askerlikte ilk gece

  • 5 sene üniversite sefilliği, 2 sene şantiyelerde rezillik üstüne, askeriye bana gayet ekmek elden su gölden gelmişti.

  • 30 yaşında meslek kurası ile askere gitmiştim. benim gibi dede yaşındaki tüm askerleri toplamışlar. bir doçent vardı yatakhanede, hakim, savcı, kaymakam, bir sürü doktoralı akademisyen, üst mertebelerden bürokrat, kendi yazılım firması olan bilişimci, yayınlanmış bir kaç kitabı olan sosyolog acayip bir dönemdi. henüz paralı askerlik yoktu o zamanlar. ilk gece hepimiz birbirimizin özgeçmişini dinleyip nasıl bir yere geldiğimize şaşakalmıştık. bazı geceler kurmay olan nöbetçi binbaşılar, yarbaylar odaya gelip memleket meseleleri tarih, hukuk gibi konularda bizlerle sohbet ederlerdi. yüksek lisans yapan bir yüzbaşı vardı fikir almak için sık sık odaya gelirdi. hayatımda aynı yerde toplanmış bu kadar kalifiye adamı bir arada görmemiştim. ufkumu açan sohbetler olmuştu. komutanlar özgeçmişlerimizi biliyor olsa gerek çok medeni ve saygı ile davranırlardı bize. bu türden adamların sırtında yükseliyor memleket aslında. onları tanımak beni çok gururlandırmıştı. şimdi kim bilir nerelerdedirler. inşallah memleketten umudu kesip gitmemişlerdir.

  • bazı entrylerde de yazıldığı gibi, eğer başka insanlarla beraber yaşamaya biraz olsun aşinaysanız ve evde gölge fesleğeni gibi büyümediyseniz ilk gece bir şekilde geçer. çok da zor değil. yeni bir ortama girmenin hengamesine kaptırıyor kendini insan.

    esas zor olan askerliğin ortalarındaki geceler. 80 günün kalmış, 3-6 nöbetin var. kafa dengi insanlara hasret kalmışsın. ve uyumaya çalışıyorsun.

  • benim hissettiğim tek şey, horlama korkusu olmuştu. ulan inşallah horlamam da bu adamlar rahat uyur diye uykuya dalmıştım.

    gözümü kapattıktan yarım saat sonra, karşı ranzanın üstünde yatan arkadaşın çığlığı ile uyandım. ranzadan pencereye uzanmış, "orospu çocuğuyum atıcam lan kendimi" diye isyan ediyordu.

    ertesi gün tüm koğuş kulak tıkacı almak için alay kantinine gitmişti. nedense ben de ben de onlarla beraber gidip kulak tıkacı almıştım. önceki gece az kalsın kendini pencereden atacak olan arkadaş beni kasada görünce aynen şu şekilde isyan etmişti, "ulan siken sensin, bırak da doğum kontrol hapını biz alalım !"

    o isyandan sonra vücudum nasıl tepki verdiyse daha da horlamadım. hatta diğerleri horlamaya başladı. ilerleyen günlerin yorgunlugu ile, arkamdaki ranzada yatan arkadaş çılgın atmaya başlamıştı. onun horlaması bana huzur veriyordu. çünkü artık tepki odağı ben olmayacaktım :))

  • (bkz: huzur)
    kendi kendinize kalıp, düşünebileceğiniz, vaktinizi geçirebileceğiniz ve kendinizi gerçekten tanımaya başlayacağınız ilk gecedir.

    ne yapmanız gerekeceğini düşünmenize zerre kadar "gerek" yoktur keza birileri sizin için düşünmüştür.

    siz sadece kendinizi dinleyecek ve tanıyacaksınız.

  • hep şöyle derler; ilk gün uyuyamazsın, üç dört gün sıçamazsın, bir hafta da 31 çekemezsin diye. valla ilk gün yol yorgunluğundan akşam dokuz gibi bebekler gibi uyudum, sabah kalktım kahvaltıdan sonra bi güzel sıçtım ve akşama da gazinodaki gazeteden arakladığım jennifer lopez poposuna bakarak çavuşu tokatladım. sonra çavuş şaşkın gözlerle bana bakıp "napıyon lan amına kodumun manyağı" deyince yanlış çavuşu tokatladığımı anladım. acemi erim sonuçta ilk günden olur öyle şeyler.