akp seçmeninden korkuyorum

  • sevgili akp’li kardeşim, ben senden korktum. yarın tepemizdeki adam gidince memlekette yine seninle ben kalacağız. sen enine çizgili tişörtünün ve cebindeki sigara paketinle doblona atlayıp koskoca tankın içinde tam donanımlı askerleri alt ettiğini sanan cahil topluluğun bir parçasısın. “ya allah bismillah” nidalarıyla kornalar çalarken, havaya ateş ederken yüzündeki nefreti gördüğüm için senden korktum. köprüye gidin ve orada durun emri alan erlerin size teslim oluşunu ve onları nasıl linç ettiğinizi, palaskalarla köprüye astığınızı gördüğüm için korktum. bunların karısı kızı anası bacısı artık size helaldir dediğiniz için korktum.

    sizlerden asıl korkma sebebim sizin yaptıklarınız değil, sizin yaptıklarınızı asla yapamayacağımdandır. ben bir pasifistim, yapabileceğim en etkili iş imza toplamak ya da bir olgunun hakkı için meydana çıkıp yürümek olabilir. ama seni daha iyi tanıdıkça anladım ki ben meydanda hayvan hakları için yürürken sen camiden gelen bir anons ya da televizyondan sana seslenen bir hükümet yetkilisi yönlendirmesiyle bana saldırabilirsin. belki boğazımı kesebilir ve maalesef ki bunun için hiçbir kuruma hesap vermezsin. bu sebepten dolayı artık kendim için bile hak aramaktan korkuyorum.

    sen her zaman büyük oyundan bahsedersin ama sadece ezberletilmiş fikirlerin vardır. 15 temmuz gecesi yaşanan tiyatroya canlı kalkan olarak gitmen de, cinayetlere ortak olman da senin ahmaklığın. bu darbe girişimi, bin ladin’e 11 eylül’ü yaptırtan, işid’i orta doğu’ya salan ve şimdi saysam da çok klasik olacak olan birçok abd ve bop oyunundan biri. ve senin de bu “büyük oyun”un bir piyonu olduğundan bahsediyorum.

    bu küresel oyun kişiler üzerinden görünse de sistem üzerine oynanır. kişiler gider ama sistem bakidir. küçük abd olduğumuz için de kaostan, iç savaşlardan nemalanan sistemimiz ve kendimize bulduğumuz dönemsel düşmanlarımız vardır. hizbullah, pkk, ergenekon, balyoz, paralel, sınır komşuları… anlıyor musun? hiç sanmıyorum. çünkü sen sana verilen tüm hapları yuttun. alice harikalar diyarında yaşıyorsun. seni, kıraathanede çay içip memleketi kurtaran adamdan sokaklarda palalarla dolaşan ve gösterdikleri tüm hedeflere saldırtan bir köpek haline getirdiler. köpek lafına alınma lütfen seni böyle betimlemek hoşuma gitmiyor, aslan desem zoruna gitmez biliyorum ama şartlanmış, emirler doğrultusunda sorgusuzca hedefe saldıran, koşulsuz seven, sadık, sadece sahibine biat eden başka bir varlık tanımıyorum.

    senden çok korkuyorum. yarın tepemizdekiler hasbelkader indiklerinde ya da indirildiklerinde senin de içinde bulunduğun güruh ikiye bölünecek. bir kısmınız ineni kurtarmaya çabalarken diğerleriniz yeni gelenlerin sevdalısı olacaklar ve birbirinize gireceksiniz. olanlar tabii ki hepimize birden olacak. yukarıdakiler o büyük oyunlarını oynarken canları, yaşları, fikirleri değersiz halk birbirine girecek ya da daha kötüsü bir büyük tarafından demokrasi getirilerek ortadoğu’daki senaryoların bir benzerini yaşayarak savrulup gideceğiz. filler sevişirken çimenler ezilir sevgili dostum.

    sen kimsin de beni bu şekilde yaftalıyorsun dersen, ben senin için hiç kimseyim. bir partim de yok, sisteme muhalifim ve senden farklıyım sadece. senden farklı olarak sorular soran, hak arayan, bana dayatılan saçmalıkları kabul etmeyen bir yapım var. ben seni tanıyorum; sen benim iş arkadaşım, komşum, akrabamsın, sen örgütlenmiş cahilliksin ve senden çok korkuyorum.