alevilik bu topraklarda nasıl doğdu:islamı anadoluda yaymak isteyen pirlerin türk kavimleri ile tanışması sonucu ortaya çıkan bir mezhep değil bir islam geleneği haline gelmiştir.
bu türk kavimleri içselleştirdiği geçmişi ile islam öğretisinin şerri kanunlarını ve kuran-ı kerimin rehber görmüş ve 4 kapı 40 makamdan geçip bu dünyada kamil insan olmanın aşkıyla yaşamışlardır.
hiçbir zaman devlet işlerine bulaşmamış pirleri ile dedeleri ile gerçek islamı yaşamak istemişlerdir.dönemin baskın rejimi bu allahtan başkasına secde etmeyen hesap vermeyen islam anlayışının yayılmasını engellemek için her dönemde katliamlar yapmış ve neticesinde anadoluda türk islam anlayışı yerini arap transferi olan emevi inancına bırakmıştır.
şu anda yaşayan alevi dediğimiz bireyler gerçek aleviliği bilmiyor yaşayamıyor aleviliği bir mezhep ve ideoloji olarak görüyor daha doğrusu islamiyet düşmanları bu dünyanın maddi manevi yaşantısına önem verenler, batılı hristiyanlarda aynı şekilde tüm dünyanın bu islamiyet anlayışını görmesini bilmesini istemiyor ve popüler kültür ile bir kültür dönüşümü yaşatmak istiyorlar.
kısacası aleviler olmasaydı;hakkı bu kadar iyi anlatan aşkla anlatan beyitler, deyişler olmazdı, türkler islamiyet ile tanışmazdı.
bu islami gelenek bu topraklarda hiçbir zaman baskın iktidar tarafından istenmemiş çünkü allahtan başkasına biat etmeyen bu toplum iktidar için bir tehtit oluşturmuştur.
şu anda alevileri bir oy potansiyeli olarak gören islamiyet düşmani ateist olarak görenler önce islamiyetin geçmişini öğrensin, kuranın sırrına erişmeye kalksın daha sonra hak mezhep ve doğru müslümanlık neymiş tartışalım.
hipotez: bu topraklardaki gerçek türkler alevilerdir.
edit: üzerine bir ampirik araştırma yapılsa bu topraklardaki türklerin kökeninin alevi inancında olduğunu görürdük.burada sünni kesime bir ayrıştırmada bulunmuyorum kendilerini türk hissetmek başka birşey orta asyadan göç eden kavim olmak başka birşey.fakat çıkıpta rusyadan, arap topraklarından göç etmiş atalarınızın gerçek türk ve gerçek müslüman olduğu yalanına inanmayın.zaten bu topraklardaki iktidarlar hep bu göçmen köken inancı hristiyanlık olan keaime yatırım yapmış ve emevi inancını hak inanç olarak göstermiştir.
vücudun evini seyran eyledim
bir köşenin yetmiş iki yolu var
evvelinde altmışına uğradım
on ikinin türlü türlü hali var
yedi kapı açılır arşın katında
dördü zahirinde üçü batında
bir kulu var kendi iradetinde
üç yüz altmış altı yeksen kulu var
bir bedestanı var kırk da dükkanı
bin alıcı bir sarraftır satanı
dört direk üstünde on iki nişanı
cevher satar türlü türlü lalı var
kimse bilmez o gevherin kıymetin
bir kalesi vardır yapısı metin
kalenin kapısın açması çetin
bir kilidin otuz iki dili var
destur olmayınca ben açamadım
ağlayup güleni ben seçemedim
kıldan köprü yaptın ben geçemedim
daha bundan gayrı müşkül halı var
baykuşun deveyi sağdığın gördüm
karıncanın göğe ağdığın gördüm
bir anadan beş kız doğduğun gördüm
bir babanın doksan dokuz oğlu var
doksan dokuz oğlan ne yedi içti
beş kızın lebinden kuvveti geçti
oğlanın birisi deryaya düştü
hâlâ yüzer oynar şimdi gölü var
birinin on eri var daha kızım der
birinin beş babası var ben öksüzüm der
bir koyunun on kuzusu var yozum der
o koyunun memesi yok südü var
o koyunun südü ne tatlı, acı
anın da ana göre vardır muhtacı
firdevs bahçesinde üç gül ağacı
her birinin on altışar gülü var
ol gülün birine elim uzattım
alma diye çağırır bir boz atlım
bülbüllerin feryadını gözettim
her birinin ayrı ayrı dili var
noksani bu sırra ereyim dersen
çârdeki masumu göreyim dersen
îmanla cennete gireyim dersen
cem evine diri varma ölü var
aşık noksani