anayasa mahkemesi

  • 1961 anayasası ile türkiye'ye kazandırılmış önemli bir kurumdur.

    meclisin yaptığı kanunları denetler, bu bakımdan seçimle gelen siyasal partilerin anti-demokratlaşmasına engel olur.

    hükümet, 2010 yılında anayasa mahkemesinin üye sayısını artıran bir kanun paketi çıkardı. böylece mahkemenin üye sayısı artacak, yeni üyeler cumhurbaşkanı ve meclis gibi siyasal otoritenin güdümüyle belirlenecek ve mevcut aritmetik ortalama değişerek mahkeme üzerinde kadrolaşma sağlanmış olacaktı.

    ben, şahsen o oylamada sırf bu madde için hayır oyu verdim. zira adil bir anayasa mahkemesi olmaz ise, o memlekette anti demokratik uygulamalar artar, hukuk askıya alınabilirdi.

    bunu en iyi, 1950 senesinde iktidara gelip 1960'ta darbe ile düşürülen demokrat parti döneminde gördük.

    parti herhangi bir sınırlama olmadığı için her türlü yasayı çıkarmak ve uygulamak gücüne sahipti... peki bu yasaların anayasaya aykırı olup olmadığını kim denetleyecekti? hiç kimse.

    kimse denetlemediği için meclisin parti kapatma yetkisi vardı. meclis üyelerinden oluşan tahkikat komisyonunun matbaa baska, gazete kapatma, parti mallarının hazineye devrine karar verme gibi aşırı yetkileri olabiliyordu.

    tüm bu hukuk dışılık, bir darbe doğurdu ve anayasal düzen değişti.

    peki 1950-1960 döneminde, anayasa mahkemesi olsaydı, yasalar denetlenseydi, darbeye ortam sağlayacak hukuksuzluklar yaşanır mıydı? hayır.

    diyebiliriz ki, eğer döneminde anayasa mahkemesi olsaydı, menderes asılmazdı.

    anayasa mahkemesi 2005-2009 sürecinde, yabancılara vstan toprağı satılmasına ilişkin kanunu tam 5 kez anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle reddetti.

    sonra 2010 referandumu gerçekleşti. bugün hükümetten şikayetçi yetmez ama evetçiler referanduma evet oyu verdiler. hdp'liler ise seçimi boykot ederek akp'nin kazanmasına neden oldular. sonuç olarak referandumdan evet oyu çıktı, kasım ayında yeni üyeler atandı. şubat ayında ise tam beş kez toprak satışı yasasını iptal eden mahkeme bu kez yasayı onadı. hemen her yasayı onadı. bugünlere geldik.

    fakat bir nüansı gözden kaçırdılar. mahkemeye atanan üyeler, cemaat kadrolarından yetişmişti. zira cemaat referandum için 'ölüler bile oy kullanmalı' diyordu... ee, boşuna değildi.

    bugüne geldiğimizde anayasa mahkemesi tekrar hukuki bir boyuta geçerek yasaları, kararları titizlikle inceliyor. fakat mahkemedeki siyasallaşma yadsınamaz bir gerçek.

    bugün mevcut on yedi üyenin on üçünü abdullah gül atadı. a. n. sezer'in atadığı üç üye halen görevde ve en yakın emeklilik 2018'de...