acıbadem fulya hastanesi rezaleti

  • başlıkta bahsedilen durum eşim ile benim doğum amacıyla kalitesine güvenerek gittiğimiz hastanede çapa acil muamelesi görmemizi anlatmaktadır.
    öğretmen orta sınıf bir çift olarak eşim hamile kaldığında sağlık sisteminin çökmüşlugu sebebiyle kendimizi ve çocuğumuzu güvenceye almak adına doğum sigortası yaptırarak ( maddi durumumuzu oldukça zorlayarak) bu hastanede doğum yapmaya karar verdik. eşime doktor olarak da doçent ve perinatolog kimliği olan derya eroglu nun seçtik iyi bir doğum deneyimi yaşamak adına.
    yaşadığımız anlamsız deneyimler muayeneler ile başladı. doktor hamilelik süreci ile ilgili hiçbir bilgi vermemeye yemin etmiş gibi davranıyor ve her soru sorduğumuzda bizi çok gereksiz bir şey yapmışız gibi hissettiriyordu. hatta bir muayenede ' bugün kolum ağrıyor çok bakmayacağım, bir dahaki gelisinizde bakarız demişligi bile var. d vitamini diyoruz endokrinoloji ye randevu alın diyor, tetanoz aşısı diyoruz dahiliye ye sorun diyor, eşim beslenme ile ilgili soru soruyor diyetisyen e git ben bilmem diyor. yine de iyi bir doktordur herhalde sabredelim önemli olan doğum diyoruz.
    eşimin suyu geliyor, hastaneye gidiyoruz ve o saatten itibaren 18 saat doğum bekliyoruz ve kendisi sadece 15 dakikasında yanımıza geliyor. 18 saat bekleme sebebi ise kendisinin normal doğum istatistiği yapma isteği, eşim acı çekiyor 15 saat geçti 4 kere hızlandırıcı işlem yapıldı ve sadece 1 cm açıldı acı çekiyor diyorum " oooo çekecek tabi, daha çok acı çekeceksin, bilmiyor musunuz bunu diye bana ve eşime bağırarak gidiyor ve bir daha da geri gelmiyor. o esnada ebe hemşire yeter artık diye doktoru ikna ediyor ve sezeryane diyoruz ve bu haberi bize kim veriyor; hastabakici! hadi gel seni sezeryane götürüyorum diyor. açıklama veya bizim fikrimizi sormak tabi ki gereksiz.
    neyse artık bitecek diye seviniyoruz ve ameliyata giriyorum ben de esimle; ameliyat sırasında duyduğum cümleler sunlar;
    - bıçak kesmiyor, bu nasıl bıçak,
    - sedye mi sallanıyor, elim kayıyor sürekli,
    - ışık yok burada ne yaptigimi göremiyorum,
    - kordon dolanmış, açsana sunu ( bu olayı hiçbir rapora yazmıyor ve bize veya çocuk doktoruna söylemiyor)

    tüm bunlardan sonra çocuğum sağlıklı doğuyor çok şükür bu sefer eşimin çıkmasını bekliyorum normalde 20-30 dakika sürmesi gereken kapama işlemi 1 saat sürüyor ve eşim korkudan titreyerek ve ağlayarak çıkıyor; içeride kimse onu rahatlamak için konuşmamış.
    doğumdan sonra öğreniyoruz ki eşimin demir seviyesi kritik seviyenin altına düşmüş çünkü doktorumuza göre demir takviyesi zorunlu değil. eşimin bugüne kadar hiçbir tahlilini takip etmediği gibi bunu da etmemiş ve eşime demir takviyesi başlamamış ki aynı şekilde devam vitamini seviyesini de takip etmemiş.
    doğum sonrası ayrı bir eğlence. hemşirelerin her saat gelip eşim ve bebeğim ile ilgilenmesi ve bebeğimin sağlığına bakması gerekirken gecede bir kere geliyor; daha önemli ne işi var peki makyaj, saç düzleştirme ve diğer hemşireler ile erkekleri nasıl elinde oynatırsin sohbeti. ciddi ciddi karım içeride çocuğuna bakamadigini düşünerek ağlarken hemşireler dışarıda düğün, nişan haftasonu gezileri üzerine kahkahalar atarak ve rezil ifadeler kullanarak sohbet ediyorlar.
    bitti mi bitmedi; 3 gün sonra çocuğumun kontrolü var, sarılık seviyesi elektronik bir aletle 16.6 ölçülüyor ki kritik seviye birçok doktor için 15; en yüksek 18 ama doktorumuz çok normalmiş gibi eve yolluyor bizi. o gece darbe oluyor ve eşimle hayatımızın en kötü gecesini yaşıyoruz çünkü sabah gece kötüleyen çocuğumuzu hastaneye götürüp goturemeyecegimizi bilmiyoruz. sonradan öğreniyoruz ki ölçtugu aletin en az 3 derece düşük gösteriyor ki bunu acibadem in diğer doktorları söylüyor yani çocuğumun sarılık seviyesi aslında geldiğimiz gün kritik seviyenin üstünde.yani çocuk doktoru özlem eryavuz çocuğumun hayatı ile kumar oynamış ve bizi uyarma zahmetine bile girmemiş.
    o günden beri çocuğumuza her an bir şey olacak diye bakıyoruz bir türlü rahatlamiyoruz, ilk çocuğumuz ile ilk ebeveynlik deneyimimiz büyük bir travmanın altında eziliyor.
    çok teşekkürler acibadem!

    edit: birçok arkadaşın yazdığından öğrendiğim kadarıyla insanların güvendiği hastaneler var veya hala devlet hastanelerine gidebiliyorlar. tüm cahilliğim ile soruyorum devlet hastanelerine her gittiğimde ya ortalık mikrop kaynıyordu, ya suriyeli istilası vardı ya da o kadar kötü davrandılar ki insanlığımdan soğudum. bunlar değişti mi bu yıl içerisinde? ayrıca bir arkadaşın savunduğu çapa da az daha annem ölüyordu yanlış teshisten kadını zor kaçırdık.
    özel hastanelere gelince ben amerikan, memorial hakkında bile berbat şeyler duydum ve bugüne kadar gidip de memnun kaldığım bir orta sınıf hastane olmadı. tamamen çaresiz bir şekilde evime yakın diye bir ton para döküp gittim buraya kendi yeme içmemden kısarak yani lüks olsun diye gitmedik.