara bakıyoruz: alkol serbest. hatta efkaristiya ile alkol içmek ibadet. zaten sünni islama göre muhammed'in alkolü kademeli olarak yasakladığı iddiası da kendi içinde tutarsız. madem tek bir din var ve bütün insanlık tarihi bu dine inanmakla mükellefti, muhammed yasaklayana kadar neden dünyanın hiçbir yerinde alkol yasak değildi? haydi diyelim ki hristiyanlar isanın orijinal dinini tahrif ettiler, tam o tahrif edilen güne gidiyoruz: alkol bir gün yasak bir gün serbest. böyle bir tarih anlatısı mı olur? bu değişikliğe neden birileri tarafından itirazlar edilmemiş, külliyatlar düzülmemiş? kimse umursamadı mı "islamın gerçek hristiyanlıkta haram olması gereken şarabın bir gecede serbest bırakılmasını?" müslimlerde de kaynak sadece taberi ve tabakat bu arada: bu kitaplardaki metinlerin yarısı zaten insan aklıyla dalga geçer. sünni islamın kendi dar tarih anlayışı bu. oysa hristiyanlık tarihi bambaşka şeyler anlatıyor. elbette alkolün zararlarına ve içilmemesi gerektiğine dair fikir beyan eden isevi azizler olmuş ancak hiç bir zamanda 2. yüzyıl, 3. yüzyıl, 4. yüzyıl vs. alkol toplumsal bazda yasaklanmamış. romalılar hristiyanlığa geçerken alkolün yasak olduğuna dair tartışmalar yapmamış. neden? çünkü sünni islamın hristiyanlık tarih anlatısının "hristiyanlık tahrif oldu" nassından başka dayanağı yok. sünni islam bir kez olsun açıp roma kroniklerini incelemeden bu hükme varıyor ve bunu en mutlak gerçek bilgi sayarak bütün görüşlerini bu çürük temel üzerine inşaa ediyorlar.

    kore şamanizminde tanrılara meyve sunma ayini var, yine dans ve müzik var. konfüçyüsçülükte öte dünya diye bir yer yok. çok tanrı var. orta asya şamanizminde de tek tanrı diye bir şey yok, onlarcası var. afrika inançları apayrı bir hikaye: dans, çıplaklık, seks islama ters düşen ne ararsan mevcut. haiti mitolojisi yine aynı islamla uzaktan yakından ilgili değil: şarkı, müzik, dans ve çıplaklık. mezoamerika dinleri daha beter insanların ağaç insanlardan geldiğini düşünüyorlar. dünyada binlerce tür inanç var. afrikada, amerikada, asyada, okyanus adalarında her kabile farklı ruhların farklı ayinlerin farklı hikayelerin tesirinde.

    arkadaş madem senin allahın bütün dünyaya binlerce peygamber gönderdi ve bütün bir tarih boyunca tek bir din gönderdi: o dinde mahrem var, içki yasak, mabed var, secde var, kitap var...

    hani nerede? neden emarelerini göremiyoruz orta doğu hariç hiçbir yerde?

    işte bu soruya sallamasyonlardan başka cevaplar verilemediği için biz islamın muhammedle ve hatta muhtemelen sistemli olarak muhammedden çok daha sonra başladığını ve islamdan önce yaşayan insanların enseste doğa temelli güdüleri gereği karşı olduğunu düşünüyoruz. çünkü "doğada her hayvanda ensest var" diye genel bir kaide yok hatta ensest doğada yaygın bile değil ve insanın da enseste güdüsel olarak karşı olan o hayvanlardan sadece bir tanesi olduğu iddiası, bir arap köyünde ümmi bir adamın çıktığı ve bütün dünyaya ahlak öğrettiği iddiasından daha tutarlı, daha ikna edici.

    arkadaşın "hırsızın eli kesilmeli", "sevişen gençlere 100 sopa vurulmalı", "dinden çıkan öldürülmeli", "köşede kendi halinde şarap içen adamın şarap küpü kırılmalı" gibi akıl almaz derecede barbarca nizamlara iman ediyor oluşunun tek gerekçesi dünyada birilerinin çıkıp da big bang'den öncesini açıklayamamış olmasıymış.

    "hadi big bang'e kadar olup biteni abiyogenez ve evrimle açıkladınız diyelim de big bang'den önce ne vardı?" sorusundan aldığı güçle önce tanrı diye biri olduğuna, sonra o tanrının muhemmed'in tanrısı olduğuna, sonra muhammedi en iyi imam-ı azam'ın anladığına ve en son da hangi cemaatte ise imamı azamı en iyi anlatanın o cemaat olduğuna iman ediyor.

    neden?

    çünkü bu 10 yaşındayken babası bunu elinden tutup o cemaate kayıt ettirmeye götürdü, bir kaynaktan din öğrendi, bu din öğretilirken " dini terketmek yasak yoksa cehennemde yanarsın" dendi.

    başka hiçbir açıklaması yok bunun.

    bing bang'den önce ne vardı bilmiyorum, sense biliyorum deyip işkembeden bir masal uyduruyorsun: haydi biliyorsan ispatla. bilmiyorsun inanıyorsun sadece. sen bilmediğini açıklayamayacak korkakken ben bunu ifade edecek kadar dürüstüm. big bang'den sonrası için en makul teoriler abiyogenez ve evrimsel literatüre ait ama körü körüne de bağlı değilim bunlara ve evet bir insanın sırf hırsızlık yaptı diye elinin kesilmesi gerektiğine inanmak, bir insanın sırf dinden döndü diye öldürülmesi gerektiğine inanmak, bir insanın sırf alkol alıyor diye dövülmesi gerektiğine inanmak, bir insan sevişiyor diye 100 değnek vurulması gerektiğine inanmak (bu kuralın bizzat kendisi saçma hatta en hafif tabirle o. çocukluğu, sanane lan kimle sevişirsem? z*kerimin bekçisi misin? bu ilkenin uygulamasının zor olmasının ilkenin kendisi ile alakası nedir?) bana göre dünyanın en saçma sapan kuralları.

    sen hırsızlık yapanın elinin kesilmesi ve dinini değiştirenin öldürülmesi gerektiği görüşünü ahlaklı ve erdemli hareketler sayarak big bang öncesinin de bunların yazılı olduğu bir takım tarihsel kaynaklara göre belirlenmesini uygun buluyorsun, öyle inanıyorsun, 6 günde/devirde yaratıldı önce dünya yaratıldı sonra uzay ona çatı olarak yaratıldı falan (uzay direksiz duruyor işte ayetteki gibi nasıl inanmazsın?). adamın bütün hayatını uğruna adadığı ve ona göre kendini şekillendirdiği, kısıtladığı öğretilere bak. muazzam. priapos akıl fikir versin.

    tartışmanın geçtiği yer: (bkz: ateizm/@skocax)

    bu yazıya bu başlığı açan kişi tarafından verilen cevap şuydu: "hayır aborjin dini islama çok benziyor!"
    buna inanarak ve bütün hayatını bu bilgiyi kesin sayarak şekillendiren birinin yaşadığı depresyonları siz hayal edin. üzerine çok gitmeyin, yazık o da insan.

  • din yasaklamasa anasına bacısına sarkacak insanların arada ilişki kurmaya çalıştığı ikili.

    ateizmin kardeşle sevişmesini engelleyen şey neymiş diye soruyor bir de.

    cevap veriyorum: vicdan, beyin, mide.

    çoğu sizde yok biliyoruz.