akp döneminde çiftçi sayısının 2 milyon azalması

  • yazılacak çok şey var, o kadar feryatlar edildi zamanında ama nafile, bitirdiler çitfçiliği bitirdiler.

    ben aydın'lıyım, babam, dedelerim, amcam, teyzem, hepsi çiftçiydiler. ama şu an sadece teyzem devam ediyor.

    bizden örnek verirsem, her şeyi denedik. karpuz ektik, bakla ektik, karnıbahar ektik, domates ektik, en son megalo idea'mız şeftali ağaçlarını diktik ve 10 sene bekledik.

    karpuz'da her sene zarar ettik, her sene. babamın emekli maaaşından yedik hep. sebebi çok basit, hal'deki sözüm ona tüccarlar. hepsinin allah bin türlü cezasını versin. 1 adet, üzeri desteklenmiş (yaklaşık 1.5 misli yük alabilen) romörk'ü 100tl'ye sattık. 100 tl. onun için 5 ay boyunca sabah ezanından önce kalktık, işledik. öğleyin kavurucu sıcakta suyunu verdik, çapasını saldık. gün geldi susuzluk baş gösterince şişelerle su taşıdık. geceleri daha iyi su tutar diye gecenin bir vakti elimizde fenerler ile suladık. ama olmadı. yıllık bütün harcamalar hepi topu 600tl tutarken, sattıklarımızın kazancı 400 tl'yi geçmedi. 400tl.

    bir sene domates ektik. ama nasıl güzel, nasıl tatlı. kadınlar topluyorlar biz erkekler kenarlara yığıyoruz, oradakiler de kasalıyorlar. ben çekerken susadım, birini meyve yermiş gibi yedim ama tadı hala daha damağmdan gitmez. o ışıl ışıl, yumruktan büyük domateslerde 3 kuruşa satıldılar.

    sonra baktık ki bunlarla olmayacak, şeftali güzel parasını çıkarıyor, ona yönelelim dedik. ağaçları diktik. yaklaşık 10 sene bekledik büyümeleri için. ancak onlar büyüdüklerinde, hem piyasası düşmüştü, hem de üst üste geçen soğuk kışlar, meyveleri etkilemişti.

    sonunda babam bahçeyi kiraya vermeye başladı, şimdi işleyenler, dünya kadar arazi işliyorlar, bir şekilde kazanıyorlar ama tüyo veriyim, adamın bir diğer işi meyve sebze halinde. anladınız siz onu.

    teyzemler misal, bizden daha büyük çitçidirler, ama şimdiye kadar rahat geçirdikleri bir sene görmedim. hep bat çık, hep kredi, sonrasında borç batağı, tam temizledik derken yine borç, sonra yine kredi derken çıkılmaz bir döngüde savaş veriyorlar.

    amcamlar da bizden daha büyük arazileri işliyorlardı, ama onlar da devamlı eksideydiler. boş zamanlarında başkalarının işlerine giderek para kazanmaya çalışıyorlardı. amcam baktı gördü ki bu işten bir hal olacağı yok, yarım kalan sigortasını ödemek için demircilik işine geri döndü. emekliliğine bir kaç sene kaldı ama adamın kendi işi varken şimdi birinin yanında demirci olarak çalışıyor. bu süre zarfında bir kaç kez gözünde oluşan yaralar da işin cabası oldu.

    bunlar benim çevremdeki, akrabalarımdan örnekler. daha allah'a şükür bize uğramayan, intihar vakaları da bir o kadar arttı son senelerde. adamın 10 bankaya kredisi varmış, yetmemiş tefeciden para almış derken sonunda dayanamayıp pes etmiş bu dünyadan.

    bütün bunların çok basit bir çözümü var, taban fiyat politikası ve planlama. ancak devlet babamız sağolsun bu işe girmediği gibi, tam tersi çiftçi gözüme gözükmesin, yok mu mütahit, yok mu tüccar modunda geziniyorlar.

    hepimiz her sene görüyoruz. bir sene hatırlayın, adana'da millet domateslerini döküp üzerini ezmişti. neden? çünkü o sene çoğunluk domates ektiği için hal'deki çakal sürüleri herkesin malını öldürüp alıyordu. sonra bir sene ne oldu, domatesin kilosu 10tl oldu. ama inanın çiftçi onu en fazla 3tl'den vermiştir, adım gibi eminim. çünkü hal'deki çakalların elinde şu koz var, "istersen verme kardeşim, sen bilirsin" diyebiliyor. zira karşısındaki adamın malı topladığı gün satması şart! satmazsa bir sonraki gün yumuşamaya, diğer gün çürümeye başlayacaklar. sizin pazardan beğenerek aldığınız çoğu mal ya bir gün önce akşam üstü ya da o günün sabahında toplanıp gelen mallardır. hal böyle olunca, çitçinin elinde pazarlık yapabileceği bir koz olmayınca, adamların minimum fiyata ellerindeki malı çıkarmaktan başka şansları yoktu.

    ne yapılmalı. devlet her sene üretilen, tüketilen ve ihraç edilen malların verileri ışığında, her bölgeye ekmesi gereken miktarı bildirmesi ve hal'deki çakallara alabilecekleri taban fiyatı belirlemesi gerekmekte. böylece ne çiftçi gereğinden fazla sayıda aynı ürünü ekmeyecek, hem de halci'nin "serbest piyasa abi" saçmalığından kurtulmuş olacaktır.

    bu uzun entry için kusura bakmayın, bu da benden size patetes (bkz: 9gag)