7 mart 2017 wikileaks belgeleri

  • internet henüz türkiye'ye yeni gelmişti. e-posta denen şey henüz bilinmiyordu. amerikalı bir bilgi işlemci ile şöyle bir deneyimim oldu: adam üst kattaki bir pc'den benim kapalı pc'mi açtı, ekrana hello yazısı yerleştirdi, sonra pc'mi kapattı. aşağı geldi ve dedi ki "en güvenli pc fişi çekilmiş pc'dir." dikkat edin daha e-posta denen illet ülkemizde bilinmiyor. yani fi tarihinde, geçen yüzyılda gerçekleşmiş bir olay.

    aradan yüzyıl geçti hala "yok açık kaynak kullanın, yok şifreleyin, o kadar bilgiyi nasıl kaydedecek la" diyenler var.

  • ben hep şu şehirlerin girişinde ve çıkışında yer alan radara benzer, kameraya benzer şeylerin ne kadar saçma olduğunu düşünen bir insandım. derdim ki; "kardeşim, diyelim ki bir plakayı arıyorlar, bu kamera göntülerini akşama kadar izleyerek bulmaya kalksalar sksen 5 gün öncesine gidemezsin. çok kasar" vs.. az buçuk da teknolojiden anlarım güya. ama üzerinde düşünmüyordum çokça.

    neyse, bir gün benim ampül yandı. büyük-küçük, şehir ya da ilçe, her yerleşim biriminin girişinde ve çıkışında o radara benzeyen kameramsı şeyler aslında görüntü kaydetmiyor, sadece oradan geçen araçların plakalarını görsel olarak algılayıp, text olarak bir veritabanına kaydediyor. hem de tarih, saat vs. bilgisi ile birlikte. yani 23 nisan 2106 tarihinde yozgat'ın yerköy ilçesine saat 16:15 ile 16:43 arasında giriş yapan araçların tamamının bilgisi metin olarak bu veritabanında yer alıyor. o nedenle emniyet güçleri çok kolay buluyorlar kaçakları.

    benim bu metinde dikkatimi çeken yer de bu oldu. deniyor ki:

    "breaking: skype voice conversations are converted into text in real-time, scanned for contents of interest and stored in cia spy cloud."

    yani:

    "skype'ta yapıla konuşmalarınız var ya, işte onları gerçek zamanlı olarak metin tabanlı olarak kaydediyoruz ve taranan içerikleri kategorize ederek cia'nin bulut sistemlerinde yedekliyoruz."

    iddia bu.

    bu olmaz mı? bal gibi de olabilir. zaten neler olmuyor ki?

    mesela şu siteye giren herkesin logu tutuluyor. saat kaçta, hangi ip no ile buraya girdiğimiz biliniyor.

    siz entrylerinizi sildiğinizde o entry siliniyor mu sanıyorsunuz? hayır. sadece entry_durumu=1 olan veriyi entry_durumu=0 yapıyorsunuz, ama o veritabanında hala duruyor. siteye ise sadece entry_durumu=1 olanları çek diyorsunuz. aynı şeyler e-mailleriniz için de geçerli. o nedenle internete yüklenen hiç-bir-şey asla kaybolmaz. en azından potansiyel olarak.

    diyeceğim o ki, muhtemelen iddialar doğru. diktatörler de böyle bir metod izlerler. all the king's men(1949) filmini izleyin. muhalifleri için tuttukları defterler vardır politikacının elinde. zamanı gelince açmak üzere biriktirirler. bugün 180 derece çark eden politik figürler görüyorsunuz ya dünya siyasetinde. kimisinin önünde açılmış defterler vardır. amerikan hükümetinin yaptığı da bu. millet için yeterince veri toplamak. yeri geldiğinde de bunları kullanmak.

    boşa dememiş otto von bismarck:

    "sosis ve siyasetin nasıl yapıldığını bilen geceleri rahat uyuyamaz".