asker cenazelerinde artık segah tekbiri çalınacak

  • o madalyonun birkaç yüzü var. işin içinden çıkmak o kadar da kolay değil.

    öncelikle şehadet nedir?

    a- kelime anlamıyla bir ülkü uğruna canını feda etmek. (bkz: martyrdom)
    b- islam sünni anlayışıyla allah yolunda can vermek (mesela bazı ilk müslümanlar, sümeyye - yasir vs)
    c- daha geniş anlamda islam'ı yaymak için savaşarak ölmek (bir ucu bedir - uhud diğer ucu cihad kültürü)

    türk silahlı kuvvetleri açısından şehitlerimiz bu grupların hangisine giriyor dersiniz?

    evet türk askeri kültüründe akıncılık uzun süre kullanımda kalmış bir ekoldür. düşmanın komşunun toprağına müslüman olmadığı müddetçe akın yap, yaşarsan devam. ölürsen düşman genelde "gavur" olduğundan işin ucunda şehadet var. kitapta cennetin açıkça müjdelendiği şehit kavramı buradan geliyor.

    akıncılığı bırakıp düzenli batı modeli orduya geçtiğimiz 1820'lerden 1918'e kadar osmanlı ordusunda şehitlik teoride yine yalnız ve yalnız din orjinli gibi görünüyor. vatan uğruna ölmenin de yüceltildiği özellikle 1870 sonrasında epey örnek var ancak şehadet cennete gidilen peygambere orada komşu olunan falan bir kavram. padişah başta olduğu müddetçe şehadetteki islam vurgusu kesinlikle değişmemiştir. buna rağmen osmanlının da hasır altı ettiği bazı konular da yok değil. mesela birinci dünya savaşı tüm cepheler toplamında 215 tabip subay şehit olmuştur. bunların 82'si ise gayrımüslimdir. osmanlı buna rağmen bu subaylara şehit demekten ve yakınlarına şehit hakları sağlamaktan imtina etmemişti. yani son zamanlarında ulus bilincinin de ufaktan konuya duhülü yok değil. böyle bir husus mesela yeniçeri ocağı varken mümkün değildi. zaman geçip gayrımüslümler eşit haklara sahip olunca bu iş biraz değişti. hatta şehit olmak için düşmanla (halifenin düşmanıyla) savaşırken ölme gerekliliği de bir miktar silindi. mesela ertuğrul faciası şehitleri ölürken bir düşmana karşı savaşmıyor da olsalar osmanlı için yine de şehittiler.

    türkiye cumhuriyeti ise asker kökenli bir kuruluma sahip olduğundan 700 yıllık ümmet kökenli bir devleti traşlayıp ulus devlete döndürürken bu daha sonra başlarına çok ekşiyecek küçük ama önemli hususu kodifiye etmiyorlar. bir yerde de edemiyorlar. şehit kavramı ordunun en büyük değerlerinden biri olagelmiş. canını kah halife hazretleri kah vatanı için feda etmiş yüz binlerce genci var ordunun. kimisi cumhuriyetin kuruluşundan sadece beş yıl önce toprağa verilmiş. tsk "bundan sonra şehadet vatan uğruna can veren kimsedir" dese o güne kadar vatan için değil de akıncılıkta cihatta veya ne bileyim viyana önlerinde şehit olmuş yüz binleri artık kendinden saymıyor olacak. onun yerine şehadet vatan ve din uğrundadır dese ee hangi din bu? türk devletinin tanımlanmış bir dini yoktur. türkiye cumhuriyeti laiktir. her dine ve bunların her mensubuna eşit uzaklıktadır. içinde falanca dinin ülkede yüzde şu kadar inananı var diye o dine yakınlık veya uzaklık gösteremez. şehadet kavramı da buna dolayısıyla aykırı olamaz. olmaması lazımdır. onu hiç diyemez.

    bu sürüncemede kalınca sanırım hiçbir şey dememeyi seçtiler. çok yanlış bir karardı ve işte bugün buradayız. az önce sünni islam anlayışındaki şehitlik ile bir ülkü (mesela vatan) uğruna şehitlik arasındaki ayrımın bilincinde olmayan yüzlerce yorum okudum. "vatan için şehitlik olmaz, şüheda arapçadan geliyor islama aittir" diyen bile var. şahitlik - şehitlik - şüheda - aş şahadu kelimelerinin semitik köküne gidersek proto yahudilere de ait çıkabilir çok üzülürsünüz o yüzden hiç gitmeyin bence o taraflara.

    o yüzden artık çok geç de kalınmış olsa bu şehitlik işinin adının bir kere konulması lazım. pkk'ya karşı operasyonda ölenler, trafik kazasında askeri aracı şarampole yuvarlanıp ölenler, izinde ayağı kayıp düşüp ölenler, eğitim birliğinde kaza sonucu ölenler bizim anlayışımıza göre şehittir. çünkü bu insanlar kendi hayatlarını daha yüce bir başka ülkü uğrunda kah savaşırken kah hizmet ederken kaybetmişlerdir. onların bu fedakarlığını hatırlamak ve onurlandırmak bizim için bir ödevdir. onlar ve onlar gibi onbinler yüzbinler ve fedakarlıkları olmasa bu ülkenin neler kayıp edeceğini kimse hesap edemez.

    islam inancında ise bu yukarıdaki örnekler fıkıha göre cennette muhammede komşu olamayacaktır. ölümlerinde islama göre şehadetin gerekleri yerine gelmiş değildir. hatta bu örneklerde neme lazım müslüman olmayanlar bile bulunabilmektedir. ama kimsenin gtü şehit ailesine gidip islama göre sizin oğlan şehit değil çok da sevinmeyin demeyi yemeyeceği için islam uleması bu konuda hep sessizdir. bu ülkenin seküler milliyetçi en üst değerlerinin islamın değerleriyle aynı ismi kullanmasına hiç ses çıkarmazlar. kafayı çevirip başka yöne bakarlar. statüko diyanetin işine yarar. bir de hiç yoktan seküler milliyetçi bir kliğin dinden muaf şehitleri olmasını çekemezler.

    bu bağlamda zaten birbirine girmiş bir şehadet terminolojisi varken chopin cenaze marşıyla ıtri efendi'nin segah tekbirinin karşı karşıya gelmesi bile yüz yıllık bir ihmalden kaynaklanıyor. ıtri efendinin eseri direkt olarak sünni islami bir çağrışım yapıyor ve dolayısıyla şehit törenlerinde onu çalarak şehidin sanki bir cihat şehidiymiş gibi uğurlanması garabetini izliyoruz. acemi birliğinde zehirlenerek ölen ve bu vatanın bir şehidi olan çocuğun segah tekbirle ne alakası var ki? chopin'in eseri ise gayet seküler, dinden imandan bağımsız, acıya ve hüzne odaklanmaya çalışan dünya kültürünün güzide bir eseri. bu topraklara ait olmasa da şehidin islam sancağı altında cihat için değil de vatanı için şehit olması yüzünden gayet iyi bir seçimdi. tüm dünya ordularında çalınması artık içtihat olmuş bu parça yerine yok illa chopin polonyalı diye beğenmiyorsanız, bir türk bestekarın onun yerine tören adımına ve olayın hüznüne uygun bir türk parça bestelemesi çok mu zordu? bu ülkede konservatuar mı yok?

    ama dert o değil tabii. asıl dert ordunun daha da islamlaştırılması. cumhuriyet için canını veren kubilay'ın cihad için ölen kesime çaktırmadan ilave edilmesi. sanki hiç bir şey olmamış türk milleti uyanmamış gibi ışıkları iyice kapamak. ulus devlet hiç olamamış yobaz sürülerin gelecek seçimdeki oylarına bir göz daha kırpmak. peki madem o geri dönüşü olmayan yola giriyorsunuz bari hazır orduyu islamlaştırmışken şehit kimdir neye denir onu da bi yazıverin de yüreği islamdan ziyade vatan için çarpan bizler de ne için ölüyoruz onu bir bilelim artık yav.

  • asker cenazelerinde chopin'in cenaze marşı yerine ıtri'nin segah tekbiri çalınacağını belirten içişleri bakanlığı emri.

    bu şeriatçılıktır. devlet laik olmasa bile her asker cenazesinde tekbir çalınmaz. müslüman olmayan bir sürü türkiye cumhuriyeti yurttaşı var. ulus devlet olmaklığa aykırıdır bu, kaldı ki eşitliğe de aykırı. devlet kendi eliyle bölücülük yapıyor, sorsan herkes vatan haini, herkes bölücü!

    şeriat bir günde mi gelecek sanıyordunuz?

    kaynak