ali sami yen stadyumu

  • üzerinden yıllar geçmesine rağmen unutamıyorum ben bu stadı. burnumun direği sızlıyor, boğazıma yumru oturuyor resmen. mantıklı bir izah getiremiyorum bu gidişe. hadi stadı falan geçtim, lakin semtimizden çıkmayacaktık. sevdamızı haramilere kaptırmayacaktık.

    şehir statları her zaman başkadır. sıkışık binalar, kafeler, restoranlar, o trafik, insanlar, o kokular.. bunlar kitlelere bir ruh katar. zira gelenekler böyle oluşur. kozmopolit semtler her zaman farklıdır. öyle parayla pulla satın alınamayacak şeylerdir bunlar. ali sami yen stadı dünya futbol tarihinde tutkunun ve aşkın birleştiği son noktadır. koca bir ülkenin kaderi burada çizilmiştir. bir markadır.

    hatırlayanlarınız vardır belki. nasıl unutalım ki? faruk süren döneminde kanadalı bir şirketle 12 milyon dolara anlaşmıştık. en ince detaylarına kadar hazırlandı proje. parası dahi ödendi. 2002 yılında mehmet cansun tarafından tekrar revize edildi. 2003 yılında galatasaray dergisinde resmi olarak sayfalarca tanıtıldı. o kadar güzel ve şirin bir stadyum olacaktı ki. oturup hüngür hüngür ağlarsınız yeminle. şunun güzelliğine bakın. mecidiyeköy'ün ortasında gerçek bir cehennem.

    eski stadın minimalist ruhu iliklerine kadar işlemiş. gel de oturup ağlama arkadaş. valla daralıyorum yaa. sırf bu proje yapılsın diye senelerce olimpiyat çilesi çekti bu taraftar. iş bilmez canaydın yönetimi eline yüzüne bulaştırdı her şeyi. şöyle bir dünyada para bulamaz mı insan? ulan asgari ücretli adam kredi çekip ev alıyor bu memlekette. bir tane siyasetçi, bir tane galatasaraylı işadamı çıkıp abilik etmez mi? etmediler nitekim. son olarak 2011 yılında mustafa sarıgül ve adnan polat eliyle koparıldık köklerimizden.

    yahu beşiktaş çıkmadı dolmabahçe'den. tüm engellemelere, siyasi baskılara direndi adamlar. "her şey bitti" denilen anda kondurdular kartal yuvasını. aynı şekilde fenerbahçe'de öyle. kadıköy'e gittiğiniz zaman semtin büyüsünü iliklerinize kadar hissediyorsunuz. fener yaşıyor her yerde. hissettiriyorlar adama bunu! bir zamanlar biz de korku salıyorduk tüm avrupa'ya. insanlar ekran başından bile etkileniyordu baskıdan, atmosferden. beşiktaş vanspor, fenerbahçe pendik deplasmanına giderken biz real madrid tokatlıyorduk bu statta.

    o yüzden sevmiyorum ben tt arena'yı. sevemiyorum bir türlü. isminide, cisminide, yerinide.. gıpgri, ruhsuz bir beton yığını gibi geliyor bana. ne işimiz var bizim oralarda ya? bilmiyorum sözlük. artık cem uzan mı gelir kurtarır, bir rus iş adamı kulübü satın mı alır inanın bilmiyorum. sadece bekliyorum şu devran dönsün diye. bir filmler dönecek ve o rezil binalar defolup gidecek toprağımızdan. kavuşacağız yuvamıza. böyle inanmak istiyorum sadece.

    elveda ali sami yen. bir gün döneceğiz yeniden!