arabamı ne hale getirdi baba ya

  • defalarca sonu ölüm olan kazadan kurtulmuş bir insan olarak olayın şokuyla falan alakası olmadığını düşündüğüm beyan.

    en az iki kere ağır tonajlı araçlara kafa kafaya girecekken kurtulmuş, benim bile hatırlamadığım çıkık bariyer, istinat duvarı gibi vurduğunda kurtulma şansının çok da fazla olmadığı kazaya şahit olmuş biri olarak bu şok değil düpedüz bencilliktir. şok anında bırak bir başka kişiye "arabam ne hale" geldi demeyi iletişim bile kuramazsınız. kurduğunuz iletişimde de sesiniz bu denli yüksek çıkmaz, suçlayarak vicdanınızı rahatlamayı bırak dünyayı gözünüz görmez.

    bize pompalanan "anadolunun güzel insanı" artık çok geride kaldı. anadolunun güzel insanı falan yok artık. olanları da biz göremiyoruz. tarihi kalıntıların ortasına kurulmuş köyler var artık. o köylere girince insanlar siz hoş geldin demek yerine bir şeyler satmaya çalışıyor. bir değil iki değil. en az 10 kere başıma gelmiş olay. defalarca araçta çizik, bir kere de silecekten olduk. arkeolojik kazılara katılanlar bilir, kazı alanlarının yakınında gözleme yapıp 25 liraya satan köylüler var bu ülkede. artık meta, duyguların, ahlakın çok çok önüne geçmiş halde. elde edilenin -haklı veya haksız- bir statü göstergesi olarak görüldüğü yıllardan çok daha ilerisindeyiz. sahip olunan artık bir statü kazandırmıyor, sahip olunan hayatımızı şekillendiriyor. bunun yaşlı kadınla, kazayla falan alakası yok.

    herkes mi böyle? diye düşündüğüm anlarda oluyor. tabii ki değil. dalaman ortaca yolunda yürümekte zorluk çeken bir yavru köpeğe çarpmamak için önce çöp konteynerine sonra da bahçe duvarına çarpan bir komşum vardı. inşaat malzemeleri satan bir depoda çıkış görevlisi.... arabası da eski kasa renolardan. brodway mi spring mi hatırlamıyorum. olay yerine gelen polis bile "keşke çarpsaymışsın" demiş adama. çok kolay, keşke çarpsaymışsın... o arabayı sonra bir daha görmedik.

    son olarak bu tarz olaylarda görüntü üzerinden karakter analizi yapmak ne kadar yanlışsa da genelde bizi doğru sonuca ulaştırıyor. evet yeni neslin bir organı gibi olan cep telefonu, yüksek bel pantolonun arka cebinde... koltuğa o şekilde oturamayacağını düşündüğümüzde bir refleksten çok öte, şok anında çok uzakta arka cebe yine girmiş o telefon. sanki aston martin db5'ın önünde çekilmiş gibi fotoğrafları var hanım kızımızın. hani klasik ve manevi değeri çok yüksek bir araç gibi sanki. olsa ne yazar. belki de annenden büyük bir insana çarpmışsın. yazık.

    son olarak tüm bunlara rağmen bu kızı savunanlara da kızmayın. onlar hiç yoğun bakım kapısının önündeki güvenlik görevlisiyle muhatap olmamış insanlar belli ki. onlar o koridorda ansızın kopan bağrışları bilmeyenler. günlerce haftalarca, hiç tanımadığın insanların dertlerini dinleyerek "daha kötüsü de varmış" diye iç geçirmeyenler.

    al sana ülke gerçeği.

  • senin arabana sokayım ben geri zekalı.
    tanım: hem yayaya çarpıp hem de arabasını düşünen bi .....

    edit: mesaj kutusunun ırzına geçen arkadaşlar, insanlığınızı sorgulayın biraz. o aracın çarptığı kişi ailenizden biri olabilirdi. o an orada olsaydınız böyle bir cümleye ne tepki verirdiniz diye düşünün. olayın şoku diyenler olmuş şoka giren insan "arabamı ne hale getirdi" diye çığırmaz. benimde başımdan geçen kazalar oldu, ilk düşündüğüm şey karşıdaki insanın canıdır! yemişim malını,arabasını.