500t temalı denizbank reklamı skandalı

  • sanırım 2006 yılıydı. artı3 adlı reklam ajansında grafiker olarak çalışıyordum. ortaklarından biri cem yılmazın kuzeni öner faruk ışık, diğeri mos production sahibi turgut kerki vs. facebook daha popüler olmamıştı, bir arkadaşın tavsiyesi ile kaydolmuştum. tabi ajans çalışanları ve biraz entelektüel kitle kullanıyordu. eski film kapaklarından bir fotoğraf galerisi yaptım. çok makara film isimleri vardı. özellikle yeşilçamın türk porno filmleri. en çok "fatmagül'ün suçu ne" ye gülmüştüm ve üzerine "keşke bugünün teknolojisi ile tekrar yapılsa" yazıp paylaşmıştım. bir sene sonra filmi yeniden yaptılar.

    boş zamanlarımda açarım photoshop'u, enteresan monte'ler yapıp facebook'dan paylaşırım. bir tanesinde elimde yüzük kutusu, bir kızın önünde diz çökmüşüm, yüzük açık ve içinde prezervatif var. üstünde de "ne olur evet de" yazıyor. 6 ay kadar sonra fiesta kondom markası animasyon şeklinde aynı temayı kullandı.

    bir keresinde köşe başındaki park etmiş araçları sırf zevk olsun diye çizen mahallenin bıçkın belalı tiplerini olduğu gibi alıp, street fighter oyunundaki bonus bölümü olan araba parçalama sahnesine montajlamıştım, çok da güzel olmuştu. bir iki sene sonra bir sigorta firması "aracınızın başına herşey gelebilir" diyerek aynı temayı birebir kullandı.

    bunun gibi bir kaç şey daha yaşadım ama hemen hemen hepsine tesadüf diyip geçtim. gel gelelim o ajans toplantısına kadar. yeni bir proje var, iş bize anlatıldı ve fikir üretmemiz istendi. toplantıdan masalarımıza dağıldık. fikir üretmem gerektiğinde yalnız kalmak, sigara kahve ile başbaşa düşünmek isterim. kahvemi doldurdum plazanın çatı katına çıkıcam. iş arkadaşlarıma baktım, bir de ne göreyim? hepsi internette, facebook'da, twitter'da, ekşisözlük'de, bobiler'de geziniyor. alenen çalıyorlar. işte orada taşlar yerine oturdu.

    yakın çevremde bir temizlik yaptım. türk insanı tek kelimeyle ahlaksız. ajda pekkan'ın söylediği şarkıların %90'ı fransızlardan çalıntı, sezen aksu'nun %50'si yunanistandan. ancak ikisinin de boğazda yalısı var. bu ahlaksız memlekette işler böyle yürüyor.

  • az evvel facebook duvarıma şöyle bir bakayım dedim ve 500t temalı denizbank reklamı karşıma gelince tıklayıp izlemeye başladım. şu kısma gelince de dumura uğradım. adamlar konuyu bildiğin şu (bkz: #31048012) girdimden araklamış. hatta yazdığım durak adlarını da sırayla kullanmışlar. esinlenme olabilir ama bunlar tüm ana fikri benim entry üzerinden kurgulamışlar. sadece sevişmeyi evliliğe uyarlamışlar o kadar. yazdığım semtleri bile değiştirmemişler. daha önce de iki kez tesadüfen izlediğim reklamlarda "ulan ben de bunun aynısını sözlükte yazmıştım" diyerek kıllanmıştım ama pek önemsememiştim. bunu da görünce artık net bir şekilde fikirlerimin araklandığına kanaat getirdim.

    benzer durumları daha önce de yaşamıştım. bobiler.org hesabımı kapatınca montelerimi kendi bloğuma koydum ve köşelerine de site adresimi yazdım. birkaç hafta sonra da yine facebook duvarıma bakınırken bir arkadaşımın "ahahaha çok güldüm ne adamlar ya :d:d" gibisinden bir yorumla paylaştığı görseli görünce yine dumura uğradım. başka bir facebook grubu site ismimi silip kendi isimlerini yazarak yaptığım görseli eklemiş ve binlerce kez beğenilip paylaşılmış. o şaşkınlıkla görselin altına "ben yaptım lan bunu." yazdım ve arkadaşımın verdiği yanıt. ":)" oldu. siklemedi lan adam. ben de yine neyse siktir et deyip geçmiştim. tabii bunlar benim tesadüfen denk geldiklerim.

    aslında önemsiz ufak ayrıntılar gibi görünüyor ama öyle değil. sen kafa patlatıp düşünüp ortaya bir fikir atıyorsun, birileri gelip o fikri alıp kendi fikriymiş gibi başkalarına satarak çok iyi paralar kazanıyor, sen tesadüfen görünce de "ulan ben de böyle bir şey yazmıştım/yapmıştım, neyse." deyip geçiyorsun ve öyle devam ettikçe de o haksız kazanç sağlayanlar, prim yapanlar bu sömürüye devam ediyor. sözlük bu konuda reklamcılar için bulunmaz bir maden ve daha önce de bu durumun defalarca kez tekrarlandığını biliyorum. esinlenerek fikir başka bir şeye dönüştürülebilir ama alenen araklanması can sıkıcı. bak yine araklayanlar paralarını kazanırken fikrin sahibi olarak benim canım sıkıldı. ne biçim düzen lan bu?

    edit: dava aç diyen arkadaşlar var. avukat arkadaşların konu hakkındaki önerilerine açığım. eğer ki hak iddia edebileceğim bir konumdaysam dava açabilirim.

    edit2: bu konuda uzman bir avukat arkadaşın ve gelen mesajların ortak yorumu: "senin entryni okuyan biri kesinlikle oradaki fikrini kullanmış" şeklinde. "aynı şey onların da aklına gelmiş olabilir" yaklaşımı hiç gerçekçi değil onu geçelim bir kere. bunu ben de, reklamı yapan ajans da gayet iyi biliyor. ajansa konuyu açıkladığım bir mail attım ve konunun gidişatı alacağım cevaba bağlı. umarım, hakkımı aradığım için hem fikri kullanılıp, hem de suçlu konumuna düşen ben olmam. ülkemizdeki gidişat o yönde ne yazık ki.