aldatmayan erkeğin olmaması

  • aldatılan kadınların kendilerini aldatan adamlara öfkesini tüm erkekleri suçlayarak ortaya çıkardığı başlık.

    yok her erkek aldatırmış, yok aldatmayan fırsat bulamamışmış, yok bilmem ne. siz zayıf karakterli sevgili profillerinizi ve kendinizi sorgulayın önce.

    erkeklerin az kısmı da olsa aldatmayan veya buna fırsat kollamayanı vardır. her erkeğin yapısı gereği kadın zaafı vardır ve imkanı olduğu halde aldatmamak cok zor bir şeydir. varsa böyle bir partneriniz cidden değerini bilin derim ben.

  • yaşadığınız saçma sapan ilişkilerden çıkarım yapıp buraya gelmeyin. aldatmayan erkek de olur kadın da.

    o insanı hakedebilmek için herkes önce kendine bakmalı. ne kadar doğruyum ne kadar yanlışım. farkedilmiyor zannettiğiniz tatlısu çakallıklarınız bakışlarınızdan belli oluyor. sonra da beni aldattılar diyorsunuz.

  • aldatmayan erkek vardır fakat onu seven var mıdır?

    edit; imla.

  • enseyi karartmayın kızlar, var böyle erkekler.

    ama çok garip ki bu erkekleri de harcayan hemcinslerinizden geçilmiyor ortalık. çok garip bir denklem esasen bu ama ne yazık ki her zaman yaklaşık aynı eksende seyir halinde.

    kenan'ı tanımanızı isterdim. intihar etti geçen yıl, boşanma yıldönümünde. kenan fena düzgün bir adamdı. hatta arkadaş ortamında fazlaca taşak konusu olurdu köpek sadakatine sahip oluşu. ben "senin yaptığın doğrusu kankacım" derdim kenan'a, şişeleri vururduk. öteki ibneler de evde yaşadıkları diyalogların acısını çıkartırlardı kendilerince. bana sorun.

    ayten serhat'a sarardı "şu kenan'ı örnek al azıcık" diye. inci gökhan'ın kafasını sikerdi "kenan kurs açsa yazdırırım seni" diye. iki çocuğuna iyi baba, eşine iyi koca. ben "senin yaptığın doğrusu kankacım" derdim kadıköy'de caferağa'da sokak ortasında içerken yoldan geçen bir kız yeşil gözlerine bakmaya çalışırken bizimki kafasını başka tarafa çevirdikçe. "erkek dediğin" derdi serhat, "olum hiç aldatmadın mı yeşim'i" derdi öteki dallama, kenan gülerdi yarımağız. biraz kibir yaptığı bile olurdu ki hakkıdır.

    neyse gel zaman git zaman kötü yakalıyor filiz'i. hani filiz ile kenan'ı yanyana koysak şu yolda "ulan çocuğa bak, kızdaki tipe bak" diyeceğiniz türden bir eşitsizliğin iki tarafı olurlar. x'e değer vereni siksinler. kenan vermiş değer belli ki. bankada iyi hissetmiyor, eve gidiyor bizimki. çocuklar okulda, kafa dalgın dalıyor eve. manzarayı görüyor ama onu görmüyorlar. usulca çıkıyor evden geri. "ikisini de doğrasam dedim kanka" diyor, ne denir ki böyle durumlarda ben bilmiyorum tabi. bir de cenazelerde böyle olurum, ne denir ki? hani orada "başın sağolsun" falan bir nebze. denmez ki, neyin başı sağolacak. sevmiş bir de adam yeşil gözleriyle sevmiş. "çocuklar geldi aklıma" diyor. "allah bağışlasın" mı demeli, "müsaitse" diye eklemeli mi, huyum bu neticede. susuyorum ben tabi, içiyoruz. hep yarım ağız gülerek ıslak ıslık çalarak içtiğimiz boku cenaze kaldırmaya içiyoruz işte aynı yerde oturup da aynı şekilde. "senin yaptığın" diyorum, devamı gelmiyor içimden. öteki ibnelere haber bile vermiyoruz, sanırım kafası kaldırmaz diye düşünüyoruz. hani biraz da patavatsızlar kalkıp da şaka yollu bir laf ederler, böyle durumlarda ben gibi laf erbabı bile susuverirken onlar kalkıp bir laf ederler falan.

    mahkeme günü geliyor, bizimkinin elinde bir kanıt yok, delil yok, belge yok... hiç bir şey yok. inkar ediyor yeşim, nafaka diyor. "ulan" diyorum içimden, hakim duymuyor dediğimi. küçük bir mahkeme salonunda görülüyor dava. yeşim ile göz göze geliyoruz en son bir mahkeme salonunda bir kadınla gözgöze geldiğimde kendi boşanma davama girmiştim, şahit yoktu, ihanet yoktu. biz şiddetli geçinememiştik. aslında şiddet de yoktu, geçinememiştik sadece. bu çok başka bir durumdu. boka bakar bakışlarımı yanımda getirmiştim neyse ki, gözgöze geldiğimiz anda göz bebeklerimdelerdi. söz bana gelmişti. "hakim bey, kenan erkek erkeğe buluşmalarımızda sadakatiyle ortama dalga konusu olan, arkadaş çevremizin evlerinde yaşanan tartışmalarda örnek gösterilen kocadır. ötekiler de burada olsalardı anlatırlardı size." dedim, bir anlamı yoktu tabi bunun. mahkeme bilgi, belge falan filan isterdi.

    boşandılar, içi rahat etmese de çocukların velayetinden nafakalarına her şey karara bağlandı, bir kaç ay süren mahkemenin sonunda. ara ara görüştük kenan'la. ailesinin yanına kütahya'ya döndü sonra. sonra haberini aldık, intihar etmiş.

    gelmiş burada "aldatmayan erkek" falan diye hötörötlük yapıyorsunuz ya, ben haberini aldıktan sonra aldatmayanın aldanacağına çok inandım. bunu sadece cinsel-duygusal bir ihanet olarak düşünmeyin. ben o gün aldatmayanın sadakatinden ölebileceğine inandım. o günden sonra almadım kimseyi hayatıma. hoş zaten yalanlar dünyasının pembe dizi ilişkileri de çok hitap etmiyordu ruhuma ama o günden sonra kimseyi dahil etmedim oralara. ben ölme hakkımı, daha önceleri bir yerlerde kullandım diye.

    aldatmayan erkek, erkekler var. öldürmezseniz makbule geçecek.

  • aldatmayan erkek vardır. aldatmayan erkeği çekici bulan kadın yoktur.