6 ocak 2016 cizre'de bir çocuğun vurularak ölmesi

  • bu tıklaaah! tıkhlaaah! diye histeri krizine giren dingil ve arkadaşları ne anlatmış oldu şimdi? hpg, ydgh çocuk militanlar yetiştiriyor, orada çocuk yaşta kim varsa, anne karnındaki bebek dahil ölümü haber değeri taşımaz potansiyel/a priori teröristtir mi, ya da zaten sizin sokakta oynuyor dediğiniz çocuklar (bkz: çatışmaların sürdüğü mahallede oyun oynayan çocuk), mesela şurada normal hayatına devam eden çocukların bilaistisna herbiri aktif silahlı militandır mı? ilkiyse çok yabancı değil, israilli parlamenterlerin filistinli kadın ve çocuklar için kurduğu argümantasyonlara benziyor, buna itirazımız yok da o zaman ne diye güvenlik güçlerimiz zaten maksimum özeni gösteriyor diye siksik ediyon, güvenlik güçlerimis minimum özen gösterse gönül mü koyacan, lafın mı bitecek, kamptan şok ispat'lı çocuk foto stokun mu darlanacak? ha ikincisiyse her ölüm için bir ampirik veriniz, deliliniz vardır herhalde, çünkü ibraz ettiğiniz fotolarda şu çocuğun suretini tespit edemedik.

    anası engelliydi, iki kez ameliyat ettirdim diyor, hadi bu seferki anaya inanmadık, hadi bu seferki çocuk silahlı, peki sonsuza kadar buna kani olmaya mı sebat ettik, ulan acaba olmayabilir mi, acaba bunca ölüm kanun ve anayasa ile görevlendirilip kontrol edilen bu güvenlik güçlerine siyasiler, medya, milliyetçi-ulusalcı kanaat önderleri ve kanun dışı infazlara benim gibi aktif/pasif rıza harçlayan kesimler tarafından kazandırılan devletlu davranmanın salahiyet, cüret ve ahlaki serbestliğinin sonucu olabilir mi, acaba bölgede yaşananlar benim de meşruiyet kazandırdığım bu "genel" tavrın, yıllar yılı devlet ve sermaye kaynaklı sistematik dezenformasyonların, zaman aşımlarının, geçmişle yüzleşmemenin, kapatılan, laçkalaşmış soruşturmaların ürünü olan rahatlık ve kontrolsüzlükle malul hareket alanında cereyan ediyor olabilir mi, "çocuğa üzüldük, sorumlusu kalleş pkk" dedik ama acaba bu sivil kayıpları hakkında etkin soruşturmalar yapılacak mı demekten, ve yahut kısa yoldan utangaçlığı bırakıp konpile soykırım önermekten daha yorucu değil mi?

    çok zikretmişiniz, şu geçen ay arabada vurulan çocuk, mevlüde iğdi, hakikaten ydgh militanları tarafından durmadıkları için vurulduysa, bu kontrol dışılığa neden olanın, karar verenin, ifa edenin alayı ruh hastası katildir. kimsenin kendi canından daha çok önemsemek "zorunda olduğu" bir dava kutsiyeti olamaz, rıza inşasının yerini böyle bir zorundalık koşulu almışsa onun adı bir toplumsal mücadele olmaz. zaten o yüzden soruyoruz, bir anayasası, bağımsız anayasa mahkemesi, bağımsız idare mahkemesi, en mazlumun, en güçsüzün, en biçarenin adalet hakkını doğal hukuktan korusun diye birbirini denetleyen koskoca teşkilatlar, imzaladığı uluslararası sözleşmeler, içtihatlar, legal-politik angajmanların öznesi olan bu yapay siyasi organizasyonu yasadışı örgütten tefrik eden ölçütler ne?

    muğlaklığı defedelim, bu devletin, bu rejimin bir ismini koyalım. bir ilkeden, bir ölçütten bahsedin, öldürüldüğünde cinayet addedilmeyecek yurttaşların sıralı tam listesi ve fotoğrafları elinizdeyse rica ediyorum hasıl olmadan önce bizimle paylaşın, hangisi kural hangisi istisna, hangisi sistemik hangisi münferit, hangisi kasten hangisi sehven bilelim, istisnayla yüzleştiğimizde bir afallayalım, hesap soralım, istisnanın kurallaştırılmadığına inanalım, umudumuz kabarsın.

    bu şekilde dibi görülmeyen bir istisna mıntıkasında, suçluyla suçsuz, hırlıyla hırsız, kurban edilebilirle kurban edilemez canlar arasındaki ayrımların anlamsızlaştığı bu belirsizlikler, bu ihtimaller cehenneminde bir istibdat rejiminin ağırlığını zihinsel ve duygusal olarak kaldırabilmek kesinlik belirten en kötü çözümden daha zor oluyor.
    -kendi yazdıklarım dahil şu tartışmaların tümü mide bulandırıcı gelmeye başladı, mümkünse girmeyin, okumayın-