asla iyileşmeyecek çocukluk yaraları

  • eğitimli bir anne ve eğitimli bir babanın evladı olarak, 3 yıldan hariç hiçbir zaman bir arada göremedim. sorumsuz ve evine uğramak istemeyen bir babanın evladıydım. beni dedemlere attılar ve hayat 6 yaşımdayken başladı bana.

    dedemlere gelen halalarım, amcalarım hiçbir zaman "yeğen" muamelesi yapmadılar amk. çocuklarından yediğim dayaklar ve beni sağa sola yollamaları. korktukları yerlere beni kobay olarak göndermeleri. üstelik ninem ve dedemden yediğim dayakları saymıyorum. hiç suçum yok çocukluk aklıyla yaramazlık yapıyorduk işte. bayramlarda kuzenlerime harçlıklar kıyafetler alınırken ben o siktiğimin evinde bir köşede gıptayla bakardım. ne annem ne babam yanımda olmadı. hatırlarım, o kuzenlerim bana piç muamelesi yaparlardı. bazen şefkat gösterdiklerinde gözlerinin içine bakardım. o evde sağolsun bir yengem bana merhamet gösterdi. gizli gizli beni okula filan götürür, kırtasiye malzemelerimi alırdı. kimsenin umrunda değildim. zaten annemle babamı unutmuştum, umudumu kesmiştim. ağlar dururdum. ne lanet günlerdi lan hatırlarım, hemde her gün. hiç unutmam bir kere dondurma aldı dedem torunlarına, bana kalmadı. sonra bana 3 kuruş verdi git sende al diye, öyle meybuz gibi birşey geldi o paraya, gittim ondan aldım. malesef benimle aynı kaderi paylaşan bir sürü kişi vardır.

    neyse okulda başarılı öğrenciydim de kurtuldum hepsinden.üniversiteyi kazanır kazanmaz, istanbulu kazandım ve istanbulda tahsilimi tamamladım sonra ankarada devam ettim derken öyle hepsinden koptum gittim. annem hariç hiçbirine uğramam, yıllardır da babamı görmem. nefret bile etmiyorum, en son amcam mı ne hastanelik olmuştu, istanbuldaydı beni aramışlardı gel diye gitmedim.

  • 1 liram olmadığı için sınıfça gidilen pikniğe katılamamıştım ben, hem de tek ben kaldım koca sınıfta. dünyanın en eğlenceli pikniğiydi benim gidemediğim o piknik. hayatımda hiçbir piknikten tat alamadım bu yüzden. bazen arkadaşlarla mangal yaparız kırda, bayırda ya da dere kenarında, yanına da rakı açarız. ben sık sık uzaklara dalarım istemsizce. arkadaşlar "ne oldu, yine daldın" dediklerinde ise derinden bir "hiçççç" der ve eklerim; "şarkı dokandı."

    kimse bilmez içimdeki bu piknik yarasını. bak yine şarkı dokandı.

  • ortaokul ikinci sınıfta ingilizce dersindeyiz. bizim durumumuz çok kötü değildi ama o zamanlar babam işsizdi. velhasılı zaten çok da süslü bir çocuk olmadığımdan çorabın lastiğinden bir toka yapmış annem ben de takmışım. hocamız tokamı gördü, kafandaki ne dedi toka dedim. neyden yaptın dedi çoraptan dedim. çıkarttırdı bana tokayı tüm sınıfın önünde tutup güldü. çok içime oturmuştu. sanırım şimdiki cicili bicili tokaları sevmem -yaşıma rağmen- buradan geliyor.

  • sol elle yazı yazdığım için sürekli dayak yediğim ilk okul öğretmenim. kadın döve döve beni sağlak yaptı.

    `yeri gelmişken senin taaaaaa .mına .oyayım .mına .oyduğumun .rospusu. senin ta 7 ceddini, sülaleni, evde kaşık tutanlarını .ikeyim .iktiğimin yellozu`

    ohh rahatladım.