7 haziran 2015 genel seçimleri

  • chp'nin hdp'yi, %7'den %13'e taşıdığı seçimlermiş. ama kendisi yıllardır %25'te sabit. öyle bir özelliği olsa kendi oyunu %31 yapar.

    çomarların göt olup kaldıkları ve çıkış yolu için, ortalık karışsın diye, terör örgütlerine yardım etmeye başladığı seçimlerdir. sonrası malum.

  • akp'nin kaybettiği seçimlerdi.

    tekrar yazayım: akp bu seçimi kaybetti. 13 yıllık iktidarını bu seçim sebebiyle kaybedip muhalefete düşecekti.

    ve bir süperkahraman gelip akp'yi kurtardı.

    sayın cumhurbaşkanımız recep tayyip erdoğan'ın yerinde olsam büyük siyasetçi sayın devlet bahçeli'nin som altından heykelini cumhurbaşkanlığı sarayının önüne diker, altına da "olmasaydın olmazdık" yazdırırdım.

  • fon: http://www.youtube.com/…i7nh1gisb2lptc0qlhu&index=2

    (bkz: #52219186) yazısının devamı...

    27* 7 haziran 2015 genel seçimlerinin ardından başlayan kaotik siyasi düzen şimdilik net bir şekilde hatlara ayrılmadı. aksine mevcut düzeni daha da karışık hale getirdi. seçimden birinci parti olarak ayrılan akp olsa da erdoğan seçimin kaybedeni. nitekim batı'nın önemli isimlerinden henri barkey erdoğan'ı yaralı bir kaplana benzetmiş ve kaybeden akp değil erdoğan demişti. önceki yazıda da belirtildiği üzere batı akp'den rahatsız değil. barkey'in kastettiği de bu zaten. erdoğan'ın uzlaşmaz ve otoriter görünümünden sıyrılmış bir akp ile yeni bir ittifak kurulabilir. yeni akp-batı ittifakı kürt açılımını "phillips raporu" ekseninde sürdürebilir ve kıbrıs sorunu da erdoğan'ın bıraktığı yerden devam ettirebilir.

    28* dünkü yazıda erdoğansız akp'nin lideri olarak abdullah gül'ün düşünüldüğünü yazmıştım. yine dün, ingiliz the guardian gazetesi önemli bir haber yaptı. gazete abdullah gül mükemmel bir başbakan adayı haberiyle açık adres gösteriyordu. türkiye gündeminde abdullah gül'ün siyasete dönme ihtimali bile konuşulmazken the guardian neden gül'ün başbakan olabileceği ihtimalini haber yapıyordu ki?

    29* erdoğansız akp yeni bir plan değil. batı çevreleri yaklaşık 2 yıldır erdoğansız akp'yi gündeminde bulunduruyordu. zaten bu yüzden batı'nın eleştirileri daima akp'ye değil erdoğan'a yöneltiliyordu. 7 haziran 2015 seçimleriyle birlikte ilk defa bu planın hayata geçmesi ihtimali kuvvet kazandı. şimdi yapılacak şey, erdoğan'sız akp'ye yeni bir yol arkadaşı seçmek olacak. erdoğan'sız akp'yle koalisyon kurabilecek en ideal aday ise; chp...

    30* özellikle son 2 yıldır parti içindeki atatürkçü/kemalist ve avrasyacı kadroyu pasifize ederek yerine hem sağ hem muhafazakar hem de kürt seçmene hitap eden "batı ile uyumlu" yeni kadrolar yerleştiren chp erdoğan'sız akp için en ideal aday. chp'nin batı ile uyumu özellikle geçen yıl genel başkan yardımcılığına getiren selin sayek böke'nin önümüzdeki hafta yapılacak bilderberg toplantısına davet edilmiş olmasıyla anlaşılabilir. erdoğansız akp - chp koalisyonu 3 gün önce, kemal derviş'in dilinde fikir halini aldı. derviş, bu koalisyonla ekonomi düzelebilir diyordu. yani derviş akp-chp koalisyonu hayat bulursa, batı'nın ekonomik desteği geri gelir mesajı veriyordu.

    31* söz konusu koalisyonun kurulmasıyla birlikte ilk iş olarak kürt açılımı politikasına yeniden hayat verilecek. batı'nın arzuladığı kürt açılımı, çözüm sürecinden farklı olarak pkk'yı saf dışı bırakıyor. bu açıdan pkk'nın artık "silah bırakması" şart. öcalan mart 2015'te bu talebi kandil'e sunmuş fakat kandil bu çağrıyı reddetmişti. dün, yani 12 haziran 2015'te hdp'li sırrı süreyya önder çok önemli bir açıklama yaptı. silah bırakma konusunun yeniden gündeme gelebilmesi için "izleme heyeti" fikrinin hayat bulması gerektiğini söyledi. dünkü yazıda da belirttiğim üzere pkk yönecileri imralı ve hdp'den farklı düşünüyor. onlar şimdilik silah bırakarak bitkisel hayata girmek istemiyorlar ve bu nedenle silah bırakma kararı için "öcalan'ın özgürlüğü" gibi asla kabul edilmeyecek bir şart ileri sürüyorlar. dünkü yazıda bu krizin aşılabilmesi için öcalan'ın yeni bir çağrı yaparak "özgürlüğümü şart koşmadan silah bırakın" diyebileceğini öngördüm. sırrı süreyya önder'in açıklaması bu bağlamda bir öncü açıklama olabilirdi. fakat çok önemli bir gelişme daha yaşandı.

    32* dün gece saatlerinde kandil yeni bir açıklama yaptı. bugüne dek "öcalan'ın özgürlüğü" şartıyla hareket edeceğini açıklayan pkk fikir değiştirdi. imralı ve hdp'nin muhtemelen iyiden iyiye "pkk'yı pasifize eden phillips raporu" çizgisine kaydığını fark eden kandil öcalan ve hdp karar veremez diyerek meydan okudu. peki ya öcalan serbest bırakılırsa, o zaman pkk ne yapar sorularını duyar gibiyim... kim bilebilir, belki de serbest bırakılan öcalan sürpriz bir şekilde ölebilir...

    33* özetle batı'nın kurguladığı erdoğansız akp-chp koalisyonunun başlatacağı yeni kürt açılımı hdp tarafından da kabul edilecektir. peki, yaklaşık iki yıldır erdoğanlı akp ile sonu gelmeyen bir savaş sürdüren cemaatin konumu ne olacak? çok basit. batı neresini öngörüyorsa orası. tahmin edilebileceği gibi erdoğan'sız akp batı'yla barışabileceği gibi cemaatle de kolayca barışabilir. nitekim zaman gazetesinin 12 haziran 2015 sayısından çok önemli bir işaret fişeği yükseldi: affetmek. gazete açıkça affetmeye hazır mısınız? diye soruyordu. tabi ki bu af "erdoğansız akp" için olacaktır. zira batı gibi cemaat de erdoğansız bir akp hayal ediyor.

    34* yıllarca akp'ye muhalefet eden chp nasıl olacak da akp'ye yanaşacak, bunca yolsuzluk, hukuksuzluk akp iktidarda olurken nasıl açığa çıkacak? diye soranları da duyar gibiyim. her şeyden önce bu senaryo gerçekleşecek bir kehanet değil, sadece batı'nın umduğu seçenek. şayet olur da akp - chp koalisyonu hayat bulursa, halkın gazını alacak bir takım hesaplaşma gösterileri de mutlaka yaşanacaktır. bu bağlamda 17-25 aralık yolsuzluk dosyaları yeniden açılabilir ve erdoğansız akp'nin ihtiyaç duymadığı eski aktörler kolayca harcanabilir. bir takım yolsuzlukların açığa çıkması da erdoğansız akp'nin iktidar için ödeyeceği diyet olur. son zamanlarda yasalaşan bir çok anti-demokratik yasalar chp'nin vereceği önerge ile kaldırılabilir ve böylece koalisyona karşı gösterilen negatif tutum kırılabilir. unutmayın, halk tüm bu parametreler içerisinde kandırılması en kolay güruhtur. bu bağlamda bülent arınç'ın 12 haziran 2015'te yaptığı çıkış, başka bir işaret fişeği olarak görülebilir. arınç çok açık bir şekilde adı yolsuzluğa bulaşan eski bakanlar için yüce divan yolunun hala açık olduğunu belirtti.

    35* peki ya erdoğan tüm bu gelişmeler karşısında ne düşünüyor? batı ile tatlı günlerine geri dönebilir mi? muhtemelen bunu istiyordur, fakat o artık geri dönülemeyecek bir noktada. fuatavni'nin de belirttiği gibi erdoğan partinin kontrolden çıkmaması için elinden geleni yapmaya hazır. hatta erdoğan kendi kontrolündeki akp'nin chp ile koalisyon yapmasına bile müsaade edebilir. bunun yanında erdoğan için başka bir çıkış yolu daha var: erken seçim. zira yapılacak seçimlerde akp'nin yeniden "tek başına iktidar" olması durumunda erdoğan ülkeyi yönetmeyi sürdürebilir. nitekim reuters bu ihtimali anlatan bir haber yaptı. tabiki bu batı'nın pek istemediği bir şey. doğal olarak batı'nın planladığı erdoğan'sız akp'nin potansiyel lideri abdullah gül de bu ihtimali istemeyecektir. ve öyle de oldu, gül 12 haziran 2015'te davutoğlu'nu arayarak erken seçim hata olur dedi. her şey nasıl da yerine oturuyor değil mi?

    36* son olarak erdoğan ufak bir ihtimal de olsa mhp ile koalisyon kurabilir. tabiki bu koalisyonu erdoğan'sız akp değil, erdoğan'lı akp kuracaktır. bu ihtimalde hem akp iktidarını sürdürecek hem de erdoğan siyasal ömrünü uzatacaktır. işte mhp bu bakımdan akp için can simidi mahiyetinde. mhp ise kırmızı çizgilerini erkenden beyan etti. her ne kadar toplum bahçeli'yi bu tavrı nedeniyle "uzlaşmaz, saf, manasız ve kaypak" bulsa da mhp şuan tüm partiler içerisinde batı'ya en uzakta duran parti.

    37* bahçeli'nin 7 haziran akşamı açıkladığı strateji 11 haziran 2015'de daha da şekillendi. genel başkan yardımcısı sadir durmaz hdp'yi çizginin dışına atarak chp-mhp-hdp koalisyonunun olmayacağını ilan etti. fakat durmaz yine de "hükmetme sorumluluğunu üstlenebiliriz" mesajı vererek koalisyon ihtimalini canlı tuttu. bu durumda mhp ile koalisyon kurabilecek tek bir parti kalıyordu. o da akp...

    38* dün, yani 12 haziran 2015'te, mhp konya milletvekili mustafa kalaycı, ahmet davutoğlu'na çağrıda bulundu. çağrının davutoğlu'na yapılmış olması, mhp'nin erdoğan'lı akp'ye seslendiğinin açık göstergesiydi. kalaycı davutoğlu'na "mhp’nin kapısı her zaman açık." şeklinde seslendi. peki mhp iktidar uğruna yolsuzlukları ve hukuksuzlukları unutarak akp'le birlikte mi hareket edecekti? görünüşe göre hayır. zira kalaycı açıklamalarının devamında olmazsa olmaz şartlarını ifade ediyordu. buna göre çözüm süreci bitirilecekti. erdoğan köşesine çekilecek ve artık tarafsız bir cumhurbaşkanı olarak görevini sürdürecekti. ve son olarak 17-25 aralık yolsuzluk dosyası yeniden açılacaktı.

    39* mhp bu strateji ile bir nevi kendi erdoğan'sız akp'sini kurguluyordu. erdoğan pasif kalacak ve ülkenin otoriterleşmesinin önüne geçilecekti. çözüm sürecinin bitirilmesiyle de batı'nın çok istediği bir faaliyetin önüne geçilecekti. 17-25 aralık dosyasının açılmasıyla da üstü örtülen hukuksuzluklardan hesap sorulacaktı. bunların karşılığında erdoğan siyasal ömrünü uzatacak, akp iktidarını kısmen de olsa sürdürecekti. mhp'nin bu politikası, mevcut parti politikaları ele alındığında en az hasar verecek olandır. fakat mhp'nin erdoğan'la kısmen de olsa ittifak kurması, toplumun hoşuna gitmeyebilir ve hatta bahçeli seçmenin hışmına uğrayabilir.

    40* tüm bu yazdıklarından "erdoğan artık iyi biri" anlamı çıkıyor, diyenleri duyar gibiyim. peşinen söyleyeyim, erdoğan'ın iyi ve kötü olup olmamasıyla ilgilenmiyorum. zira benim için siyasi arenada iyi ve kötü kavramları hiç bir şey ifade etmiyor. erdoğan'ın mevcut konumu konjonktürel bir tezahür. geçmişte batı'ya çok taviz vermiş ve sonrasında batı'yla ters düştüğü için "iyi gibi görünen" biridir erdoğan. oysa gerçekler böyle değil. erdoğan'ın bu sonla karşılacağını uzun müddettir yazıyorum. önceki yazılarımdan birinde de söylediğim gibi, erdoğan bu günler için asla yerli dostlar edinmedi. kendi kitlesini sıkı tutabilmek adına herkese saldırdı, kızdı, hakaret etti. dinlemedi. anlamadı. kulak tıkadı. çevresindeki dalkavukları dinlemeyi tercih etti. tekel eylemcilerini hainlikle, gezi eylemcilerini vandallıkla suçladı. olaylarda ölen berkin elvan'ın annesini yuhalattı. polis şiddetinin önünü açtı. kişisel ve parti çıkarları için adaletsizlikler yaparak davaların görülmesini engelledi. bunları eleştiren gazeteciler işsiz kaldı. kimisi hapsi boyladı. bunlar, ve daha nicesini yapmış bir politikayıcı memleketim açısından iyi görmedim, görmem. yukarıda anlattıklarım, benim arzu ettiklerim değil, gördüklerimdir.

    41* sonuç olarak daha mhp'nin kısıtlı "iyimser" duruşu dışında türkiye'nin kaderine hükmeden partilerin gündemlerine bakıldığında memleketin hayati konularına ilişkin hiç bir emare görünmüyor. partilerin hiç biri suriye ve ışid konusunda ortaya doktrin atmıyor. dışa bağlı topal ekonomi için hiç bir proje ve hedeften bahsedilmiyor. gerileyen büyüme oranları, sanayi üretimi hakkında konuşan kimse yok. türkiye'nin belki de en önemli handikapı olan eğitim alanında sağlam ve temelli bir politika üreteni göremiyoruz. türkiye'nin zenginliklerini batı'ya peşkeş çeken orman kanunu, petrol kanunu, özelleştirme kanunu gibi ihanet yasalarını kaldırmaktan söz eden yok. partiler yalnız ve yalnızca nasıl iktidar olabileceğini düşünüyor. mustafa kemal'in deyimiyle, iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit ediyor.

    bu cümleler sizi karamsarlığa itebilir. biliyorum. fakat unutmamak lazımdır ki, karamsar olmak aptal olmaktan yeğdir. bize düşen şey; görmek, bilmek ve farkında olmak...

    yeni kitap listesi: (bkz: #52258041)

    http://baranbaa.blogspot.com.tr/…gansz-akp-chp.html
    twitter: https://twitter.com/10uncukoylu

  • fon: https://www.youtube.com/…gqyibpdmgiftvsyjfhd_eq5axs

    uzun bir aradan sonra yeniden merhaba. aradan bir ayı aşkın süre geçti ve bu süre zarfı içerisinde akp iktidarı devrildi. türkiye artık koalisyon gündemiyle meşgul. atılan her adım, söylenen her söz meseleyi daha da karmakarışıklaştırıyor.

    öncelikle, bu yazının neden geç yazıldığını anlatmak istiyorum. yıl başında yaşanan charlie hebdo katliamı ve syriza ile ilgili yazdığım yazılarda da açıkladığım gibi yaşanan bir hadiseyi yorumlayabilmek için aradan belirli bir süre geçmesi gerekir. bu süre, yaşanan olayların belirli odaklarda yarattığı etkiyi görmek içindir. yaşanan etki olayın nasıl yorumlanacağına ilişkin ip ucu verir ve hadise yorumlanır. ben başından bu yana komplo teorisi yazmadığım gibi, müneccimlik peşinde de koşmadım. hülasa, daima bekledim. bugün de bekledim.

    bana gelen mesajlarda, genellikle seçim sonuçları soruluyor ve sonuçlar hakkında yorumlar yapmam isteniyor. elbette benim de seçim sonuçları hakkında önemli düşüncelerim var. şimdi biraz bunlardan bahsetmek istiyorum. fakat elbette, benim olaylara "erdoğan-baykal görüşmesi" ve "davutoğlu'nun cnn türk'e yaptığı açıklamalar" üzerinden bakacağımı beklemiyorsunuz. tabiki bu yazı esnasında da farklı konulara, tarihsel olaylara giricez ve son düzlükte tüm parçaları aynı noktada birleştiricez.

    bilgilendirme;
    - okunacak kitaplar hakkında pek çok mesaj geliyor. kitap listesini bitiren arkadaşlar varmış. güncelleme yapmayı düşünüyorum.
    - imla ve noktalama konusunda şikayetçi olan arkadaşlar varmış. daha fazla dikkat etmeye çalışıcam.

    ***

    1* seçimlerden yalnızca 5 gün önce, 2 haziran 2015'te graham fuller'in huffington post'ta yeni bir makalesi yayınlandı. fuller, seçimin galibinin erdoğan olmasını bir tür "tek adamlık dönemi" olarak niteledi. fuller'e göre bu olmamalıydı. erdoğan'ın önündeki en büyük engel ise hdp'ydi. aynı tezi mayıs ayında morton abramowitz de destekliyordu. bipartisan policy center'nin yayınladığı rapor erdoğan zaferi önünde yalnızca hdp'yi engel görüyordu. yani seçimlerin yıldızı haline gelecek hdp batının da gözdesiydi. peki neden hdp? cevapları duyar gibiyim: çünkü hdp barajı aşabilecek tek alternatifti...

    2* hdp önceki genel seçimlerde %6,3 oy almıştı. parti aynı zamanda pkk'nın siyasal kolu gibi faaliyet güdüyordu. parti lideri selahattin demirtaş sıkı bir öcalan hayranıydı ve aynı zamanda ermeni sorununda türkiye'nin soykırım yapmış olabileceğini beyan ediyordu. partinin örgütle sıkı bir ilişki vardı. tüm bunlar hdp'nin bir türkiye partisi olma hedefinin önünde kaya gibi duruyordu. bunun yanında hdp olur da barajı aşamazsa, akp başkanlık sistemine emin adımlarla yürüyecekti. özetle, hdp tek alternatif olmanın yanında çok büyük bir riskti. peki, ermeni soykırımını kabul eden bir parti, türkiye partisi olabilecek miydi?

    3* graham fuller söz konusu makalesinde akp'yi "başlarda çok iyi giden bir parti" olarak kabul etmiş ve akabinde "2011 yılından itibaren" ilişkilerin bozulduğunu söylemiş. neden 2011? önceki yazılarda 2011 yılının önemi defalarca anlatıldı. 2011 yılında kürt açılımı politikası terk edildi ve çözüm süreci doğdu. kürt açılımı amerika'nın türkiye'ye dayattığı bir politikaydı ve pkk'yı ortadan kaldırarak barzani'yi kürdistan'ın tek hakimi yapma amacı güdüyordu. akp kürt açılımını başlatınca pkk terör eylemlerini sıklaştırdı. karşılık olarak da cemaat kadroları kck operasyonlarını başlattı. 2011 yılına gelindiğinde ise erdoğan, hakan fidan üzerinden yeni bir politika başlatarak kürt açılımını sona erdirdi. devlet pkk ile görüşmeye başladı. kürt açılımı politikasını terk eden akp önce oslo görüşmelerinin sızdırılmasıyla uyarıldı. akabinde hakan fidan'a yapılan operasyonla bir uyarı daha verildi. her şeye rağmen akp ve pkk çözüm sürecinde diretti. böylece pkk yaşam süresini de uzatıyordu.

    4* akp 2011'de başlattığı çözüm süreci ile aynı zamanda batı'yla arasına mesafe çekmişti. zira batı ırak, suriye ve mısır'da akp'nin desteklediği müslüman kardeşlerin iktidara uzanmasına izin vermemişti. haliyle akp 10 yıldır seçim kazanan bir parti özgüveni ile batı ile ilişkilerine mesafe koyma yoluna gitmişti. işte bu akp-batı sürtüşmesi 2011 yılına dayanıyordu. fuller bu nedenle 2011 yılını vurguluyordu.

    5* "hep aynı şeyleri tekrar ediyorsun" dediğinizi duyar gibiyim. fakat işin özünde bu bir tekrar değildi. kürt açılımı - çözüm süreci - barzani - pkk - hdp... tüm bu zincir 2015 yılı itibariyle yeniden dizayn edildi. nasıl mı? her şeyin başında batı "phillips raporu" ile pkk'yı tasfiye ederek barzani'nin önünü açıyor ve kürdistan fikrinin ana uygulayıcılığı görevi kdp'ye düşüyordu. bu bağlamda pkk ve tabi onun siyasal uzantısı olan hdp de potansiyel bir batı karşıtlığı ile donatılıyordu. 2012 yılından itibaren kürdistan bölgesine musallat olan ışid, çoğunlukta kuzey suriye'de faaliyet gösterdi. pkk'nın suriye uzantısı olan pyd örgütüyle kobani'de amansız bir mücadele başladı. ışid ve pyd uzun süre birbirini tüketti ve barzani coğrafi bahaneler nedeniyle bölgeye yardım gönderemedi. ne zaman ki bölge ağır kayıplar vermeye başladı, pkk'nın da türkiye'yi karıştırması ile birlikte koridor açıldı ve peşmerge kuvvetleri kobani'yi batı ordusunun hava desteği ile geri aldı. kayıpları pyd vermişti fakat kahramanlık barzani'nindi.

    6* batı'nın kürdistan pastasının tümünü barzani'ye uzatıyor olması, pkk'nın hiç de hoşuna gitmemişti. öyle ki, pkk kuzey ırak'ta kendisine yeni yaşam alanları açma gereği duydu. ışid'le yaşanan çatışmalar sonucunda ırak merkezi hükümetinin kontrolü yitirdiği musul'un şengal bölgesinde kanton kuran pkk ile barzani'nin arası açıldı. taraflar birbirlerini bölücülük ve ihanetle suçladı. konuyu pkk-kdp kuzey ırak iç savaşı başlığında yazdım.

    7* toparlayacak olursak batı, kürdistan bölgesinde konjonktürel olarak barzani'yi destekliyor ve pyd ile pkk'nın gücünü seyreltiyordu. batının bu politikası pkk ve kdp arasında krize neden olmuştu. pkk gibi onun siyasal uzantısı olan hdp'nin de bu krizde pkk'nın yanında durması beklenirdi. fakat batı türkiye'de yapılacak seçimlerde hdp'yi bir tür umut olarak görüyordu. bu nedenle hdp'nin pkk çizgisinden çıkarılması gerekiyordu. aksi halde erdoğan aşırı kuvvetlenirdi. peki hdp'nin pkk çizgisinden çıkarılması nasıl olacaktı? cevap aslında hdp'nin son seçim politikasında gizli: türkiyelileşme...

    8* hdp'nin türkiyelileşmesi batı için inanılmaz bir şanstı. bu sayede hdp önemli bir siyasi güç elde ederek akp'yi iktidardan edecekti. aynı zamanda batı'nın nicedir tasfiye etmeye uğraştığı pkk, siyasi uzantısını kaybederek yalnızlaşacaktı. böylece türkiye'deki kürt halkının meşru temsilcisi hdp olacak ve bu amaç için ortaya çıkmış ve 30 yıl boyunca mücadele etmiş pkk tarihin tozlu sayfalarına uğurlanacaktı. sanılanın aksine, pkk en başından bu yana türkiye'yi bölmek için değil, türkiye'deki kürt topluluğunda "kürtlük bilinci uyandırmak ve kürt ulus bilincinin meşru temsilcisi olmak" için çabaladı. aradan geçen 30 yıl pkk'yı güneydoğudaki önemli bir kitlenin temsilcisi haline getirdi. bu kitle, 90'lı yıllardan itibaren kurulan kürt partileri vasıtasıyla gelişti ve akp'nin kürt açılımı politikasıyla nihayete erdi. fakat bir problem vardı. pkk yani kürdistan işçi partisi temelinde sosyalist bir tür sol öğreti barındırıyordu. oysa güneydoğu kürtlerinin büyük bölümü muhafazakardı. zaten bu nedenle akp güneydoğuda ciddi anlamda oy kazanıyordu. bu oy akp'ye özal'dan ve daha öncesinde menderes'ten miras kalmıştı. işte türkiyelileşen hdp projesinin hitap ettiği temel kitle güneydoğu'da akp'ye oy veren muhafazakar kürtlerdi. bu kitlenin "sol temelli pkk uzantısı olan hdp'ye" oy vermesi başlarda mümkün değildi. fakat artan kürtlük bilinci ve hdp'nin özellikle son altı ayda türkiyelileşme hareketi başlatması ile birlikte söz konusu kitle fikir değiştirdi. böylece 7 haziran seçimlerinde hdp oy patlaması yaşadı. akp ise güneydoğuda dibi boyladı.

    9* özellikle halk arasında "chp ve mhp'nin hdp'ye oy kazandırması" denilen şey, aslında akp'li kürtlerin hdp'ye kaymasından başka bir şey değildi. hdp'nin pkk'dan sıyrılarak türkiyelileşmesi aynı zamanda batı'nın çok istediği iki şeyi de sağlamış oldu. hdp hem pkk'dan soyutlanarak örgütün fonksiyonunu bitirme noktasına getirdi hem de erdoğan iktidarını devirdi. bu açıdan bakıldığında hdp batı için muazzam katkıda bulunmuş oluyordu. bu katkı ise akıllara doğal olarak "batı-hdp ittifakı" seçeneğini getiriyor. bu bağlamda 68'liler vakfı söz konusu süreçte batı ile hdp'nin ittifak içinde olduğunu açıkladı. seçimden bir kaç hafta önce de batı'nın önemli ismi justin p. friedman hdp'ye ziyaret gerçekleştirdi. hem abramowitz hem de fuller seçimler için hdp'nin kilit parti olduğunu açıkladı. tüm bu yaşananlar batı-hdp ittifakını açıklamıyordu fakat önemli soru işaretleri bırakıyordu.

    10* pkk ise özellikle son iki ay içerisinde hem kdp ile kanlı bıçaklı hale geldi hem de siyasal uzantısı olan hdp ile gittikçe uzaklaştı. iş öyle noktalara vardı ki, geçen hafta pkk'li teröristler iran sınırındaki kdp güçleri ile çatışma yaşadı. iki peşmerge öldürüldü. pkk çevreleri barzani'nin akp'ye oy verilmesi yönünde çağrılar yaptığını iddia etti. barzani ise bu haberi yalanladı. kdp de bu süreçte hdp'ye büyük destekte bulundu.

    11* pkk'nın hdp'yle yaşadığı kırılmalardan en önemlisi nevruzda yaşandı. öcalan nevruz için kaleme aldığı bildiri ile silahların bırakılması talebinde bulundu. bu talep pkk'nın bitkisel hayata geçişi anlamına geliyordu. kandil ise bu çağrıya aradan geçen 4 aya rağmen henüz uymuş değil. pkk çağrıya neden uyulmadığı konusunda 14 mart 2015'te açıklama yaptı. cemil bayık yaptığı açıklamada açıkça "kürt sorunun çözümünde muhattap öcalan'dır" diyerek barzani'yi muhattap kabul eden kürt açılımına meydan okudu. bayık aynı zamanda silah bırakma çağrısının uygulanmama nedeni olarak "öcalan'ın tutuklu olmasını" gösterdi. bayık'a göre öcalan tutuklu kaldığı sürece doğru karar veremez ve bu nedenle silahların bırakılması talebi de uygulanamazdı. böylece bayık pkk'nın bitkisel hayata geçişini öngören silah bırakma hamlesi için kabul edilmesi mümkün olmayacak bir şart ileri sürerek pkk'nın ömrünü uzatıyor, öte yandan da öcalan'ın muhattaplığını ilan ederek pkk'yı tasfiye eden kürt açılımını reddediyordu.

    12* sonuç olarak açık bir şekilde ifade edilmese bile pkk ile hdp arasında yaşanan bir gerilim mevcuttu. bu gerilim sinyalleri seçimlerin hemen ardından 8 haziran 2015'te yaşandı. kandil demirtaş'ın "emanet oylara teşekkür" beyanına karşılık olarak hdp yanlış yapıyor açıklaması yaptı. aynı gün diyarbakır'da hüda par'lı bir ismin öldürülmesi ile birlikte toplumun hdp'ye olan öfkesi körüklendi. bu eylem hdp ve pkk arasındaki gerilimin artmasına neden oldu. pkk her ne kadar böyle bir kavgaya karşı istekli olmasa da, örgütün yok olması konusunda daha fazla isteksiz olduğundan şimdilik "öcalan şartı" sayesinde gerilimden kaçınma fırsatı yaratıyor. her şeye rağmen ipler gerilmeye çoktan başladı bile. aslında yazının gecikmesinin nedeni de buydu. "pkk-hdp" gerginliği için bir kıvılcım arıyordum. o kıvılcım bugün ortaya çıktı.

    13* demirtaş 11 haziran 2015 saat 10:30'da yaptığı açıklamada "öcalan silah bırakma çağrısı için hazır" mesajını verdi. yalnızca beş saat sonra cemil bayık açıklama yaptı. net konuştu. öcalan serbest bırakılmadan adım atılamaz dedi. pkk böylece hdp'ye "örgüt için son kararı biz veririz" mesajı veriyordu. bu mesajlar elbetteki kürt halkının sözcülüğü için girişilmiş bir mücadelenin göstergesiydi. bu olaydan sadece bir saat sonra pkk'nın iran kolu pjak, doğu kürdistan'da 6 adet peşmerge öldürdü.

    14* tüm bu etkenler üzerinden bakacak olursak, batı'nın seçimlerdeki kozu olan hdp barajı aşarak görevini yerine getirdi. fakat şu asla unutulmamalı. batı türkiye'de model sorunu değil lider sorunu yaşıyor. batı'nın akp ile hiç bir sorunu yok. tek sorun "erdoğan". henri barkey seçimlerin hemen ardından katıldığı bir toplantıda "seçimin kaybedeni akp değil erdoğan" açıklaması yaptı. bu nedenle erdoğan'sız bir akp yaratılmak zorunda. şayet erdoğan'ın pasifize olması sağlanırsa, batı, akp ile yaşadığı ittifaka geri dönmeye hazır. bunun için de akp'nin başına erdoğan'ın hükmedemediği bir isim geçmeli. bu isim kim olabilir? tabiki abdullah gül.

    15* yaklaşık 2 yıldan bu yana sıkı bir akp eleştirisi yapan batı medyasının önemli kuruluşlarından birisi the financial times... söz konusu kuruluş yakın zamanda erdoğan'ın azarlarından nasibini aldı. gazete 2002-2011 döneminde sıkı bir akp müttefikiyken 2011 itibariyle akp karşıtı haberlerin odağı haline geldi. ocak 2015'te açıkça erdoğan düşmanlığını ilan etti. gazete nisan ayında ise türkiye'de bir tür zirve düzenledi. zirvenin onur konuğu ise tabiki abdullah gül'dü. erdoğan'ı kıyasıya eleştiren yayın organı, türkiye'de erdoğan'ın burnunun dibinde gerçekleştirdiği zirveye gül'ü davet ediyordu. gül zirvede uzun bir konuşma yaptı. "türkiye bi süredir yerinde sayıyor, artık eski günlere dönmek gerek" dedi. bir sonraki gün financial times yeni bi haber yaptı. başlık manidardı: davutoğlu ve erdoğan arasında büyüyen gerilim

    16* financial times'ın erdoğan nefreti seçimlerin ardından büyümeyi sürdürdü. 11 haziran 2015'te yeni bir haber yayınlayan gazete, erdoğan ve dalkavukları köşeye sıkıştı başlığını attı. gazete "merkez bankası artık faizleri artırabilir." ihtimalini de ifade ediyordu. aynı gün habertürk gazetesinden fehmi koru "gül'ün yeniden genel başkan olması" ihtimalini ima eden bir yazı yazdı. akp'li ahmet taşgetiren ise koru'nun yazısını abdullah gül'ü savaşa sürmek şeklinde niteledi. son olarak andy-ar isimli anket şirketi, akp tabanının gül'ü istediğine dair bir takım çalışmalar yayınladı.

    17* sonuç olarak akp, gül'ün liderliğinde "erdoğansızlaşan" görünümüyle batı ile yeniden ittifakta birleşecektir. bu ittifakla birlikte 2011'de tıkanan kürt açılımı, türkiyelileşen hdp ile birlikte yürütülmeye devam edecektir. akp'nin chp ile yapacağı koalisyon, partinin "sorun yaratabilme ihtimaline karşın" bir tür click vazifesi görecektir. chp ise akp ile yapacağı koalisyonu tabanına açıklayabilmek için bazı tavizler koparmak zorunda. bu tavizler elbette 17-25 aralık dosyaları, iç güvenlik yasasının ve diğer anti-demokratik yasaların yürürlükten kaldırılması türünde olacaktır. böylece kritik bazı bakanlıkları ele geçiren ve akp'nin bazı izlerini silmeyi başaran chp kendi tabanına koalisyonun açıklamasını yapma fırsatı bulacaktır.

    18* koalisyonun hdp ile yürüteceği çözüm süreci ise dönüp dolaşıp "öcalan'a serbestlik şartı" noktasında kilitlenecetir. bu bakımdan öcalan'ın pkk'ya "benim özgürlüğümü şart koşmadan silah bırakın" talimatı vermesi büyük bir ihtimal olarak önümüzde duruyor. koalisyonun "öcalan'ı serbest bırakma" çılgınlığına girişmesi ise seçmen açısından büyük bir yıkım olacağından şimdilik böyle bir deliliğin yaşanması ihtimali düşük.

    19* sonuç olarak geçmişte de belirttiğim üzere, 7 haziran 2015 seçimlerinin türkiye'nin önemli sorunlarını çözme açısından hiç bir belirleyiciliği yoktur ve olmamıştır. seçimin sonuçları pkk'yı sahnenin dışına iterken hdp'yi önemli bir aktör haline getirmiştir. elbette erdoğan da seçimin mağlubudur ve erdoğan'sız bir akp planı daha gerçekçi bir hal almıştır. fakat erdoğan'lı türkiye kadar erdoğan'sız bir akp de oldukça olumsuz neticelere gebedir. zira her türlü otoriter eğilimlerine karşı erdoğan türkiye'yi uzunca bir müddet batı'dan uzağa savurmuştu. şimdi, erdoğan'ın düşmesiyle birlikte akp-batı ittifakı canlanarak sonsuz bir taviz kapısı aralanacak ve ülke yokuşa biraz daha hızla sürüklenmeye başlayacak. bu bakımdan tüm hukuksuz ve otoriter tavırlarına rağmen erdoğan'ın yokuşun önündeki bir taş olduğunu belirtmek gerekir.

    20* erdoğan ise bu neticenin gerçekleşmesine yanaşma niyetinde değil. şimdilik her konuda ılımlı bir izlenim veren erdoğan, akp'deki gücünü kaybetmemek için her şeyi yapacaktır. bu bağlamda fuat avni'nin 11 haziran 2015 gecesi attığı tweetler büyük oranda gerçeklik payı taşıyor. türkiye yaklaşık iki yıl süredir yabancı sermaye desteğinden mahrum ve söz konusu açık akp'nin gayri resmi yollarden temin ettiği kaynağı belirsiz dolarlarla kapatılıyor. bu nedenle akp'nin kontrolünde olan kaynağı belirsiz paraların piyasadan çekilmesiyle birlikte türkiye bir tür nakit krizine girebilir ve bu kriz koalisyon hükümetlerinin türkiye'yi krize götürdüğü sonucuna bağlanarak akp'nin yeniden güçlenebilmesi için kullanılabilir.

    21* 7 haziran 2015 seçimleri batı'nın dayattığı ve akp'nin 2 yıl boyunca uyguladığı kürt açılımının devamı için önemli bir fırsat sunuyor. aynı zamanda kurulacak batı yanlısı koalisyon ab politikası ve kıbrıs sorunu konusunda yeni tavizler vermek zorunda. bu fırsatlar yeni akp'nin erdoğansızlaşmasına ve hdp'nin pkk'sızlaşmasına bağlı. yukarıda bahsedilen siyasal evrimler tamamlandıktan sonra partiler pekala süreci yürütebilir. öyle ki bu birliktelik anayasayı değiştirecek güce dahi sahip olabilir. söz konusu anayasal süreç ise kürt açılımının tamamlanmasına binaen "demokratik özerklik" bağlamında yeni bir düzen getirebilir.

    22* tüm bunların yanında şimdiye dek ele alınmayan tek bir parti kalıyor. o da mhp... devlet bahçeli bilerek yahut bilmeyerek çok önemli bir açıklama yaptı. seçimin hemen ardından verilen zamansız ve aşırı bir sözle kendisini bağlayan bahçeli belki de istemeyerek çok önemli bir oyun kurguladı. napolyon'un "düşmanınız hata yaparken onu rahatsız etmeyin" düsturunu aratmayacak bir şekilde rakiplerini iş birliğine yönlendiren bahçeli hdp ile koalisyon kapısını kapatarak kendisini sözüyle bağlamış oldu. böylece mhp "kürt açılımı" planına asla bulaşamayacak bir konuma çekildi. öte yandan 11 haziran 2015 tarihinde mhp genel başkan yardımcısı durmaz'ın yaptığı açıklamalar da bahçeli'nin konuşmasıyla tutarlı seyretti. konuşmada hdp ile koalisyon yapılamayacağı kesinleşti. öte yandan çözüm sürecinin kaldırılması gibi "kabul edilmeyecek" şartla reel koalisyon ihtimalini %0,01 rakamına indirdi.

    23* bahçeli şimdilik herhangi bir koalisyonda bulunmamayı ve ülkeyi uçurumun kıyısına getirecek önemli politikalara muhalefet etmeyi düşünüyor. bu sayede düşmanlarını hata yaparken yalnız başına bırakan mhp 2002'de dsp ve anap'ın yaşadığı akıbeti akp ve chp'nin yaşamasını ümit ediyor. mhp'nin bu uzlaşmaz tavrı şimdilik "akp'nin devrilmesini isteyen" kesimi fazlasıyla rahatsız ediyor fakat aksi ihtimalde mhp'nin akp veya hdp ile ittifak kurması ise bizzat mhp'nin temellerini dinamitleyecek cinsten... batı'nın tasarladığı türk siyaseti bir sağ bir sol ve bir kürt partisinden ibaret. mhp ise "kürt politikasından nemalanabilecek" bir tür tehdit misali gücünü koruyor. diğer yandan mhp'nin %17'lik oy oranı batı'nın perspektifinden bakıldığında hiç bir amaca hizmet etmiyor. dolasıyısla mhp'ye bu senaryoda herhangi bir görev düşmüyor. özetle mhp'nin yok olması gerekiyor. işte bu durum mhp'yi kilit bir parti haline getiriyor. devlet bahçeli'nin seçimin hemen ardından yaptığı konuşma ise mhp'nin kilit rolüne yönelik olumlu bir etki yarattı. bu yazıyı okuyanların büyük bir bölümü mhp'nin mevcut konumundan rahatsız olabilir. fakat mhp sınırlı hareket alanı içerisinde yapılabilecek en manalı hareketi yaptı ve napolyonvari bir duruşla düşmanları hata yaparken hareketsiz kalmayı yeğledi.

    24* mhp, ilerleyen zamanda daha sıkıntılı günlerle karşılaşabilir ve dezenformasyona uğrayabilir. unutulmamalı ki mhp kadrosu 2011'de yaşanan türden skandallara açık ve zayıf. partinin bir an önce daha iyi bir vizyon ile sahneye girmesi ve misyonunu kuvvetlendirmesi gerekiyor. en önemlisi, mhp'de yükselen parti içi muhalefete ve destekçilerine dikkat etmek gerekiyor. günün şartları mhp'ye "ırkçılığa uzanan türden milliyetçi" bir parti olmaktan daha farklı bir görev yüklüyor. tıpkı hdp'ninki gibi türkiye'nin tümüne hitap eden bir görünüm...

    25* aksi halde... erdoğansız akp ve chp koalisyonunun pkk'sız hdp ile yürüteceği süreç sonunda değişen anayasa ile birlikte kürtlere bir tür demokratik özerklik tanınabilir. şayet barzani kürdistan'ın kurulmasını daha öne çeker ve türkiye kürtleri hemen güneydeki bu devlete katılmak için sokağa inerse, bu kıvılcımın alevlere dönüşmesini engellemek oldukça zorlaşır. batı'nın senaryosuna göre o gün geldiğinde pkk olmamalı. zira pkk gibi dünya tarafından terör örgütü görülen bir oluşum kürtlerin sivil direnişine olumsuz katkıda bulunabilir. türk hükümeti yaşanan olayları terör örgütü ile özdeşleştirebilir ve devlet müdahalesini meşrulaştırabilir. bu açıdan söz konusu gün geldiğinde pkk'nın çoktan tarih olması gerekiyor. işte bu görev de pkk'sız hdp'ye düşüyor.

    26* son olarak, chp'nin akp ile girebileceği koalisyon için, nasıl bu kadar emin olabildiğimi soranlar olacaktır. chp'nin tepe kadrosuna paraşütle iniş yapan yeni ismi selin sayet böke gelecek hafta yapılacak bilderberg toplantısına davet edildi. sadece bu gelişme bile, chp'nin bulunduğu konum itibariyle ciddi mesajlar barındırıyor.

    dipnot: bu yazı yayınlandıktan hemen sonra gül'ün erdoğan'ı arayarak "erken seçim hata olur" uyarısında bulunduğu haberi medyaya düştü. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/29263421.asp

    ekler;

    * kemal derviş'ten akp-chp koalisyon önerisi,
    * henri barkey'in "kaybeden akp değil erdoğan" yorumu,
    * gül financial times zirvesinde konuştu, her şey daha iyi olabilirdi
    * selin sayek böke'nin dişi kemal derviş olması

    http://baranbaa.blogspot.com.tr/…nel-secimleri.html
    twitter: https://twitter.com/10uncukoylu

    devamı yarın...

  • asil mucadelenin simdi basladigi secim
    edit: yurtdisi secmeniyim chp'ye oy verdim

    parti parti gidelim ama genel konusalim

    adalet ve kalkınma partisi (beklenti: 42+-1)
    oncelikle 29 mart 2009 yerel seçimlerinden sonra ilk defa akp ciddi anlamda oy kaybetti ve tek basina iktidar olma sansini kacirdi. bunda tabi temel sebep akp'nin ozellikle mhp'ye ve hdp'ye oy kaybetmesi. aslinda bunu hdp basliginda yazacaktim da hdp'ye asil baraji gecirten akp'li kurt secmenlerinin hdp'ye yonelmesi oldu. akp icinde bir ihtimal "kurt olma musluman ol" politikasi derinden olmasa da yuzeysel bicimde sorgulanacaktir. keza akp'nin guneydogu'da yasadigi erimede suriye politikasinin da etkisi buyuk. hem kobani kaynakli kriz hem de gocmenler sorunu bolgede akp'ye yonelik tepkiyi artirmisa benziyor.

    ahmet davutoğlu tartismasiz bu secimin en buyuk kaybedeni. davutoglu'nun secilme sebebi dusuk profilli olmasiydi. ozellikle 2011 sonrasinda akp diye birsey kalmadi, olay erdogan'i sevenler kulubune dondu. bulent arinc ve abduilah gul'un ideolojik olarak cok farkli olmamalarina ragmen harcanmasinin sebebi de bu. barinc'in ozgul agirlik muhabbeti, abdullah gul'un "ben bu partinin kurucusuyum" demesi bu yuzden. oysa yeni akp'de ki yeni turkiye muhabbeti de bunun yansimasi erdogan'a tartismasiz biat disinda bir ozelligi yok.

    peki davutoglu neyi yanlis yapti ya da baskasi olsa daha iyi bir sonuc alinabilirdi. buyuk ihtimalle 1-2 puan fazla alinirdi.
    davutoglu akp'nin gorece ideolojik kanadindan geliyor. her mitingde saga sola selam gondermeleri davutoglu sadece secmene red meat atmak icin yapmiyor, harbiden sam'in sokaklarini ezbere bildigine inaniyor.
    ancak akp secmeninin hepsi imam hatip mezunu, core islamci degil...

    ikinci noktaysa akp'nin secim kampanyasi celiskilerle doluydu. soyle zengin ulke olduk, boyle zengin olduk...ama chp'ye emekliye para verecegim dedigi zaman para yok.

    üçüncü noktaysa akp bu seçimde adayları yerel teşkilatlara danışmadan belirledi. chp'de gördüğümüz gibi önseçim teşkilatı gazlayan birşey

    davutoglu'nun kellesi gidecek, burasi hemen hemen kesin. davutoglu'nun koltugunda gozu olan adamlarin elinde cok buyuk bir koz var. en az 10 kisi erdogan'a "ya yuce baskanim, super insan..bak bu davutoglu'na adam guzelim partiyi 276'dan etti" geyigi yapacak. kimse "biz ne yapiyoruz amk birseyleri yanlis yapiyoruz herhalde" demeyecek.

    aslinda ironik bicimde akp'nin baykal donemi chp'sine ya da mevcut anadolu partisi'ne donme ihtimali var. ideolojik saflik (ki bu erdogan'a biat oluyor) ugruna zaman icinde kitleden uzaklasmak.

    ama akp'nin bir anda dagilacagini dusunmek saflik olur. bunu entry'nin ilerleyen kisimlarinda anlatacagim da 7 haziran muhalefet icin buyuk taaruz degil sakarya savasi ya da stalingrad. evet dusmani durdurdun ama dusman hala orada. akp su anda pusuya yatmis muhalefetin cokmesini bekliyor. keza akp'den beslenen is adamlari, gazeteciler de henuz akp'den umudunu yitirmis degiller. akp'ye cikarlari geregi yaklasan tayfa 2018-2019 gibi uzaklasir yani akp ikinci secimini kaybettigi zaman

    aslinda asil merak ettigim akp muhalefet yapabilecek mi? butun siyasi soylemini fransiz devrimi'nin ilham babalarindan jean jacques rousseau'ya mezarda ters dondurecek sekilde "milli irade" kavrami uzerine kuran bir hareket muhalefet yapabilir mi. akp'nin ozellikle son 3-4 yildir mottosu "ben cogunluga sahibim, milli irade bizzat benim o zaman ananizi bile bellemeye hakkim var" seklindeydi. ya da akp sadece milleti temsil ediyor, geriye kalan muhalefet dis guclerin ajaniydi. bu durumda akp mevcut soylemini devam ettirmesi, ulusalci kesimin halk cahil geyigi yapmasina doner.

    ki isin bir baska boyutu daha var. soylemin otesinde akp basta yolsuzluklar ve o kadar suca bulasti ki gucu kaybetmeyi goze alamaz. erdogan'in "beni asacaklar" geyigi sadece secmene "ben menderes 2'yim" mesaji degil. gelin itiraf edelim, aramizda erdogan'in emeklilik gunlerini kucuk bir ege kasabasinda organik tarimla ugrasarak gecirecegini dusunen var mi. elbette idam edilmeyecek de hayatinin son gunlerini hapiste gecirecegini ben de dusunuyorum.

    abdullah gul falan ne ayak..o birsey yapar mi
    erdogan ile abdullah gul mustafa kemal ile ınonu gibi karakter bakimindan. inonu cok daha saglamci, kili kirk yararak karar veren bir tip. abdullah gul, erdogan iyice cokmeden girmez. ki abdullah gul'un devri henuz daha gelmedi. yukarida bahsettigim akp ikinci secimini kaybettigi zaman abdullah gul ortaya cikar.

    cumhuriyet halk partisi (beklenti 27+-1)
    galiptir bu yolda mağlup sozu chp'ye cuk oturuyor. aslinda chp pek cok ilde, ki sadece izmir'de degil 1 milletvekili cikardigi falan yerlerde oyunu artirdi. ne zamandan beri yaziyorum kilicdaroglu partiyi batili anlamda sosyal liberal/modern liberal cizgiye cekmeye calisiyor. kilicdaroglu'nun sahsindan ziyade chp vurgusu yapiliyor, onsecimlerle adaylar belirleniyor vs

    ki bence chp'nin en onemli farki kimlik siyaseti yapmayan tek parti olmasaydi. koalisyon senaryolarinda deginecegim de bu amina kodumun kimlik siyaseti yuzunden bugun bu haldeyiz. chp herkes icin ozgurluk, herkes icin ekonomik imkanlar dedikce mevcut secmenini negatif oy vermekten pozitif oy vermeye yonelttigi gibi (akp'ye karsiyim o yuzden chp'ye oy veriyorum vs chp'ye oy vermek istedigim icin veriyorum), yeni secmenleri de katacaktir.

    kilicdaroglu duzgun bir adam ve bu isin bir maraton oldugunun farkinda. yani insanlarin kafasindaki chp imaji bir gunde degismeyecek. ama kilicdaroglu sunu basardi
    1) merkez sag secmenin kafasinda bir catlak acmayi basardi...buradan yurumesi lazim ve yuruyecek
    2) kilicdaroglu'nun chp'ye donusu olmasaydi bugun hdp'ye emanet olarak giden oylar kalici olurdu ve buyuk ihtimalle cok daha fazla giderdi. baykal donemi chp'si hdp ile rekabet edemezdi.

    ki ben uzun vadede hdp ile chp'nin birlesecegini dusunuyorum. bu uzun vadede belki 15 yil falan. ki aslinda bu cok fantezi degil. ahmet turk'ler falan bulent ecevit'in 1970'lerde konya'da birinci ciktigi donemlerde chp'de siyaset yapiyordu. cunku o donem ecevit'i o doneme gore modern bir sol cizgideydi. ki bakarsan o donem cok absurdtur..robert kolej mezunu sair bir adamin ismi anadolu'da daglara taslara umudumuz karaoglan diye yazilmistir.

    peki chp ne yapmali...
    mevcut donusume tam gaz devam edilmeli...sozlukte yazdigim ve bu donem benenson'la yapilan anlasma icsellestirilmeli. yani secimlere 4 ay kala birileriyle anlasma yapmak yerine parti icinde bu islerle ilgilenen profesyonel bir birim kurulmali. keza teskilat bu donem daha gazdi (disardan oyle gorunuyor), bu gaz devam ettirilmeli. kilicdaroglu dogru bir yolda

    milliyetçi hareket partisi (beklenti 17+-1)
    her ne kadar ismi milliyetci hareket olsa da en hareketsiz duran parti mhp'dir herhalde. adamlar hic birsey yapmayarak oylarini artirabiliyor. durmus yilmaz'i adamlar transfer etti de herifi bir kere televizyonda gormedik. oysa durmus yilmaz mhp'nin kemal dervis'i ya da selin sayek boke'si olarak pazarlanabilirdi ama yapilmadi.

    mhp ne yapmali dersek...negatif oylari kalicilastirmali. aslinda chp'nin secim kampanyasini mhp yurutseydi 20'yi gecerdi. ancak sadece "terororere" diyerek en fazla bu kadar oy alinabiliniyor

    halkların demokratik partisi (son beklenti 9.7+-0.5)
    game of thrones'da bu bolumde wildling'ler duvari asiyor..lan yok yanlis entry oldu

    hdp bu secmenin en buyuk kazananlarindan..
    hdp birseyi iyi basardi...birincisi hdp'li olmayi "cool" birsey yapti.
    ama hdp'nin asil patlama yaptigi secmen kitlesi stratejik olarak hdp'ye oy veren chp'lilerden ziyade akp'ye oy atan kurtler. demek ki bunlar zerdust vs geyikleri kurt secmene cok da hitap etmiyormus.
    hdp'nin simdilik birincil amaci emanet oylari kalicilastirmaya kasmak olacaktir.
    (bkz: hdp'ye oy veren 500 bin chp'li/#52115439)

    buraya kadar parti meseleleri hakkinda yazdik...peki bundan sonra ne olur
    burada uc tane secenek var
    1) erdogan'in killik yapmasi
    teknik olarak yapabilir...cumhurbaskani basbakan olma yetkisini meclisteki herhangi bir milletvekiline verebilir. 45 gun icinde hukumet kurulmazsa da erken secime gidilir

    akp topu ayaginda tutarak erken secime gitmeye kalkarsa ulkede bayagi kargasa cikar, cunku bu resmen "akp iktidar oluncaya kadar secime devam" demek. bu da akp'ye girer

    2) muhalefetin satis yapmasi
    uc parti de akp ile koalisyon kurmayiz dedi. ki yukarida bahsettigim sebeplerden oturu kimse akp ile koalisyon kuramaz. eskiden olsaydi ocalan'in emriyle hdp yapar derdim de...su durumda hdp ocalan'i cigneyebilir.

    3) chp+mhp+hdp koalisyonu
    burada en makul secenek chp'nin tek basina azinlik hukumeti kurup, mhp ve hdp'nin desteklemesi. mhp ile hdp'yi hem bir araya getirip hem de getirmemenin tek yolu bu. zaten anayasa degisikligi her turlu yalan.

    peki devlet bahceli erken secim diye tutturur mu?
    erken secim hicbir seyi cozmuyor. hdp baraji gectigi her senaryo uclu koalisyonu bir sekilde gerektiriyor.

    bahceli 2002'de erken secim isteyerek akp'nin 13 yillik iktidarina yol acti, simdi erken secim diye tutturmasi akp'ye yarar. bu ortada

    peki boyle bir koalisyon 4 seneyi yonetebilir mi?
    teorik olarak evet..vergi sistemi olsun, is guvenligi olsun, yolsuzluklar, siyasi parti yasalari, secim baraji bu tarz konulara yogunlasir. ozetle taraflarin gomuldukleri kimlik siyasetine dokunmayan agirlikli olarak ekonomik meselelere yogunlasir.

    ocalan ile muzakereler durur. bunun yerine muzakereler selo uzerinden yurur ki olmasi gereken de bu, devletin dogrudan ocalan'i muhattap almasi yanlis.

    kriz olur mu, dolar arityor
    dolarin su anda artis sebebi nasil bir hukumet kurulacaginin belli olmamasi. akp'nin varligi kisa vadede belirsizligi yok edip, uzun vadede riski artiriyordu. mevcut durumda kisa vadede belirsizlik var ama uzun vadede risk az. tabi yukarinda ekonomi odakli koalisyon calisirsa.

    gelen yorumlara gore eklemeler yaparim...

  • çok fantastik bir seçim. resmen sözlü çatışma var. yaşadığım olayı aktarıyorum:

    kadının biri oyunu sandığa atarken "acaba hanginiz akpli hırsız" dedi, kimse oralı olmadı, bir adam hemen ayaklandı, "hakaret edemezsiniz" dedi. kadın "aha bu, dikkat edin buna" dedi ve söylene söylene gitti. arkasından bakakaldık, fon müziği bile çaldım kafamda. (teyzem 60'tan fazladır, zor yürüyordu ama çenesi maşallah asdfg)

  • "avrupada mis gibi bir yaşam sürüp
    akp' ye oy vererek
    bizim daha çok boka batmamiza
    katkı sağlayan
    tüm gurbetçilerin aq"