annenin doğumgünü

  • doğum günlerini aklımda tutmakta en fazla bir japon balığı kadar becerikli olduğumdan utanarak da olsa sevinmiştim galatasaray 16 yıl önce senin doğum gününde uefa kupasını alınca. erkeklerin gereksiz maç hafızası gereği artık unutmayacaktım senin doğum gününü hiç.

    o gün de pasta yemiştik ben maç bitince heyecandan elimdeki pasta tabağını fırlatmıştım, hiç kızmamıştın. sen zaten bana doğru dürüst hiç kızmadın. kızsan belki az daha aklım başımda olurdu ama kızmadın. sınıfta kaldım "olur oğlum sıkma canını" dedin, işsiz kaldım "olsun oğlum bulursun elbet" dedin, sevgilimden ayrıldım "hayırlısı olsun dünyada kız mı bitti be oğlum dedin", millete kızıp kızıp sarhoş oldum "dur kahve yapayım sana" dedin, gecenin bir yarısı eve geldim uykulu gözlerinle kalkıp "aç mısın?" dedin, gece yatmayı bilemeyip sabah kalkmayı bilemeyip uyanamadım emekli halinle sabahın 6.30'unda "oğlum hadi kalk geç kalıyorsun" dedin. her seferinde "anne sabah niye kalkıyorsun?" diye kızmama rağmen her sabah üşenmeden portakal suyu sıktın bana işe gitmeden.

    bugün sen 55 yaşını bitirdin. insana annesi hiç yaşlanmazmış gibi geliyor. yaşlanmaması lazım çünkü. 55 yıllık hayatının neredeyse 30 yılını evi kyk yurduna çevirmeye çalışan 3 adama adayan kadına yaşlanmak yakışmıyor. belki biraz ketum biraz problem çocuk oldum sana hep. belki yıllardır hep aynı boyayla saklamaya çalıştığın beyaz saçlarının bir kısmının sorumlusu benim, belki hayalindeki çocuğun olamadım ama inan sen benim hayalimdeki anne oldun. bu sabah kalkar kalkmaz sana sarıldım, doğum gününü kutladım ama ben pek sevgimi gösteremem yine de. hediye de seçemem ben. zaten benimle yaşadığın bu 30 yılın karşılığı olabilecek bi hediye de yok dünyada. babama yaptığım gibi senin için de 55 fidan diktirdim bugün adına bir de bu yazıyı yazdım belki bir gün okursun diye.

    iyi ki doğdun, iyi ki annem oldun.

    imza: salak oğlun