akran zorbalığına öğretmenlerin kayıtsızlığı

  • bir çocuğun hayatını cehenneme çeviren akran zorbalığına öğretmenlerin sessizliği, bir noktadan sonra görüp geçmeleridir. mesleki kaşarlaşmanın etkisi mi yoksa acıma duygularını yitirmelerinden mi bilinmez, çocukken, gençken bu kayıtsızlığı gözlemlemiştim.

    oysaki akran zorbalığı ciddi bir suç sayılmalı. çocukluk, ergenlik dönemleri bir insanın psikolojisini, karakterini önemli ölçüde şekillendirir. uğradığı zorbalıklar travmalara sebep olur, yetişkinliğinde bu korkuların izlerini hep hisseder.

    lisedeyken türk edebiyatı dersinde yaşadığım olay aklıma geldi. sınıfın kapısı çalındı, içeri üstü başı toz, ayakkabı izi içinde öğrenci girdi tebeşir istemeye. öğrenci gittikten sonra öğretmene dedik hocam ne bu gibisinden. ya evet arkadaşları uğraşıyordur, deyip geçiştirmişti.

    ben orta okulda iken ilkokul kısmıyla aynı binadaydık. ilkokul koridorunda bir kız çocuğunun arkadaşları tarafından dövüldüğünü görmüştüm. benim kız çocuklarına duyarlılığım yüksektir. kızı bu dayaktan kurtarıp öğretmenler odasına götürdüm, öğretmenine halini gösterdim. kadın öğretmeni beni azarladı.

    bu örneklerin dışında okul yurtlarında, dışarıda da süren akran zorbalıklarına karşı milli eğitim bakanlığının harekete geçmesi gerekir. akran zorbalığı insanın bilinçaltında büyük hasarlar bırakır. çocuk istismarından farkı yoktur. ailelere de bu konuda duyarlılık kazandırılmalıdır.